Trump politikaları dünya çapında enflasyonu nasıl etkileyecek?

ABD’nin yeni Başkanı Donald Trump’ın ekonomide aşırı korumacı politikalarının hem ABD’de hem de dünyada yüksek enflasyonu ve yüksek dolar kurunu tetikleyebileceği belirtiliyor.

Trump politikaları dünya çapında enflasyonu nasıl etkileyecek?

Destek Yatırım Araştırma Uzman Yardımcısı Lina Barokas, Trump’ın NAFTA ve TTP gibi ticaret anlaşmalarını feshetmek istediğini hatırlatarak bu anlaşmaların iptalinin ABD’ye yüksek enflasyon olarak döneceğini kaydetti.

Barokas “ABD enflasyon hedefine ulaşır ise Trump’ın seçilmesi sonrasında son 14-15 yılın zirvesine yükselen Dolar endeksi daha yükselerek, 108.00-110.00 aralığına yerleşebilir. Aşırı değerli Dolar üzerinden ithalat yapan ülkelerin enflasyon rakamlarına yukarı yöndeki baskı artabilir.” dedi.


Trump’ın korumacı ekonomisi dünyayı nasıl etkileyecek?

Son yıllarda milliyetçilik küresel çapta yayılmaya başladı ve özellikle son zamanlarda Avrupa’da oldukça ön plana çıktı. İngiltere göçmen sorunlarını ileri sürerek Avrupa Birliği’nden ayrılmayı isterken, Fransa ve Almanya’da aşırı sağ partileri yükseldi.

ABD başkanlık seçimini Donald Trump’ın kazanması ile milliyetçilik akımı ile ilerleyen ülke grubuna ABD de katılmış oldu. Avrupa Birliği üyesi ülkelerin her ne kadar göçmenler ile ilgili karşıt görüşleri olsa da, hiçbiri bu konuda Trump kadar saldırgan ve ani önlemler almadı.

Trump, başkanlık koltuğuna oturur oturmaz seçim sırasındaki söylemlerini uygulamaya başladı ve ilk olarak Meksika ile ABD sınırı arasına duvar örmek için kararnameye imza attı. Sonrasında 7 Müslüman ülkenin vatandaşlarının ABD’ye girişlerini 90 gün süreyle yasakladı. Trump’ın aldığı kararlar sonrası çeşitli kuruluşlardan tepkiler geldi.

NAFTA ve TTP’nin feshi enflasyonu yükseltir

Trump politikaları

Dünya’nın en büyük ekonomisi olan ABD’nin Trump ile birlikte yeni bir dış ticaret politikasına adım attığını görüyoruz: “Korumacılık”. Irkçı söylemlerinin yanı sıra, Trump ilk olarak Transpasifik Ortaklığını (TTP) feshetti.

Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA) üyelerini (Kanada ve Meksika) 30 gün içerisinde görüşmeye davet etti. Aslında NAFTA ile ABD’nin Meksika’dan mal satın alması, ABD enflasyonunu, dolayısıyla genel fiyat düzeyinin kontrollü olmasını sağlamasına destek oluyordu.

Enflasyonun düşük seyrinden destek bulan ABD Merkez Bankası’na (FED) ise uzun bir süre sıfıra yakın faiz oranını sürdürme imkanı sağladı.

Ancak şunun altını çizmekte fayda var; FED’in politika hedefleri 29 Ekim 2014 itibariyle değişti. Eski Fed Başkanı Bernanke, bu tarihte varlık alım programının 15 milyar dolarlık son diliminin kullandırıldığını ve programın sonlandırıldığını açıkladı.

FED o günden bu yana 2 defa faiz artışına gitti ve küresel piyasalarda dolar değerlenmeye başladı. FED üyeleri 2017 için de kademeli şekilde faiz artırımının devam etmesi gerektiği yönünde mesajlar veriyor.


Bu anlamda bakıldığında hem NAFTA’nın sonlandırılması hem de Trump’ın uygulayacağı mali teşvik paketi FED’in faiz artırımı konusunda elini güçlendirebilir.

Trump her ne kadar güçlü dolar istemese de, bu süreç zaten değerli olan Dolar endeksini küresel çapta daha da değerlendirmeye devam ettirebilir, uluslararası sıcak para akışını da gelişmiş ülkelere yönlendirebilir.

“Yüksek enflasyon güçlü doları destekliyor”

ABD enflasyon hedefine ulaşır ise Trump’ın seçilmesi sonrasında son 14-15 yılın zirvesine yükselen Dolar endeksi daha yükselerek, 108.00-110.00 aralığına yerleşebilir. Bu durumda Türkiye, Meksika gibi gelişmekte olan ülkeler olumsuz etkilenir.

Zaten yatırım çekme kabiliyeti düşük olan gelişmekte olan ülkeler, aşırı değerli dolar ve yüksek faiz oranları sonrasında sıcak parayı ABD’ye kaptırabilir. Bu durumda güvenli liman olarak talep gören altın, Japon Yen’i gibi gelişmiş ülke para birimleri Dolar karşısında değer kayıplarını genişletebilir.

ABD’nin Çin’den yapılan ithalatta gümrük vergilerini arttırması, Çin’in ihracatını azaltacağı için, Çin’in üretimini ve büyümesini olumsuz etkileyebilir. Bu durumda korumacı ABD, ya Çin’i başka ülkelerde yeni ticari anlaşmalar yapmaya itebilir ya da Çin’i krize sokabilir. Bu da yeni bir küresel kriz kapımızda demektir.

“Aşırı değerli Dolar dünya çapında enflasyonu arttırır”

ABD’nin yeni politikaları sonrası ticari ilişkilerin küresel çapta zayıflaması, önümüzdeki dönemde ticaret hacmini küresel anlamda zayıflatabilir. Aynı zamanda aşırı değerli Dolar üzerinden ithalat yapan ülkelerin enflasyon rakamlarına yukarı yöndeki baskı artabilir.

Türkiye her ne kadar en çok dış ticarette Avrupa Bölgesi ile ilişkide olsa da, Türkiye’de ithalat Dolar üzerinden gerçekleşmektedir. Bu yüzden Dolar’ın küresel çapta değer kazanması, Türk Lirası üzerindeki baskıyı arttırabilir ve TL varlıkları küresel çapta değer kaybedebilir.

Kurdaki artış, girdi maliyetlerini yükseltebilir ve önümüzdeki dönemde daha yüksek enflasyon rakamları ile karşılaşabiliriz. Önümüzdeki dönemde dış konjonktüre bağlı olarak yükseliş eğiliminin sürdüğü bir Dolar/TL kuru görmemiz mümkün olabilir.


Sonuç olarak, git gide küreselleşmenin arttığı bir dönemde, ABD ekonomisi için kenara çekilmek iyi olmayabilir. Oysa uluslararası ticaretin tarafların refahını arttırması ön görülür. Sınırların git gide silindiği bir dünyada korumacılık politikası pek de yolunda gitmeyebilir.

‘Trump’ ve kabinesinin ekonomi politikaları nasıl olacak?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.