Gün ışığı yerini karanlığa bıraktığında gökyüzünde gördüğümüz, parlayan noktalar şeklinde görünen ve yıldızlar olarak tanımladığımız manzara, aslında algıladığımızdan farklı mıdır? Geçen hafta Endonezya’da çekilen ve yaygın bir şekilde paylaşılan fotoğraf neden Van Gogh’u hatırlatıyor?
Yıldızların anlattığı yalan
Yıldızlar aslında bir yalandan ibaret. Gece gökyüzünde gördüğümüz ışıltılar o kadar eski ki belki de bize ulaştığında kaynakları çoktan yok olmuştur. Buna rağmen her gökyüzüne baktığımızda yıldızların insanın iç dünyasının aynası olduğuna inanırız.
Yıldızların etkisinde kalan ressamların başında Vincent Van Gogh gelir. Hollandalı post-empresyonist ressam 1889’da yazdığı bir mektupta şöyle diyordu: “Kendimi bırakıp yoldan çıktım, çok büyük yıldızlara erişmeye çalıştım -bir başka başarısızlık- ve bunu yeterince tattım.”
Van Gogh’un “başarısızlık” olarak nitelediği, birkaç ay önce geçirdiği bir sinirsel çöküntü nedeniyle Fransa’nın güneyinde bir hastanede kalırken yaptığı bir resimdi.
Van Gogh’un “benim için hiçbir şey ifade etmiyor” dediği bu resim bugün sanat tarihinin en ünlü ve en çok hayranlık uyandıran eserleri arasında yer alıyor.
Peki Van Gogh ‘Yıldızlı Gece’ adlı tablosunu neden başarısız bulmuştu? Bugün birçok insan bu tablodaki uzak yıldızlara baktığında iç çalkantı hissine kapılsa da Van Gogh bu eserin fazla “soyut” olduğunu, yaşamın ve doğanın ritminden uzak olduğunu düşünüyordu.
Malezyalı fotoğrafçı Grey Chow’un geçen hafta güney-doğu Asya’da çektiği fotoğraflara bakınca, Van Gogh’un olağanüstü bir görsellik yaratan kendi eserine karşı haksız küçümsemesini hatırlıyor insan. Chow’un fotoğrafındaki cazibe de Yıldızlı Gece gibi, gözün etrafındaki evrende gördüklerini çarpıtmasına dayanıyor.
Chow’un fotoğrafı, Doğu Java adasındaki Bromo Yanardağı’nın üzerini kaplayan yıldızları gösteriyor. Chow bu fotoğrafa ‘Zamanın Akışı’ adını vermiş.
Hızlandırılmış çekim tekniğiyle çekilen fotoğraf, gökyüzünün gece vakti hareketliliğini bir tek karede yansıtıyor. Bu yansıma aslında ne gerçek durumu, ne de bir kurmacayı, ama aynı zamanda her ikisini de ifade ediyor; hem elle tutulur hem de soyut bir şeyi.
Van Gogh’un Yıldızlı Gece’si gibi bu fotoğraf da iç evrene taşıyor bizleri. Yıldızlar yalan. Ama bu yalanın altında daha derin bir gerçeğin olabileceğini düşündürüyor.
Ünlü astrofizikçiler Calvin ve Hobbes boşuna dememiş: “İnsanlar her gece dışarıda oturup yıldızlara baksa çok daha farklı bir yaşam sürerlerdi.”