Havuz medyasında deprem: Çok bunaldık be reis!

Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçaslan, bugünkü köşe yazısında bazı yandaşlara yüklendi ve Erdoğan’a “Çok bunaldık be reis” diye seslendi. Fuat Uğur ise “Yettiniz artık! ‘Tayyip köprünün adını Emine koy da üstünden geçelim’ diyenlerle aynı safta durup sonra ‘Çok bunaldık Reis’ ha?” dedi.

Havuz medyasında deprem: Yazarların kavgası fuat uğur ismail kılıçarslan çok bunaldık be reis

Hükümete yakın Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçaslan bugünkü yazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek dert yandı. Kılıçarslan kendisini ‘Reisçi’ olarak tanımlayan kişilerin yaptıkları ve yaftamalarını saydıktan sonra “Çok bunaldık be reis” yazdı. Fuat Uğur ise sosyal medya hesabından Kılıçaslan’ın yazısına tepki gösterdi. Uğur “”Yettiniz artık! ‘Tayyip köprünün adını Emine koy da üstünden geçelim’ diyenlerle aynı safta durup sonra ‘Çok bunaldık Reis’ ha?” ifadelerini kullandı.

“Aynı mahallede sanılmaktan çok bunaldık”

Kılıçaslan yazısında “Çok misalimiz var elimizde. Bu misallerin çokluğu sebebiyle bile bunaldık be reis. Misal, kendisini kelepçeyle meclis kürsüsüne bağlayan CHP’li kadın milletvekili üzerinden hiç anlamadığımız, hiçbir zaman da anlayamayacağımız -hatta iyi ki anlamadığımız ve iyi ki anlayamayacağımız- şekilde ‘seks içerikli, derili merili’ espriler yapmayı ‘uygun’ bulan adamla aynı kafada, aynı safta, aynı mahallede sanılmaktan çok bunaldık be reis. Sadece bu kadarcık bir itirazı yükselttiğimizde dahi ‘ama biz senin zaten hocacı olduğunu biliyorduk aşağılık pis hain’ yaftasıyla yaftalanacak olmaktan ve bununla mücadele etmekten çok bunaldık. Kendilerinin geçmişte neler yazdığını çok iyi bildiğimiz ve ‘insandır, değişir’ dediğimiz bazılarının her seferinde ‘ama bu adam Gezi’de şunları yazmıştı, FETÖ meselesinde bunları yazmıştı’ diyerek kırpılmış tweetlerden oluşan bir seçkiyle af buyur ‘gavura saldırır gibi’ üzerimize saldırmalarından, ağızlarından salyalar akıtarak ‘alayınız hainsiniz, bir tek biz en hakiki öz reisçiyiz’ diyerek terör estirmelerinden çok bunaldık be reis” ifadelerini kullandı.


“Kurdukları ilişkileri hep çıkar”

Yazısında isim vermeden bazı yandaşları anlatan Yeni Şafak yazarı Kılıçaslan “Sadece bu kadarını yazdığımız için bile ‘senin reise yalakalık yapmaya çalıştığını görmüyor muyuz zannediyorsun? Köşeye sıkıştın çünkü değil mi?’ cümlesiyle suçlanacak olmaktan çok bunaldık be reis. Kendileri kurdukları ilişkileri hep çıkar, menfaat, kariyer için kurdukları için birini hesapsız-kitapsız sevmenin ne demek olduğunu bilmiyorlar doğal olarak. Fakat biz seni gerçekten hesapsız-kitapsız sevdik be reis” dedi ve yazısında şu ifadeleri kullandı:

“Gelelim şu hesapsız-kitapsız meselesine. 15 Temmuz gecesi senin insanları sokağa çağırmandan önce meseleden haberdar olup, ne yapılması gerektiğini anlayıp insanları sokağa, direnişe, memlekete sahip çıkmaya çağırdığımız için bizi FETÖ’den haber almakla suçlamaya cüret edebilen reisçilerden çok bunaldık be reis.

Üstelik 15 Temmuz gecesinin gündüzünde İslamcıları PKK, Kemalistler ve FETÖ ile eşitlemeye çalışan ‘en hakiki reisçi’nin yazdıklarını da okumuştuk be reis.

“Hava çok ağırlaşıyor”

Misal polisimiz, emniyetimiz, istihbaratımız adeta destan yazarak Reina saldırganını yakaladı ya. Hemen o akşam bu saldırganla birlikte yakalanan 4 yaşındaki çocuğu hakkında ‘öz reisçi’ bir büyük düşünür şunu yazdı: ‘Katil, çocuğu ile birlikte yakalanmış. Katili konuşturmak için o çocuk da ne şekilde kullanılması gerekiyorsa kullanılmalı. Ahlaki sakınca yok.’ Ahlaki sakınca yok diyor. Vallahi diyor. Biz vallahi çok bunaldık be reis.

Misal Haksöz’ü, misal Menzil’i, misal IHH’yı adeta ortadan kaldırmak için emir almış gibi davranan ‘hakiki reisçiler’ tayfasının bu emri senden aldıklarını ihsas etmelerinden çok bunaldık be reis.


Niçin yazıyorum bunları? Çünkü hava çok ağırlaşıyor. Sıcaklık ve o yapış yapış nem artıyor durmadan. Sürekli hata düzeltmeye çabalamaktan, sürekli dert anlatmaya çalışmaktan, insanlara sürekli ‘aslında o mesele bildiğiniz gibi değil’ demekten ve insanların bize sürekli ‘ama bak, onlar yaptıkları işlerin emrini doğrudan bir numaradan alıyorlarmış’ demelerinden çok bunaldım da ondan.

Ortada bir ahlaki zemin, ortada bir insani vasat kalmadığında iktidarın da, muktedirliğin de, siyaset kurumunun kendisinin de bir önemi kalmadığını öğrettiniz bana da ondan.

Biliyorum, biliyorum. Bu yazıya da bin tane kulp takacaklar, iki bin tane bahane bulacaklar. Hakikatin ve memleketin, doğrunun ve geleceğin tek sahibi olarak kendilerini görmenin küstahlığı ile hınçlarına hınç, öfkelerine öfke, kibirlerine kibir ekleyecekler. Ne ki bu kadarını dahi söyleyemeyeceksem dilim lal, ahlakım bitkin, vicdanım perişan olur be reis.

Ne diyordu Marko Polo: ‘Çok bunaldık be reis.'”

Kavga sertleşti

Hükümete yakın Türkiye yazarı Fuat Uğur ise Twitter hesabından Kılıçaslan’a seslenerek şunları yazdı:

“Yettiniz artık! ‘Tayyip köprünün adını Emine koy da üstünden geçelim’ diyenlerle aynı safta durup sonra ‘Çok bunaldık Reis’ ha?”

Yettiniz artık! 'Tayyip köprünün adını Emine koy da üstünden geçelim' diyenlerle aynı safta durup sonra 'Çok bunaldık Reis' ha?


Yandaş gazetecilerden Ömer Turan ise Kılıçaslan’ın Gezi dönemi attığı tweetin ekran görüntüsünü paylaşarak “İsmail, sen ne Gezi de ne de 17 Aralıkta Reisin yanında durdun, yeme bizi. Sen o sıralar Ekrem Dumanlıyla, Sırrı Süreyyayla takılıyordun.” diye yazdı.

İsmail, sen ne Gezi de ne de 17 Aralıkta Reisin yanında durdun, yeme bizi. Sen o sıralar Ekrem Dumanlıyla, Sırrı Süreyyayla takılıyordun. ömer turan

Yeni anayasa Meclis’ten geçti Türkiye referanduma gidiyor


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.