Yetmez ama evetçiler, içeriğini bilmiyorum ama partim ne derse odurcular, şunlar ne derse tersini yapalımcılar… Bahaneleri farklı ama akıbetleri aynı. Çünkü biat edecek olanın bahanesi bitmez!
Yetersizse niye evet diyorsun?
Aza kanaat etmekten midir bilinmez ama Türkiye’de hiç yoktan iyidir, bundan iyisini mi bulacağız gibi zihniyetlerle yıllarca kötünün iyilerine ya da koyunun olmadığı yerdeki Abdurrahman Çelebi muamelesi gören keçilere çeşitli güçler ve yetkiler teslim edildi. Bununla beraber menfaat gelen yere bağlanma, biat etme durumu da yaygın şekilde görüldü. Sonucunda aslında yetersiz olanlar güçlerini kötüye kullanmakla kalmayıp güç arsızı oldular.
Geçmişte hatalı seçimler yapanlar, seçimlerinin sonucunda yaşananlar için pişmanlık duymaktan başka bir şey yapamayabilirler. Ancak yapacakları yeni seçimlerle gelecek için olumlu adımlar atabilirler. Yetersizliği, kusurları ve kasıtlı yanlışları görüp bunlara hayır diyebilmek kişinin kendisine vicdan, memleketine vatandaşlık borcudur.
Senin irdeleyecek, araştıracak, sorgulayacak, aklına yatmayana hayır diyecek beynin yok mu?
Birileri şöyle demiş, o zaman bizde aynısını söyleyelim demek 2 yönlü bir küçük düşüştür aslında. Bireysel olarak kişi adım atmak için başkasından komut bekler durumda ise bu kendi adına bir acizlik işaretidir. Benim fikrimin, görüşümün, kararımın bir anlamı yok demektir. Toplumsal olarak ise yaşı yanmaya mahkum eden kuru rolünü üstlenir bu kişiler. Böylece düşünmeyi ve sorgulamayı seçmesine rağmen azınlıkta kalan kişi, düşünmek ve sorgulamak yerine kayıtsız şartsız başkalarının izinden gitmeyi yeğleyen çoğunluğun kurbanı olmaktadır. Sırf başkalarını kurban etmemek için neye evet ya da hayır diyeceğini öğrenmek, en basitinden kul hakkını gözetmektir.
Karşı görüşe sahip olduğun kişiler haklı bir şeyi savunduğunda karşıt olduğun için haksızlığa evet demek ilkellik ve cahillik değil mi?
Sadece ilkellik ve cahillik de değil. Bir nevi kölelik. Daha da beteri, 3 maymunu oynama teslimiyeti. Kendi çocuğuna tecavüz edilene kadar biat ettiklerinin çocuk tecavüzüne göz yummak, kendi malı arttıkça ya da maaşı garanti altındaysa sistematik şekilde fakirleştirilen insanları hiçe saymak, başlangıcından bitişine haksızlık içeren davaların hiçbir şekilde mağduru olmayacağı için mağdur edilecekleri susarak ya da aleyhlerinde konuşarak esarete sürüklemek gibi insanlık ihanetleri belki kişilere belli alanlarda konfor sağlar. Ancak bu insanlık ihanetleri karşılığında sağlanan konfor, başını yastığa koyup vicdanlı bir uyku çekmeyi içermez!