Dünya nüfusunun yaklaşık %1’inde görülen epilepsi, kadın ve erkek iki cinsiyeti de eşit oranda etkiliyor.
Dünyada 50 milyon, Türkiye’de ise kesin olmamakla birlikte yaklaşık 700 bin civarında epilepsi hastası olduğu tahmin ediliyor. Kişinin ailesinde epilepsi öyküsünün olması epilepsi görülme riskini artırıyor.
Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü, toplumda sara hastalığı olarak da bilinen epilepsinin hemen her yaşta görülebilen bir hastalık olduğunu belirtiyor.
Beyinde kontrolsüz elektriksel yayılımlar sonucu oluşan epilepside, kısa süreli fonksiyon bozukluğu ve kontrolsüz nöbetler oluşuyor.
Uzun süreli tedavi ve izlem gerektiren bir hastalık olan epilepside nöbetler ve sosyal önyargılar nedeniyle oluşan kısıtlamalar yüzünden hastaların yaşam kalitesi önemli ölçüde etkileniyor.
Epilepsi hastalarının çoğu nöbetlerin ne zaman geleceğini veya ne zaman tekrarlayacağını bilmedikleri için nöbet geçirmekten korkar. Epilepsi nöbetlerinin sıklığı ve şiddeti de bireyler arası farklılık gösterir. Epilepsinin bulaşıcı bir hastalık olmadığı unutulmamalıdır.
Nasıl tanı konuyor?
Epilepsi tanısı nöroloji hekimi tarafından konulmalıdır. Epilepsinin çok çeşidi olmakla birlikte, beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan ‘parsiyel’ ve beyinde yaygın olarak başlayan ‘jeneralize’ nöbetler olmak üzere temelde iki başlık altında incelenebilir.
Nöbetler tanımlanmış olsa da herkesin geçirdiği nöbet kendine özgü farklılıklar gösterebilir. Epilepsi nöbetleri, kimi hastalarda bilinç kaybıyla ilerlerken, kimi hastalarda daha farklı belirtilere neden olabilir. Bu nedenle bazı hastalarda tanı koymak güçtür.
Nöbet anında yaşananlar beyindeki nöbet olan bölgeye ve nöbetin yayılım hızına göre değişebilir. Nöbetin ne tip bir nöbet olduğunun belirlenmesi tedavinin düzenlenebilmesi açısından oldukça önemlidir.
Doğru tanı koyabilmek için; hastalar ve yakınlarından detaylı öykü alınmalıdır. Tanı koyabilmek adına, gerekiyorsa hekim tarafından hastanın video kayıtları ve yazılı açıklamaları istenebilir. Özellikle çocuk yaş nöbetlerinde ailedeki bireylerin gözlemleri çok önemlidir.
Tanı için hastanın vereceği klinik bilgilerin yanı sıra en önemli tanı yöntemi EEG’dir (elektroensefalografi). Ayrıca Manyetik Rezonans (MR) ve nöroloji hekimlerinin gerek göreceği kan analizleri de yapılabilmektedir.
Nasıl tedavi ediliyor?
Epilepsi tedavi edilebilir bir hastalıktır. Bu hastalıkla yaşamak zor olsa da sevindirici olan taraf, epilepsinin kontrol altına alınabilen bir hastalık olmasıdır.
Tedavide ilaçların düzenli kullanımı nöbetleri baskılayıcı etkisi dolayısıyla büyük öneme sahiptir. Çalışmalara bakıldığında her beş hastanın dördünde, verilen ilaçlar düzenli kullanıldığında nöbetlerin durduğu gözlemlenmektedir.
Çoğu hekim öncelikle tek ilaçla tedaviye başlar, eğer nöbetler tek ilaçla kontrol altına alınamıyorsa, o zaman yanına ya başka bir ilaç ekleyebilir ya da ilaç değişimi yapabilir. Hastaların hekiminin tavsiyesine uyarak düzenli kontrole gitmeleri, hatta gerektiği dönemlerde, hekimin tavsiyesiyle ilaç kan düzeyi ölçümlerini yaptırmaları gerekir.
İlaçların düzensiz kullanımı veya hastanın iyi olduğunu düşünerek tedaviye ara vermesi, ilaçların nöbetler üzerindeki pozitif durdurucu etkisini ortadan kaldırmasına ve hastanın tekrar nöbet geçirmesine neden olabilir. Dolayısıyla epilepside hasta kadar hasta yakınının da ilaçların düzenli kullanılması konusunda duyarlı olması gerekir.