İnsanı insan olduğu için sevmek

Bir ulusu ve toplumu tehlikeye düşürüp, tahrip edecek en büyük tehdit; nükleer saldırı veya olası çıkabilecek herhangi bir savaştan çok, bozgunculuk ve geçimsizlik fitiliyle nabzetmiş insanların fitne düşüncesiyle birbirini zehirlemiş olmasıdır.

İnsanı insan olduğu için sevmek

İnsanı insan olduğu için sevmek

Allah kullarını tek bir zürriyetten yarattı. Kimseyi kimseden ne üstün, ne de aşağı.
Ama insanlar… İşte insanların bitip tükenmek bilmeyen hırsları, doyumsuzlukları onları asi kıldı. Allah Adem a.s ‘ı yarattı. Şeytan ve meleklere onun için secde etmelerini söyledi. Ama şeytan bu ya, ben topraktan üstünüm diyerek kendince bir ırkçılık çıkartıp, önce ateşiyle kendini sonrasında ise mekanını yaktı. Kendini diğerlerinden üstün görmeye çalışan insanlar da o kötü mahlukatın ateşinden nasibini aldı ve şimdi de hakikate karşı isyanda.

Bundandır savaşlar… Bundandır hırsla, öfkeyle, inançsızlıkla yoğrulmuş haykırışlar…

Şeytan bir ömür insanların içine her türlü kötülüğü serpiştirip, cehennemi onlarla (toprakla) dolduracağına dair and içip, Allah’a kafa tutmuşken, bizlerin kafa tutuşu, savaşı kime?
Bizi yoktan var eden Allah’a mı, yoksa bizi vardan yok etmeye çalışan şeytana mı…
O ırkçılık nifakıyla yoğrulmuş nefsinin yalnızlığından nasibini alıp, kovulmadı mı huzurdan? Ya bizler… Söyleyin, bizlerin kovulmak üzere var olduğunu iddia ettiğimiz huzur kaldı mı… Kaldıysa eğer, zorla kovulmaya çalışıp da kalbolmak niye?

Bugüne kadar gelmiş geçmiş toplumların en tehlikeli olanı, fitne bir insanın gönülde açmış olduğu tahribattan daha büyük olmamıştır.

Melek başka insan başka


Tuğba Altun Souci
TV Medya & Sosyal Medya Uzmanı | Köşe Yazarı | Kurumsal İletişim Danışmanı | Sosyal Sorumluluk Proje Geliştiricisi Tuğba Altun, medya ve iletişim alanında 14 yılı aşkın deneyime sahip, televizyon yayıncılığı ve dijital medya üzerine uzmanlaşmış bir iletişim profesyonelidir. Kariyeri boyunca birçok televizyon projesinde ve dijital platformda aktif görev almış; içerik üretimi, yayın koordinasyonu ve sosyal medya stratejileri alanlarında etkin çalışmalar yürütmüştür. Uzun yıllar boyunca farklı medya organlarında köşe yazarlığı yaparak, toplumsal olaylar, kültür, sosyal sorumluluk ve insan hikâyeleri üzerine düşünsel katkılar sunmuştur. Yazılarında güçlü bir toplumsal hassasiyet ve insan merkezli bakış açısını yansıtmaktadır. Aynı zamanda, Türkiye’nin önde gelen kadın odaklı sivil toplum kuruluşlarından birinin basın ve medya iletişimini yürütmekte; kuruluşun kamuoyuyla olan tüm yazılı iletişimini stratejik olarak planlamakta ve yönetmektedir. Tuğba Altun, sosyal etki yaratan projeleriyle de öne çıkmaktadır. Kurucusu olduğu başlıca sosyal sorumluluk projeleri arasında Haydi Gülümse, Haydi Gülümset, Bir Kitap da Sen Bağışla ve İnsanlık Ölmedi Ben Buradayım yer almakta olup; bu projeler aracılığıyla geniş kitlelere ulaşan, sürdürülebilir ve insan odaklı toplumsal fayda hedeflenmektedir. Alanında derinleşmiş deneyimi, yüksek farkındalık bilinci ve kalemiyle oluşturduğu güçlü iletişim diliyle; Tuğba Altun medya dünyasında güvenilir, üretken ve ilham veren bir isim olarak yerini almıştır.