Kemoterapi döneminde beslenme nasıl olmalı?

Kemoterapi döneminde nasıl yemekler yenmeli? Kanser hastalarının tedavi sürecinde doğru beslenme planı uygulaması, kendilerini daha iyi hissetmelerini ve yan etkilere karşı daha dayanıklı olmalarını sağlıyor.

Kemoterapi döneminde beslenme nasıl olmalı?

Kemoterapi sonrasında ağızda oluşabilecek kötü tada karşı ağız yemekten önce karbonatlı karışımla çalkalanabilir. Ağızdaki acı ve metalik tat; şekersiz, limonlu ve naneli sakızlar çiğnenerek giderilebilir. Metal çatal-bıçak yerine plastik olanlarını kullanmak bulantıyı hafifletebilir.

Sağlıklı beslenmek; hastalıklardan korunmanın yanı sıra iyileşme döneminde de vücudun savunma mekanizmalarını güçlendiriyor. Tedavisinde yan etkilerle karşılaşılan kanserle de doğru beslenme desteği sayesinde daha kolay mücadele edilebiliyor. “Hayatımızın her döneminde olduğu gibi kanser tedavisi görülen dönemde de yeterli ve dengeli bir beslenme programı uygulamak önemli” diyen Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır İçerenköy Hastanesi Dyt. Ayşe Korkmaz; kanser hastalarına, tedavi döneminde uygulayabilecekleri beslenme önerilerinde bulundu:


Kanser tedavisi sürecinde yeterli ve dengeli bir beslenme planı uygulamak, hastanın kendini daha iyi hissetmesine ve tedaviye bağlı oluşabilecek yan etkilere karşı daha dayanıklı olmasına yardımcı olur.

Ancak kanserde uygulanan tedavi şekilleri her kişide ayrı yan etkilere neden olabilir. Hastalarda, aldıkları tedaviye bağlı olarak farklı yan etkiler ortaya çıkabilir. Örneğin, verilen bazı kemoterapi ilaçları iştahsızlık, bazıları ise bulantı ve kusmaya yol açabilir. Bu nedenle gerek kemoterapi tedavisi sırasında gerekse sonrasında uygulanacak beslenme tedavisinin kişiye özel olması gerekir.


Kişiye özel beslenme

Tedavi gören kişinin besin alımının yakından takip edilmesi, besin alımında istenilen düzeylere ulaşılamadığı durumlarda, doktorunun da bilgisi doğrultusunda özel beslenme destek ürünleri kullanılması önem taşır.

Mucize besin yok

Zaman zaman medyada bazı besinlerle ilgili ‘kansere çözüm’ gibi abartılı haberler yapılsa da kanser tedavisinde tek bir besinin bu tip mucizevi bir etkisi olamaz. Bilgi kirliliğinin bu kadar çok olduğu bir ortamda, kanser tedavisi sırasında ve sonrasında beslenme konusunda en doğru bilgi doktor ve diyetisyenlerden alınabilir.


Özellikle kemoterapi sırasında alınan ilaç tedavisini olumsuz yönde etkileyebileceği için doktor/diyetisyen kontrolü dışında hiçbir ilaç ya da bitkisel destek ürünü kullanılmaması büyük önem taşır.

Ağızdaki kötü tada ve bulantıya karşı tavsiyeler

  • Karbonatlı karışım: Kemoterapi sonrasında ağızda oluşabilecek kötü tadı uzaklaştırmak için ağız yemekten önce bir tatlı kaşığı karbonat, 3/4 tatlı kaşığı tuz ve bir bardak ılık sudan oluşan karışımla çalkalanmalı.
  • Şekersiz naneli sakız: Bulantıyı hafifletmek ve ağızda oluşacak acı ve metalik tadı azaltmak için; şekersiz, limonlu, naneli şeker ve sakızlar tüketilebilir.
  • Metal kaşık yerine plastik: Bulantıyı hafifletmek için metal çatal – bıçak yerine plastik malzemeler kullanılabilir.
  • Sıvı kaybına karşı komposto: Çok miktarda kusma varsa dehidratasyon (vücuttan elektrolit ve sıvı kaybetme) önemli bir sorun haline gelebilir. Bu sürede zor da olsa bol sıvı almaya çalışılmalı. Kustuktan sonra ağız su ile çalkalanmalı. Bir süre bekledikten sonra elma suyu, ılık tavuk suyu çorba, komposto gibi içecekler tercih edilebilir. Eğer yeterli miktarda sıvı alınamıyorsa mutlaka doktora danışılmalı.
  • Sıcak gıda bulantıyı artırır: Aşırı tatlı, yağlı, baharatlı gıdalar bulantıları arttırabilir. Bu nedenle baharatlı, acılı ve sıcak yemekler yerine yumuşak, oda ısısında veya ılık yenebilen gıdalar tercih edilmeli. Gün boyu meyve suları ve tuzsuz ayran içilebilir.

kanser tedavisi

Rengarenk sofra hazırlayın yağlı et ve şekerden uzak durun

  • Kemoterapi sırasında ve sonrasında, yeterli ve dengeli beslenme planı uygulamak ve besin çeşitliliğine dikkat etmek çok önemlidir. Günde en az beş porsiyon her renkten sebze ve meyvelerden tüketilmeye özen gösterilmeli. Örneğin; turunçgiller, koyu yeşil yapraklı sebzeler ve sarı kök sebzeleri gibi. Farklı renklerdeki sebze ve meyveler fitokimyasallar olarak bilinen sağlığı geliştirici öğeler içerir.
  • Şeker tüketiminin kansere neden olduğuna dair net bir veri olmamakla birlikte; bunun istediğimiz kadar şeker tüketeceğimiz anlamına da gelmez. Fazla şeker alımı obezite, diyabet gibi hastalılara zemin hazırlar. Bu hastalıklarla kanser arasında da doğru orantılı bir ilişki bulunmaktadır.
  • Tedavi süresince ve sonrasında yağ tüketimi azaltılmalı ve yağlı etlerden mümkün olduğunca uzak durmaya dikkat edilmeli. Bu nedenle bazı günlerinde et ürünleri yerine nohut, mercimek, kuru fasulye gibi kuru baklagiller tercih edilebilir. Ancak bazı tedavilerde gaz, şişkinlik görülebilir veya tedavi öncesinde geçirilmiş operasyonlar nedeniyle hassasiyet olabilir. Bu durumda kuru baklagillerden kaçınmak gerekebilir.

Kuru sarımsak ve soğanı çiğ tüketin

  • Yeterli ve dengeli beslenmeli, öğünlerde dört besin grubundan yiyecek­lerin yer aldığı dengeli menüler hazırlanmalı.
  • Rafine tahıllar ve saf şeker yerine tam taneli tahıllar tercih edilmeli.
  • Yağ alımının azaltılması için yemekler az yağ ile pişirilmeli, et yemekleri yağ eklenmeden kendi yağları ile pişirilmeli, kızartma, kavurma gibi pişirme yöntem­leri yerine haşlama, ızgara, fırında pişirme yöntemleri tercih edilmeli.
  • Hazır ve işlenmiş gıdalardan uzak durulmalı.
  • Karnabahar, brokoli, lahana, brüksel lahanası tüketilmeli.
  • Sarımsak ve soğan özellikle çiğ olarak tüketilmeli.
  • Alkol tüketimi haftada 1 -2 kadeh ile sınırlandırılmalı

Genetik kodlar kanserin şifresini çözüyor!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.