Uzmanlar kilo artışının en önemli sebebinin stres olduğuna dikkati çekiyor. Kilo artışının önüne geçmek için ne yapmalı?
“Neden şişmanlıyoruz?” sorusuna 5 ayrı risk faktörü sıralayan Uzman Diyetisyen Banu Topalakçı Salman, dengesiz ve düzensiz beslenme alışkanlığı ve fiziksel aktivite eksikliğini ise kilo artışıyla doğrudan ilişkilendiriyor.
Yaşam şekli etkiliyor
Uzman Diyetisyen Banu Topalakçı Salman “Neden Şişmanlıyoruz?” sorusuna 5 ayrı faktör sıralıyor. Bunlar; stres-psikolojik faktörler, yaşam şekli, genetik-hormonal-metabolik faktörler, uyku düzeni ve yaş olarak karşımıza çıkıyor.
Salman, “Kilomuzdaki artışın en önemli nedenlerinden birisi stres. Yaşam şeklimizdeki pek çok diğer faktörler de farkında olmadan yıllar boyunca kilomuza kattığımız kiloların sinsi aktörü aslında.” diyor.
Yaş ve genetik önemli
Erişkin yaşlarda kilo almaya veya şişmanlığa neden olan başlıca faktörlerin hareketsizlik ve aşırı beslenme olduğunu aktaran Uzman Diyetisyen Banu Topalakçı Salman, “Bunun dışında yaşın ilerlemesiyle de kilo almaya başlarız. Kadınlar için kilo alımının en fazla olduğu dönemler gebelik, emzirme ve menopoz dönemleridir. Kadınlarda doğum sayısı arttıkça kiloların da arttığı gözlenir. Anne ve babamızdan aldığımız genetik yük de vücut yapısı, metabolizma ve kilo alımının önemli bir nedenidir. Anne ve babanın şişman olması veya şeker hastası bir anneden doğmak da kilo alma açısından risk anlamına gelir. Yetersiz uyku, kilo almanın en önemli sebeplerinden bir diğeridir. Araştırmalar, insanoğlunun 20 yaşının ortasına kadar her ay 300 gram aldığını gösteriyor. Yaşlandıkça da kas hücrelerinden kaybediyoruz. Ancak bu kas hücreleri önemli çünkü tek başlarına bile kalori yakmak için onlara ihtiyacımız var. 25-30 yaşlarında kilo daha da çok artıyor. Bu 40 yaşına kadar böyle gidiyor. Menopoz döneminde östrojen hormonu azalmasıyla birlikte metabolizma hızında oluşan yavaşlamaya bağlı kilo alımına yatkınlık oluşuyor. Bu yüzden yaşlandıkça kas egzersizlerine önem vermeli ve beslenmemizi kontrol altında tutmalıyız. Ayrıca protein tüketimini de artırmalıyız çünkü kas gücünü artırmak için proteine ihtiyacınız var” diye konuşuyor.
Mucizevi diyet diye bir şey yok
Türkiye’de yeme alışkanlıklarının bölgesel olarak değiştiğini kaydeden Salman şöyle devam ediyor: “En çok gözlemlediğim nokta; aşırı yemek yeme eğiliminin olduğu. Özellikle annelerimiz çocukları ne kadar çok yerse o kadar sağlıklı olur algısından hala kurtulabilmiş değiller. Akşam yemeklerinin kapsamlı ve ağır bir şekilde hazırlanması en fazla kalori alımının bu öğünde olmasına sebep oluyor ve ne yazık ki kahvaltı yapma alışkanlığımız da neredeyse yok denecek kadar az. Tek başına hiçbir besin ya da diyet yoktur ki sizi mucizevi bir şekilde zayıflatsın. Zayıflamak için ihtiyacınız olan tek şey günlük beslenmenizi kontrol altına almak ve aldığınız enerjiden daha fazla enerji harcamaktır. Beslenme düzeninizde hiçbir değişiklik yapmadan sadece mucizevi diyetlerle zayıflama fikri zaman kaybından öteye gidemez.”