Depreme hazırlıklı olmak için binalarımızı sudan korumalıyız

Türkiye topraklarının yüzde 92’si ve nüfus yoğunluğunun yüzde 95’i deprem kuşağında yer alıyor. Depreme hazırlıklı olmak için ne yapmalı?

Depreme hazırlıklı olmak için binalarımızı sudan korumalıyız

Bu yüksek riskli kuşakta can ve mal güvenliğini sağlayabilmek için alınması gereken en temel önlemlerin başında, binaların su yalıtımı ile korunması geliyor.

Deprem gerçeği ve yalıtım konusunda kamuoyunu bilinçlendirmek için faaliyetlerini sürdüren İZODER’in Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen, 1 – 7 Mart Deprem Haftası’nda yaptığı açıklamada,


“Ülke genelindeki 19 milyon konutta halen su yalıtımı yok. 6.5 milyon konut ise deprem açısından riskli bina statüsünde. Bu tabloya baktığımızda, Türkiye’nin halen depreme hazırlıklı olmadığını görüyoruz. Öncelikle kapsamlı bir ‘Su Yalıtımı Yönetmeliği’ çıkarılarak su yalıtımı uygulamaları denetlenmeli” dedi.

Yalıtım konusunda kamuoyunu ve sektörü bilinçlendirmeyi amaç edinen İZODER (Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği), 1 – 7 Mart Deprem Haftası kapsamında yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin depreme hala hazır olmadığını açıkladı.

Son dönemde Çanakkale ve Adıyaman’da meydana gelen depremlerin, riskli bir coğrafyada bulunduğumuz gerçeğini topluma bir kez daha hatırlattığını vurgulayan İZODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen,

“Ülke olarak depremle yaşamayı öğrenmeli, güvenli ve kaliteli yapılaşma bilinciyle hareket etmeliyiz. Toplumda çok bilinmese de depremlerin yol açtığı büyük yıkımların en önemli nedenlerinden biri korozyondur. Herhangi bir yoldan binaya sızan su, oksijen ve beton içerisinde farklı kimyasal içeriğe sahip maddeler ile kimyasal tepkimeye girerek paslanmaya, yani korozyona neden oluyor. Korozyon sonucunda binanın taşıyıcı sistemi öyle zayıflıyor ki, su yalıtımına sahip olmayan bir bina, yapımından sonraki 10 yıl içinde taşıma kapasitesinin yarısından fazlasını kaybediyor. Binanın taşıyıcı sistemini zayıflatan korozyonu engellemenin tek yolu ise su yalıtımıdır” diye konuştu.


Doğru denetim için kapsamlı bir mevzuat çıkarılmalı

Deprem konusunda toplumun her kesimine büyük sorumluluklar düştüğünü vurgulayan Ertuğrul Şen, kapsamlı bir su yalıtımı yönetmeliği çıkarılamadığı için binalarda su yalıtımı ile ilgili doğru projelendirme, malzeme seçimi ve doğru uygulamanın yapılıp yapılmadığının denetlenemediğini belirtti.

Şen “İZODER tarafından hazırlanan Su Yalıtımı Yönetmeliği taslağı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunuldu. Bakanlığın inceleme çalışmalarından sonra hızla yönetmeliğe son şeklini vererek ülkemizin Su Yalıtımı Yönetmeliği’ne en kısa sürede kavuşmasını bekliyoruz. Su yalıtım proje ve uygulamalarının denetlenmesini sağlayacak bu mevzuatla birlikte, ülkemizde önemli bir eksiklik giderilmiş olacak” diye konuştu.

Ülkemizde yoğun bir şekilde süren kentsel dönüşüm faaliyetlerinin güvenli yapılara sahip olmak için çok önemli bir fırsat olduğunu belirten Ertuğrul Şen, çıkarılacak olan Su Yalıtım Yönetmeliği’nin kentsel dönüşüm faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçası olması gerektiğini, doğru yapılmış su yalıtımı uygulamaları olmadan kentsel dönüşüm hamlesinin eksik kalacağına dikkat çekti.

Su yalıtımının maliyeti sanıldığı gibi yüksek değil

su yalıtımı

Su yalıtımının maliyetinin sanıldığı kadar yüksek olmadığını belirten Ertuğrul Şen, şöyle konuştu: “Bugün yeni inşa edilen bir binada su yalıtımı uygulamalarının maliyeti toplam bina maliyetini %3 ila %4 üne tekabül eder. Mevcut binalarda elbette bu maliyet biraz daha artıyor. Arazi yapısı, binanın zemini gibi başka faktörler de devreye giriyor. Ancak yine de inşaatın geneline göre yüksek maliyetler söz konusu değil. Su yalıtımı yapılmamış, dolayısıyla korozyona uğramış binaların depremden olumsuz etkilenmesi sonucu ortaya çıkan sonuçlar ise ne yazık ki hem can güvenliği hem de mal güvenliği açısından çok ciddi sonuçlar ortaya koymaktadır.”

Avrupa’da su yalıtımlı bina oranı daha yüksek


Ertuğrul Şen, “Deprem tehlikesi altında olmayan Avrupa’da bile su yalıtımına yönelik yaptırımlar var ve tüm yalıtım uygulamaları, denetim ve sigorta şirketleri tarafından çok ciddi bir şekilde denetleniyor. Çünkü korozyon nedeniyle binaların depreme karşı dayanıksız hale geldiğinin bilincindeler. Biz herkesin bu bilince sahip olması gerektiğine inanan bir sivil toplum örgütü olarak, yapıyı oluşturan ana elemanları (demir ve beton), binayı ömrü boyunca koruyacak olan su yalıtımının hayati önemini, her kesime anlatmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Deprem ülkesi Türkiye için olmazsa olmazlar


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.