2016 Küresel Ticaret Yönetimi Anketi’ne göre küresel ticaretin önündeki en büyük engel; sektörün hızla gelişen teknolojiden uzak kalması…
30 ülkeden bin 700’den fazla ticaret profesyonelinin katıldığı anket, şirketlerin serbest ticari anlaşmalarla sağlanan avantajlardan haberdar olmadığını, ürünlerinin gümrüklerdeki durumunu da manuel tasnif ettiğini ortaya koyuyor. Bu sonuca rağmen sektör otomatikleşmeye sıcak bakmıyor.
KPMG ve Thomson Reuters’in ortak düzenledikleri yıllık 2016 Küresel Ticaret Yönetimi Anketi, tüm dünyadaki ticaret ve tedarik zinciri departmanlarının hızlı değişime uyum sağlamak ve başarıyı artırmak için gereken sistem ile süreçlere sahip olmadıklarını ortaya koydu.
Bu yılki ankette operasyonel uygulamalar, riskler ve küresel ticaret departmanlarını etkileyen zorluklar hakkında sorulara yanıt arandı. Genel dinamikler, trendler ve büyüme fırsatları hem bölgesel hem de küresel seviyede araştırıldı.
Araştırmaya göre ithalat ve ihracat faaliyetleri etrafında şekillenen küresel ticaret süreçleri ağırlıklı olarak manuel gerçekleştiriliyor. Bu da zaman alan bir sürece neden oluyor. Ayrıca serbest ticaret anlaşmaları ya da ilgili ürünle ilgili gümrük mevzuatlarına ulaşmakta güçlük çekiliyor.
Teknoloji için gerekli fon ayrılmıyor
Araştırmaya göre, katılımcılar otomatikleştirilmiş süreçlere ihtiyaç olduğu gerçeğini kabul etseler de gerekli fonları ve desteği sağlama konusunda kuruluş bünyesinde pek çok sorun olduğu görülüyor. Sınıflandırma ve transfer fiyatlandırması başlıca güçlükler olarak sıralanıyor. Yürürlüktekilerden bile henüz tam olarak faydalanılmayan yeni ticaret anlaşmalarının onaylanması konusunda da önemli tartışmalar yaşanıyor.
Manuel süreçler ticareti yavaşlatıyor
İthalat ve ihracatın günlük operasyonları, ticaret ekiplerinin uzun zamanını alıyor. Özellikle kısıtlı ürün taraması yapmak gibi zorunluluklar zaman kaybının başlıca sebebi olarak gösteriliyor.
Küresel ticarette otomasyon kullanılmıyor
Anketi değerlendiren KPMG Türkiye Gümrük ve Dış Ticaret Bölüm Başkanı ve Şirket Ortağı Murat Palaoğlu, şirketlere serbest ticaret anlaşma ve bölgelerinden yeterince yararlanabilmek için otomasyon uygulamaları öneriyor.
Ancak katılımcıların sadece yüzde 34’ü ithalat ve ihracat faaliyetlerini küresel bir ticaret yönetim sistemiyle idare ediyor. Küresel ticaret yönetimi sistemi kullanımında en yüksek oran yüzde 42 ile Kuzey Amerika’da, en düşük oran ise yüzde 21 ile Asya’da… Ankete göre, küresel ticaret otomasyon sistemlerinden haberdar olma oranı ABD’de yüzde 58 iken Asya ülkelerinde bu oran yüzde 27’de kaldı.
Serbest ticaret anlaşmaları bilinmiyor
Ankette yer alan; “Ülkenizde sunulan ve ürünlerinizle ilgili olan tüm serbest ticaret anlaşmalarından faydalanabiliyor musunuz?” şeklindeki soruya katılımcıların yüzde 77’si ‘Hayır’ cevabı verirken yüzde 23’ü ‘Evet’ dedi. Araştırmanın ABD bölümünde sorulan “Trans-Pasifik anlaşmasını kullanma konusunda hazırlıklara başladınız mı?” şeklindeki soruyu da katılımcıların yüzde 68’i ‘Hayır’, yüzde 32’si ‘Evet’ diye yanıtladı. Murat Palaoğlu, bu konuda en iyi çözümün otomasyona geçmek olduğunu vurguladı.
Katılımcıların yüzde 91’i ürün sınıflamasında sorun yaşıyor
Anketin bir diğer önemli sonucu da ürün sınıflamasında yaşanan sorunlar oldu. Ankete katılanların yüzde 91’i doğru ürün sınıflandırması yapmakta zorlandığını belirtti. Bu sonuç tüm sektörler için geçerli. Katılımcılar şirketlerinde gümrük tarifesi sınıflandırmasını yüzde 49 oranında bir uzmanın, yüzde 30 oranında da gümrük komisyoncusunun yaptığını belirtti. Murat Palaoğlu, otomasyonun bu soruna da çözüm olacağını belirtti.