14 Şubat Sevgililer Günü, tüm dünyada alışverişin en canlı olduğu, gül satışlarının patlama yaptığı gün olarak bilinir. Çiftler günler öncesinden beklentiler içine girer. Peki ya sevgililer günü ilişkinizi bozabilir dersek?
Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi uzmanlarından Psikiyatrist Dr. Selin Baran sevgililer günü ile ilgili açıklamalarda bulundu. Dr. Baran şöyle konuştu:
Kökeni Roma İmparatorluğu’nda Aziz Valentine adlı bir rahibin imparator 2. Cladius’un yasağına rağmen aşıkları gizlice evlendirmesine dayanır. 1800’lü yıllarda Amerikalı Esther Howland’ın ilk Sevgililer Günü kartını yollamasından sonra yaygın kutlanmaya başlanmıştır.
Peki 14 Şubat günümüzde nasıl oldu da sevgiliye aşkını ifade eden masum kartlar göndermekten küresel bir alışveriş çılgınlığına dönüştü? Her ne kadar klişe olsa da “kapitalizmin bize dayattığı, hediye almanın zorunluluk olduğu” gerçeğini kabul etmeliyiz.
Şubat ayının ilk günlerinden itibaren nereye baksak sevgililer günü reklamlarını görüyoruz. Özellikle sosyal medya kullanımının artmasıyla taraflardan gül ve çikolatadan çok daha fazlası beklenir oldu.
Sevgililer günü reklamları; tüketim çılgınlığını körüklemesinin ötesinde sevgi, aşk gibi insani duyguların hediyenin büyüklüğüyle ölçüleceğine vurgu yaptığı için toplumsal yozlaşmayı da beraberinde getiriyor,
Çalışmalar, çiftlerin sevgililer gününde ve sonrasında ayrılma oranının yüksek olduğunu göstermiştir. Peki, neden ilişkiyi kutlamak anlamına gelen bir gün, tam tersine ayrılmaya neden oluyor?
Beklentiler
Birçokları için, sevgililer günü, hediyeler, özel yemekler, romantik tatiller ve süprizler içeren bir dizi beklentiyle birlikte gelir. Ancak, bu yüksek beklentiler gerçekleşmediğinde hayal kırıklıkları da büyük oluyor.
Sevgililer gününe yeterince önem verilmemesi, ilişkiye ve sevgiliye karşı umursamazlık olarak algılanıyor.
Yüksek maddi ve romantik beklentiler ile başlayan ilişkilerde daha gerçekçi beklentiler ile başlayan ilişkilere oranla hayal kırıklığı ve çift uyumsuzluğu daha yüksek oranda görülüyor.
Karşılaştırmalar
Sevgililer Günü ile ilgili hediyeler, yemek, konser veya etkinlik planları sosyal medyada paylaşılıp konuşuldukça ilişkilerde karşılaştırmalar kaçınılmazdır.
İnsanlar sosyal medya hesaplarında kendi kutlamalarını yüceltip süsleyerek olduğundan daha mükemmel gösterme eğilimindedir. Arkadaşlarımızın ve sosyal medyada takip ettiğimiz ünlülerin “harikulade bir sevgililer günü” geçirdiğini görmek; ne kadar eğlenceli ve tatmin edici olsa bile, kendi kutlama şeklimiz hakkında memnuniyetsizliğe neden olur.
Abartma
Halihazırda sallantıda olan ilişkiler için Sevgililer Günü sorunların ortaya döküldüğü ve hatta mevcut durumu daha da kötüleştiren bir gün olabilir.
Sevgililer Günü beklentileri sadece mükemmel bir gecenin değil, aynı zamanda “mükemmel” bir ilişkinin de göstergesidir. Bu mükemmeliyetçi tutumlar var olan sorunların daha abartılı algılanmasına ve artan memnuniyetsizliğe yol açar. Veya kutlama baskısı, zaten bozuk olan ilişkiye dair olumsuz duyguları şiddetlendirebilir.
Sevgililer gününde büyük bir sorun daha var:
Sevgimizi, sadece tek bir özel gün abartılı şekilde kutlamak, geri kalan günlerde ilişkiyi geliştirecek olan şükran, minnettarlık gibi duyguları bastırmamıza sebep oluyor. Bazen de gösterişli akşam yemekleri ve hediyeler ilişkideki kronik sorunların üstünü örtmek için kullanılabilir.
En doğrusu ilişkimizi 14 Şubat’ta kutlamak yerine, yıl boyunca sevdiğimize ve ilişkimize gereken özeni göstermektir.