Dünya Bankası Grubu’nun sadece özel sektöre odaklı kuruluşu IFC (Uluslararası Finans Kurumu) Türkiye’deki ofis açılışının 30’uncu yıldönümünü kutladı.
IFC, 1964 yılından bu yana Türkiye’de yaklaşık 350 özel sektör projesine toplam 14.2 milyar dolar yatırım yaptı.
Türkiye’de özel sektör
Dünya Bankası Grubu üyesi IFC, kuruluşunun 60’ıncı, Türkiye’deki ofis açılışının 30’uncu yıldönümü çerçevesinde “Türkiye’de Özel Sektör: Sürdürülebilir Kalkınma” isimli bir panel düzenledi. Onur konuğu olarak Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in açılış konuşmasını yaptığı, ev sahipliğini ise IFC Başkanı ve CEO’su Philippe Le Houérou ile IFC Başkan Yardımcısı Dimitris Tsitsiragos’un üstlendiği panelde Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, Fiba Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince ve Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner konuşmacı olarak yer aldı.
IFC Türkiye’de ilk yatırımını 1964 yılında gerçekleştirdi. İlk kez Türkiye Sınai ve Kalkınma Bankası (TSKB) ile imzalanan bir kredi anlaşmasının ardından IFC, Türk özel sektörüne desteğini yıllar içerisinde artan bir hızla sürdürdü.
1986’da ilk ofisini İstanbul’da açan IFC, bugün merkezi Washington DC dışında, dünyadaki en büyük ofis olarak İstanbul’dan Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi’nde 50’den fazla ülkeye hizmet veriyor. Türkiye ayrıca IFC’nin tüm dünyada en fazla yatırım yaptığı ikinci ülke konumunda. 1 Temmuz 2016’da başlayan mali yılda IFC bugüne kadar toplam 7 projeye 502 milyon dolar uzun vadeli kaynak sağladı ve 145 milyon dolar ticaret finansmanı desteği temin etti.
Geçen mali yılda IFC Türkiye’de 18 projeye toplam 1.8 milyar dolar tutarında uzun vadeli finansman, sermaye yatırımı, vadeli faiz oranı takası ve kısa vadeli ticaret finansmanı sağlamıştı.
Türkiye’nin özel sektörü ekonomik büyümede itici güç
Panelde, Türkiye’nin önde gelen iş insanları, IFC ile gerçekleştirdikleri işbirliklerini anlattı. Panelin moderatörlüğünü yapan IFC Başkan Yardımcısı Dimitris Tsitsiragos, konuşmasında Türkiye’nin IFC için önemli bir stratejik ortak olduğunu ve özel sektör ile yıllardır Türkiye’nin kalkınma hedefleri doğrultusunda önemli çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Tsitsiragos, sözlerine şöyle devam etti: “Geçmişimizde olduğu gibi bugün de Türkiye’nin kalkınma serüveninde stratejik önceliklerimiz doğrultusunda özel sektörü destekleyerek, Türkiye ile çalışmaya devam ediyoruz.
IFC, Türkiye’ye uzun vadeli bir perspektif ile bakmaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kısa vadeli değişiklikler IFC’nin yatırım kararlarında tek başına belirleyici faktör değildir. Bizim faaliyet gösterdiğimiz ülkelerde öncelikli hedefimiz sürdürülebilir ve toplumsal katılımı önemseyen bir ekonomik büyüme dinamiği yaratmak. Bu doğrultuda özel sektör ile işbirliğimizi devam ettiriyoruz.”
IFC Türkiye’de öncelikle sürdürülebilir enerji, altyapı yatırımları ve sürdürülebilir şehircilik, sermaye piyasaları gelişimi ve Türk şirketlerinin rekabetçi gücünü yükseltme ile yurt içi ve yurtdışındaki operasyonlarını desteklemeye odaklanıyor. IFC finansman sağlamak dışında ayrıca özel sektör ve kamuda danışmanlık yaparak, özel sektörün büyümesini destekleyecek çalışmalar gerçekleştiriyor.
Rekabetçi Türk şirketleri: KüreseL ve bölgesel liderler
IFC’nin stratejik önceliklerinden birisi özel sektörün rekabetçi gücünü artırmak ve Türk özel sektöründe bölgesel ve küresel birer güç olan şirketlerin dünyaya açılmasını desteklemek. IFC tüm Türkiye’de geçtiğimiz 10 yılda bu alanda 1 milyar dolardan fazla yatırım yaparak, onlarca Türk şirketinin yurtdışında bölgesel ve küresel güç haline gelmesine destek oldu. Bu konudaki işbirliklerinden birisi de Şişecam…
IFC’nin Türkiye’deki en uzun süreli işbirliği yaptığı kurumları temsil eden Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince panelde “60 yılda kalkınma bankacılığından sanayiye, ticari bankacılıktan sermaye piyasasına İş Bankası Grubu – Dünya Bankası Grubu ilişkisi. Yerelden yöresele, yöreselden globale” konulu bir değerlendirme yaptı. TSKB IFC’nin Türkiye’de ilk yatırımını temsil ediyor. Şişecam Grubu ile IFC ise yaklaşık 40 yılı aşkın bir zamandır 30 projede birlikte çalıştı. IFC yatırımlarının da desteği ile Şişecam Rusya, Bulgaristan, Gürcistan ve Bosna-Hersek’de faaliyetlerini genişletti.
