Ya Senin Frekansın Hangisi? Kimimiz evrenin seslerini daha az, kimimiz orta, kimisi daha uzun frekansta duyumsuyor… Frekans da gökyüzünde sizin için ayrılan bir yol, asfalt gibidir…
Biraz hikayeleştirecek olursak
Yaşamın radyosunda aslında herkes her gün en sevdiği frekansı dinliyor… Sevdiği kişilerle birlikte olurken aslında sevdiği frekansa her gün yolculuk yapıyor…
Aslında insanı radyoyla bağdaştıracak olursak hepimiz birer radyo frekansı gibiyiz. Bir titreşimden ibaretiz, bir dalga boyunda titreşimlerimizin alıcılarına göre evreni duyumsamaktayız. Metafor olarak insanı radyoya bağdaştırırken bunca en yeni iletişim araçlarının yanında radyonun hala yerini korumasının biraz tarihçesine değineceğim…
Avrupa’da 1920’lerde başlayan radyo yapımcılığı bizde çok daha geç tarihlerde başlamaktadır.
Radyonun yayılımı televizyona göre daha zor olmuştur
Radyo yayınının temeli sestir. Müzik sadece radyo yayınının yardımcı bir enstrümanıdır. 1940’lı yıllardan 1970’li yıllara kadar radyonun altın çağıdır. Hatta ikinci dünya savaşında okyanus ötesi haberleşme radyo ile gerçekleşmiştir.
Bugün günümüzde hala bence önemli bir yeri vardır. Radyo denildiğinde hepimizin bir yüzü güler, bize nostaljik gelir ve günlük hayatta evlerimizde dinlemesek bile mutlaka yoğun ve sıkıcı trafikte en sevdiğimiz radyoyu açarak trafikte bir nebze olsa nefes alırız.
Maçları özellikle eskisi gibi radyo kanalından dinlemeyi seven kişilerin sayısı az da olsa hala yerini korumaktadır.
Türkiye’de radyo yayıncılığının dönemleri
1927 ile 1936 yılları arasında Telsiz Telefon Anonim Şirketi tarafından ilk radyo yayını yapılmıştır. Türkiye’deki ilk radyo yayınının yapıldığı bina, Sirkeci’deki büyük postanedir. 5 kb gücünde vericiyle çalışmıştır. 1936 yılına kadar devam etmiştir. 1936 ile 1940 yılları arasında PTT’ye devredilmiştir. 126 kb gücünde çalışmıştır. Bu yıllar arasında 1938’de Ankara Radyosu kurulmuştur.
1940 ile 1964 yılları arasında basın yayın genel müdürlüğü tarafından yapılıyor yayınlar. Enformasyon genel müdürlüğü bugün de hala var. 1964’te Trt kuruldu. 1964-1994′ e kadar TRT dönemidir. 1994’ten bu yana günümüzü ele alacak olursak özel radyolar ilk 1992’de Metro FM, Süper FM, eski Star grubunun radyoları yurt dışından uydu aracılığıyla yayına başlamışlardır.
Aslında 1994’e kadar şöyle bir madde geçmekteydi anayasada ‘Türkiye’de yayıncılık sadece devlet eliyle yapılabilir” diye. Özel yayın yapmak yasaktı. Yurt dışından Türkiye’ye yapılan yayınlar sonucu 1994’te çıkan yasayla yayıncılık özelleştirildi ve Devlet tekeli 1994’te anayasadan kaldırıldı. 1922 yılında ilk programlı radyo yayınları BBC’de başladı. Bu yüzden yayıncılık İngilizcedir. Röportaj Fransızcadır.
Frekans nedir?
Frekans: Sesin taşındığı yoldur. Dinlenilen her radyonun frekansı vardır ve her radyonun frekansı kendi yoludur. Eskiden asfalt derlermiş mesela, Ankara yolu değil. Frekans da gökyüzünde sizin için ayrılan bir yol, asfalt gibi…
Tematik yayın
Belli bir konu etrafında sadece o konuyla ilgili yapılan yayınlardır. Örnek Jazz Fm tematik bir radyodur. Lig Radyo tematik bir kanaldır.
Frekans 88’ten başlar 108 küsuratla biter. Zaman mühendisleri Helts ses dalgalarının şiddetinde 88 ile 108 arasının daha uyumlu olacağını düşündükleri için bu değerleri uygun görmüşlerdir.
Ton Maister, Mixer masasını kullanan ilk kişidir. Dilimize Almancadan gelmiştir. Yayın dili İngilizcedir.
10 desibel insan kulağının duyabileceği en düşük sestir. Desibel- ses oda sessizliği 30 desibeldir. Bizi rahatsız eden şey aslında ses değildir, bizi rahatsız eden şey istemediğimiz seslerdir. Bizleri de bir radyo frekanslarına benzetecek olsak hepimizin türü farklı, alıcımız ayrı… Mikrodan makroya evrendeki birçok şey birbiriyle paralellik gösterirken radyo bir iletişim aracı olarak insanın birbiriyle olan iletişim dünyasını açıkça anlatmakta…
Bizi rahatsız eden şey istemediğimiz sesleri duymaksa istediğimiz sesleri bulmak radyo kanalından bize ait frekansı bulmak gibi. Peki düşündün mü senin frekansın hangisi?