Sokakların ağaçlar tarafından, evlerimizin çiçekler tarafından aydınlatıldığını düşünün. Türk bilim insanlarının yürüttüğü çalışmalarla aydınlatma sistemlerinin yerini Organik Işık Yayan Bitkiler alacak.
Ateşböceği, deniz anası gibi ışık saçan canlıların bu özelliklerinin bulunduğu genlerin bitkilerin tohumuna aktarılmasıyla ilgili proje Gebze Teknik Üniversitesi laboratuvarlarında sürüyor.
Gebze Teknik Üniversitesi (GTÜ)’de Organik Işık Yayan Bitkiler ile Türkiye ekonomisine büyük katkı sağlanmaya hazırlanılıyor.
GTÜ doktora öğrencisi ve Kimya Bölümü Proje Asistanı Murat Şahin’in sunduğu proje, katılımcıların beğeni ve dikkatlerinden kaçmayarak gündeme düştü. Şahin, yakın gelecekte şehirlerin bitkilerle aydınlatılacağını söyledi.
Aydınlatma ve enerji verimliliği konularında çalışan Şahin’in Organik Işık Yayan Bitkiler Projesinde; ateş böceği, deniz anası gibi ışık saçan canlıların bu özelliklerinin bulunduğu genler alınıp bitkinin tohumuna tümörlenecek.
Bitki de onu vücuduna yaymaya başlayacak. Böylece ışık içeriği taşıyan moleküller ışık saçtıkça bitki de etrafına ışık yayacak. Bu sistemle oluşturulan bitkiler ve ağaçlar parlak ışık yayarak, elektrik enerjisi kullanılmadan aydınlatma ihtiyacını karşılayacak.
‘Enerji konusunda verimlilik sağlayabilecek ürün elde etmeyi planlıyoruz’
Kimya, ziraat, moleküler biyoloji ve genetik gibi farklı disiplinlerin bir araya gelerek GTÜ Laboratuvarlarında hayata geçirmeyi planladığı bu proje için hazırlıklarına başlayan genç bilim adamı Şahin “Türkiye’de aydınlanma için yılda 40 milyar TL, sadece D-100 karayolunu aydınlatmak için ayda 2 milyon TL harcanıyor.
Bunun için yapılacak her katkı devlete ciddi paraların geri dönmesi anlamına gelecek. Sokak lambalarının yerine ışık saçan ağaçların, evlerimizdeki aydınlatmanın yerini bitkilerin almasını sağlayacak bu çalışma sonucunda katma değeri yüksek, enerji konusunda verimlilik sağlayabilecek ürün elde etmeyi planlıyoruz. Bu bitkileri ilk olarak üniversitemizde kullanmayı çok istiyorum” diye konuştu.
Ateşböcekleri nasıl ışık üretiyor?
Ateşböceği, ateşböceğigiller (Lampyridae) familyasını oluşturan bahar ve yaz aylarında geceleri uçarken yanıp sönen ışıkları ile tanınan, kınkanatlılar takımından böcek türlerine verilen isimdir.
Ateşböcekleri genellikle kısa aralıklarla yanıp sönen bir ışık saçar; bu ışığın yanıp sönme ritmi, erkek ile dişinin buluşmasını sağlayan işaret sisteminin bir parçası ve ateşböceklerini öbür ışık saçan böceklerden ayırt eden bir özelliktir. Işık saçmasının hızı, sıklığı ve dişinin erkeğe yanıt vermesinden önce geçen süre özel anlamlar taşır. Bazı uzmanlar bu parıltının ayrıca bir savunma mekanizması olduğunu ve saldırgana ateşböceğinin acımsı tadını anımsattığını öne sürerler. Oysa, bu önleme karşın, bazı kurbağalar o kadar çok ateşböceği yer ki, sonunda kendileri de ışık saçmaya başlar.
Erkekleri kanatlı, dişileri kanatsız olup larvalarına benzerler. Bazı çeşitlerinde erkek, dişi ve larvalar da ışık üretir. Bu özelliklerinden dolayı bazı bölgelerde dişi ve larvalara yıldız kurdu adı verilir. Her türün kendisine has sinyal şifresi vardır. Kuzey Amerika’da bazı çeşitlerin dişileri de kanatlı ve ışık üreticidir. Bütün ateşböceklerinin larva ve erginleri etçil olup, yumuşakça böcek ve böcek larvalarıyla beslenir.
Işık organları karın bölümünün son kısmında bulunur. Saydam bir kütikula tabakası ile örtülüdür. İç kısmı fotojenik hücreler ve otomobil farları gibi ışığı yansıtıcı bir tabakadan müteşekkildir. Işık organında üretilen yağa benzer Lüsiferin maddesi Lüsiferinaz enziminin katalizörlüğünde kademeli olarak oksijenle yakılır. Bu kimyasal olayda ışık meydana gelir. Hava oksijeninin kontrollü tüketimine bağlı olarak ışık zaman zaman yanıp söner. Bu yanıp sönmeler eşlerin birbiriyle haberleşmesini sağlar. Ateşböceğinin ürettiği ışık, yavaş yavaş meydana gelen oksitlenme sonucu kimyasal enerjinin ışığa dönüşmesidir.
Tayland’da geceleri nehir kıyısındaki Ton Lampoo ağaçlarını saran ateşböcekleri bir dakikada 120 defa parıldayıp söndüklerinden ortalık yarım saniye aralıklarla şimşek çakmış gibi aydınlanır ve ardından zifiri karanlığa boğulur. Jamaika’da ateşböcekleri o kadar parlak ve ışıklıdır ki, dallarda toplandıkları zaman beş yüz metre uzaktan ağaçlar alevler içinde yanıyormuş hissini verir.