Temiz enerji güçlü altyapı
Türkiye’de altyapı sektörü IFC’nin öncelikleri arasında yer alıyor. IFC özellikle 2008 yılından bu yana giderek artan bir ivme ile Türkiye’nin enerji sektöründeki dönüşümde özel sektörün payının artması için çalışıyor.
Sektörde bugüne kadar yaklaşık 5 GW kapasitenin finansmannı sağlayan ve toplan 3 milyar dolardan fazla yatırım yapan IFC, yenilenebilir enerji kaynaklarını en etkin şekilde kullanması için özel sektöre destek oluyor.
Bu doğrultuda IFC 2016’da Akfen Yenilenebilir Enerji’ye hissedar oldu. Panelde bu işbirliğini anlatan Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, “Yenilenebilir enerji yatırımlarının istikbalinin parlak olduğunu düşünüyoruz ve ülkemizin enerji sektöründeki bu potansiyeline yatırım yapmak istiyoruz. Enerji sektöründeki hedeflerimize ulaşabilmek amacıyla Akfen Yenilenebilir Enerji A.Ş. bünyesinde bu yıl içinde IFC ile 16.67’şer oranında ortaklık sözleşmesi imzaladık.
Türkiye’nin hızla artan enerji talebine katkı sağlayabilmek adına HES, GES ve RES projelerimizi çeşitlendirerek yatırımlarımıza devam ediyoruz. Son olarak kasım ayı içinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) tarafından ihalesi yapılan Elektrik Üretim A.Ş.’ye (EÜAŞ) ait toplam 178 MW gücündeki Menzelet ve Kılavuzlu hidroelektrik santralleri için 1 milyar 250 milyon TL ile en yüksek teklifi verdik. İlgili santrallerin grubumuza en kısa sürede devri için gerekli çalışmaları sürdürüyoruz.
Akfen olarak 2017’de temiz enerji alanında 1.5 milyar liralık yatırım yapacağız. Orta ve uzun vadede tamamı yenilenebilir kaynaklardan oluşan sürdürülebilir üretim yapacak 1.000 MW kurulu güce sahip yepyeni bir yenilenebilir enerji platformu oluşturmayı hedefliyoruz” dedi.
Kadınların gücünü ekonomiye katmak
Kadınların ekonomideki payının artması tüm dünyada IFC stratejisinin önemli bir parçası. IFC’nin düzenlediği panelde bu konudaki görüşlerini aktaran Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner, kadınlara toplumsal ve ekonomik alanda eşit haklar tanımayan toplumlar ve kurumları “tek kanatla uçmaya çalışan kuşlara” benzetti.
Boyner; “Toplumsal cinsiyet eşitliği sorunsalı aslen bir demokrasi meselesidir. Kadınların ekonomiye güçlü şekilde katılması da eşit haklara sahip olmaları kadar önemli. Bu meselenin kamu, özel sektör ve sivil toplum işbirliğiyle sürekli gündemde tutulması gerekiyor.
IFC ortaklığıyla özel sektörde bir ilke imza atarak gerçekleştirdiğimiz “İyi İşler: Boyner Grup Tedarik Zinciri Kadın Girişimcileri Güçlendirme Programı”yla, toplumsal cinsiyet eşitliği bakışımızı yaygınlaştırmaya önce kendi tedarik ağımızdan başladık. Sürdürülebilir, kapsayıcı ekonomik ve toplumsal gelişme konusunda Türkiye ve dünyada farklı kurumlara da iyi bir örnek oluşturacağını ümit ediyorum.” dedi.
Krediye erişimi sağlamak
IFC’nin en önemli stratejilerinden birisi de finans sektörünü güçlendirmek. Türkiye’de bankacılık sektörünün duayenlerinden olan Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, bankacılık sektöründe yatırım yaptığı ilk günden itibaren IFC’nin birçok “ilk”e imza attığını belirtti.
Özyeğin, şunları söyledi: “Türk bankalarıyla birlikte gerçekleştirdiği ve ön ayak olduğu sayısız projelerle ekonominin gelişimine, özellikle de finansal desteğe erişimi sınırlı olan kadın girişimcilerin ve az gelişmiş bölgelerdeki KOBİ’lerin daha fazla kredi imkanlarına kavuşmasında çok önemli katkılar sağladı.”