İstanbul. Adı 20 milyonluk metropol. Üç tane köprüsü, 1 tane denizaltı tüneli, 1 tane denizaltı metrosu, bilmem kaç bin kilometrelik bölünmüş yolu var. Gelin görün ki bu şehirde yaşam oldukça zor.
Ne zaman alıştık bunca zorluğa?
İnsan bazen düşünüyor İstanbul’da yaşamak daha ne kadar zor olabilir? Trafik, bomba korkusu, hırsızlık, gasp ve sayılamayan nice şeyler… Nasıl bu duruma geldik, nasıl normal karşılıyoruz tüm bu olanları? Ne zaman alıştık bu yaşama?
İstanbul’da sıradan bir gün…
Hava aralık ayının son günleri için mevsim normallerinde… Yağmur yağıyor, fırtına var, kar bekleniyor. Öğlen saatlerinde 30’dan fazla ilçesi olan şehrin büyük bir bölümünde elektrik kesintisi yaşanıyor. Bu kesinti saatlerce sürüyor. Kesintiden kaynaklı kombiler çalışmıyor, internet kesiliyor, televizyon yayınları donuyor.
Evlerde yaşayan hasta insanları düşünün, makineye bağlı yaşayan o insanların evinde elektik gittiğinde yaşamları tehlikeye giriyor.
Yeni doğmuş bir bebeği düşünün. Elektriği kesik bir evde kombi çalışmıyor, bebek soğuktan donacak. Artık yaşantımızın bir parçası olan internet de elektriğin kesilmesiyle ortadan kayboluyor. Yetkili kurumlar mevcut durum için ‘’ulusal şebeke ağından kaynaklanan genel bir problem var, en kısa zamanda düzenlemeye çalışılıyor” duyurusunu yapıyor.
Aradan birkaç saat geçiyor ve nihayet elektrikler geliyor. Ancak çile devam ediyor.
Bu kez de hava muhalefetinden dolayı televizyon yayınları donuyor, kablo arızaları meydana geliyor. Üstelik havanın her kötü oluşunda yaşanıyor bunlar. Peki sizce bunların giderilmesi için ne yapılıyor? Eğer bir şehirde her hava muhalefetinde televizyon yayınları donuyorsa, sorun bildirimi için müşteri hizmetleri arandığında ‘’bulunduğunuz ilçede herhangi bir hava muhalefeti var mı” diye soruluyorsa anlayın ki yıllardır hiçbir şey yapılmıyor.
Avrupa’da birçok şehir elektrik kesintisini unutmuşken, Türkiye’nin en gelişmiş ve çağdaş şehrinde bu kadar altyapı eksikliği kabul edilemez. Yaşam standartlarının arttığı, insanların refah ve huzur içinde yaşadığı bir kent herkesin en büyük dileği. Bu güzel oluşum için başta kamu kurum ve kuruluşları olmak üzere herkesin elinden geleni yapması gerekiyor. Daha güzel günleri yaşamak ve anlatmak dileğiyle…