1988 yılında TRT’de yayınlanan “Türban” konulu açık oturumda konuşuyor, İlahiyat profesörü Bahriye Üçok. Kuran-ı Kerim’de başörtüsünün var olmadığını; türbanın Atatürk ilkelerine ve özellikle laikliğe karşı yapılan bir saldırı olduğunu dile getiriyor. Tehdit telefonları alıyor, tebrik telefonları aldığı gibi. Bir gün bombalı bir saldırıda öldürülüyor.
Peki, Türban gerçekten de Kur’anda yer alıyor mu? Yoksa, çağımızın en büyük muamması olan türban sorunu, laikliğe karşı işlenen büyük cinayet mi? İnceleyelim.
Bahriye Üçok, Yaşar Nuri Öztürk ve diğer ilahiyat profesörlerinin belirttiği ilk ayet; Nur suresinin 31. Ayeti. Abdülbaki Gölpınarlı’ya göre meali şöyle:
“İnanan kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar ve açığa çıkanlardan, görünenlerden başka ziynetlerini göstermesinler ve örtülerini, göğüslerini örtecek bir tarzda omuzlarından aşağıya doğru salsınlar; kocalarından yahut babalarından yahut kocalarının babasından yahut oğullarından yahut üvey oğullarından yahut erkek kardeşlerinden yahut erkek kardeşlerinin oğullarından yahut kız kardeşlerinin oğullarından yahut Müslüman kadınlardan yahut kendi malları olan kölelerden yahut erkeklikten kesilmiş veya kudreti olmayan erkek hizmetçilerden yahut da henüz kadınların gizli hallerine vâkıf olmayan erkek çocuklardan başka erkeklere ziynetlerini göstermesinler; gizledikleri ziynetler, bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar ve tövbe edin hepiniz Allah’a ey inananlar da kurtulun, erin murâdınıza.” |
Peki ya başörtüsü?
Burada dikkat edilmesi gereken nokta, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda “başörtüsü” diye adlandırılan şeyin yanlış yorumlandığıdır. Kadınların iffetlerini korumaları yer almakta fakat göğüslerini örtmeleri için kullanılan bez parçası, “başörtü” diye adlandırılmaktadır. Bunun yanı sıra kadınlar, günümüzde hali hazırda iffetlerine dikkat ettikleri ve kölelik de kalmadığına göre kadınların başörtüsü takmaları laikliğe karşı atılan büyük bir darbedir. Üniversitelere hatta ilkokullara kadar herkesin istediği kıyafetle giriş çıkış yapma özgürlüğü büyük bir demokrasi adımı gibi görünse de bu durum, laikliğe vurulan bir zincirin ilk halkasıdır.
Diğer bir ayet ise Ahzab suresinin 59. Ayetidir. İmam İskender Ali Mihr’e göre meali:
“Ey Nebî (Peygamber)! Zevcelerine, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına (mü’min kadınlara) söyle, cilbablarına sarınsınlar (örtünsünler). Bu, onların (cariye olmadıklarının, hür ve iffetli kadın olduklarının) bilinmesi ve onlara eziyet edilmemesi için daha uygundur. Ve Allah, Gafûr’dur (mağfiret eden), Rahîm’dir (Rahîm esmasıyla tecelli eden).” |
Burada Cilbab kelimesinde kast edilen anlam, vücutlarını tamamen sarmayacak şekilde bir dış giysi tarafından örtünmektir. Bu ayette de başörtüsü ile ilgili herhangi bir cümlenin var olmadığı da apaçık ortadadır.
Peki türban ile amaçlanan ne?
Türban, Atatürk ilkelerine karşı kurulan büyük komplonun ilk aşamasıdır. Kuran’da yer almayan böyle bir oluşumun dini vecibelerle alakası yoktur, tamamen siyasi amaçlara dayanmaktadır Türkiye, laik bir toplumun neferlerinden oluşur. İnanıyoruz ki, türban meselesi de er geç çözülecektir.