Dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından orta öğretim müzik dersi taslağından adının çıkarılmasına sosyal medya hesabı üzerinden dikkat çekici bir yanıt verdi: “Bir sanatçı müfredattan korkmaz. Müfredat nedir ki?”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) hazırladığı taslak müfredatı 13 Ocak – 10 Şubat tarihleri arasında görüş ve önerileri açmasının ardından, lise müzik dersi programından dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say ile ilgili bölümün çıkarılması gündeme gelmiş ve tepkilere neden olmuştu.
Adının müfredattan çıkarılmasına ilişkin İnstagram hesabı üzerinden açıklama yapan Say, şu ifadeleri kullandı:
“Bana Milli Eğitim Bakanlığı Müfredatından çıkarılmam soruluyor, pek çok dostum bu duruma çok üzüldüğünü sayfama yazmış.
Yani dostlar)))
Üzülecek bir durum yok.
CHP’li Zeynep Altıok, Fazıl Say’ın adının müfredattan çıkarılmasını Meclis gündemine taşımış ve Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi vermişti.
Müfredat sadece okul değildir. Müfredat gönüllerde olan bir şeydir
Müfredat anne ve babanızdır, sizi özgür bir birey olarak topluma kazandırmaya çalışan.
Size kitap veya müzik tavsiye edebilen aydın dostlarınızdır. Çevrenizdir, hayatla ve sanatla ilgili her şeyi tartışan, tartışarak öğrenen, bilinçlenen, hata yapa yapa doğruyu öğrenen.
Bütün bir internet evreni bilgi ile kültür ile doludur araştırmaya merak salanlar için, şu naçizane benim sosyal medya sayfam bile benim müziğimi ve bildiklerimi aktarma gayretinde olduğum bir mecradır bir yandan.
Bana Milli Eğitim Bakanlığı Müfredatından çıkarılmam soruluyor, pek çok dostum bu duruma çok üzüldüğünü sayfama yazmış. Yani dostlar))) Üzülecek bir durum yok. Müfredat sadece okul değildir. Müfredat gönüllerde olan bir şeydir. Müfredat anne ve babanızdır, sizi özgür bir birey olarak topluma kazandırmaya çalışan. Size kitap veya müzik tavsiye edebilen aydın dostlarınızdır.
Çevrenizdir, hayatla ve sanatla ilgili herşeyi tartışan, tartışarak öğrenen, bilinçlenen, hata yapa yapa doğruyu öğrenen. Bütün bir internet evreni bilgi ile kültür ile doludur araştırmaya merak salanlar için, şu naçizane benim sosyal medya sayfam bile benim müziğimi ve bildiklerimi aktarma gayretinde olduğum bir mecradır bir yandan. …
“Üzücü” olan bir şeyler var elbet topluma söylenen; Yani şimdi birileri gelip de “Bu ülke komple değişti beyler, eskiden değer olarak sunulan şeyler değersizdir artık, bu toplumun sanatçısına değer vermesi gerekmez” diyor olabilir. Sanat, bilim ve pek çok şey çiğneniyor olabilir, binlerce akademisyen işinden uzaklaştırılıyor olabilir… Türkiye’nin kaybıdır.
Haksızlıklar ortadadır aynı hiç bir suçu olmayan sanatçı dostlarımızın ihraç edilmeleri gibi. Bu ülkede nice nice değerli sanatçı, aydın, hapisler yattı, öldürüldü, sürüldü, kovuldu. Bu yasakçılık, bu zihniyet kendisinin katilidir aslında. 60-70 yıl boyunca Nazım Hikmet’e “vatan haini” denilmesi Nazım’ı büyültmüş bunu yapanları küçültmüştür. Nazım nesiller boyu bir efsaneye dönüşürken bu yasakçılar tarihten silinmiştir.
Sözün sonu; Bir sanatçı müfredattan korkmaz. Müfredat nedir ki? Bir sanatçı yaratamamaktan, üretememekten korkar. Ha.. bir de; hiç bir dayanışma göstermeyen meslektaşlarından sakınmalıdır haliyle!