Ancak dert edindiğin bir şey hakkında beynini düşünmeye itebilirsin. Ona çözüm yolları arar, araştırır, yeni kapılar açarsın.
Geçenlerde bir televizyon kanalında konuk olan bir sınıf öğretmeni sınıfa girdiği zaman tahtaya kocaman yazılarla “DERT EDİNİN” diye yazdığından bahsediyordu. Konu, yeni neslin gerçek dünyadan kopuk, teknolojiyle büyülenmiş beyinlerinin etraflarında ve dünyada gelişen olaylar karşısında tepkisiz kalmalarına ilişkin bir programdı. Bence bu yeni neslin değil, her yaştan kesimin vebası olmuş durumda.
Teknolojiyle o kadar içli dışlı olmuş durumdayız ki gerçek dış dünyadan gelen uyaranlara karşı tepkilerimiz çok kısıtlı oluyor. Çoğu zaman hiç olmuyor. Çünkü beynimizin bu uyaranlara karşı düşünmesine izin vermiyoruz. Bunun yerine teknoloji, bizim için neyin önemli olup olmadığına karar veriyor.
Dert edinmeden öğrenemezsiniz!
Ben dert edinmenin insanoğlu için vazgeçilmez bir uyaran olduğunu düşünüyorum. Düşünün ki yalnızca öğrenmeye, çözümlemeye ve bunu senin yaşam koşullarına katarak hayatını kolaylaştırmaya adamış bir organımız olsun. Beyin. Bu yüzyılda bile bilim insanlarının yapay olarak icat edemediği bu mekanizma, sana insanlığın ilk tarihinden itibaren en mükemmel işleviyle organik olarak sunulmuş. Tek yapman gereken, bunu olabildiğince işlek halde tutmak.
Hayatımıza yeni kapılar açacak 6 öneri
1- Dert edinin!
Beynimizi işler halde tutabilmek için dert edinmemiz gerekiyor. Çünkü ancak dert edindiğin bir şey hakkında beynini düşünmeye itebilirsin. Ona çözüm yolları arar, araştırır, yeni kapılar açarsın. Bu nedenle bol bol dert edinin. Beyninizde her zaman sorunlar olsun, beyniniz bunlarla savaşsın. Ona sürekli yeni meydan okumalar yaratın. Beyninizi bir maden yeri olarak düşünün ve uzun süre boyunca kazı yapılmayan çalışma alanlarının başına gelenleri hayal edin. Çoğu geçitler kapanıp kullanılmaz hale geliyor ve işlevini yitiriyor. Yeniden aynı geçitleri açıp aynı kazıları yapman hem zaman kaybına hem enerji kaybına neden olurken o süre zarfında elde edebileceğin değerli madenlerden de mahrum kalıyorsun.
İnsan beyni, diğer canlı beyinlerine nazaran kendisini limitsiz olarak geliştirmeye en yatkın olan organ. Üzerimizden geçen yüzyıllar, organlarımızı kullanmamızı minimuma indirecek düzeyde seyir gösteriyor. Aslında kendimize yapay olarak yarattığımız çoğu pratik mekanizmalar insanın fiziksel ve ruhsal yaratılışına ihanet ediyor. Dengeyi kurmaya çalışmak tamamen bizim elimizde.
Dert edindiğiniz her unsur sizi sorgulamaya itiyor. Bu sorgulama aşamasında karşınızdaki sorunu tanımlamaya çalışırken kendinizi de yeniden tanımaya başlıyorsunuz. Çünkü, o sorun öncesi ve sonrasındaki kişi aynı kişi olmuyor.
2- Karaya vuran balinaları dert edinin, çevrenizdeki içe kapanık sessiz dostunuzu dert edinin.
Amişlerin yaşamlarını dert edinin, size çok zıt gelen bir görüşü dert edinin. Karaya vuran balinaları araştırın, yaşam koşullarını, fiziksel özelliklerini öğrenin. Kendinizi buna bağlı bir yardım kuruluşuna hizmet ederken bulabilirsiniz. Çocuğunuza balinalar hakkında ilginç bilgiler aktarırken günün süper ebeveyni olabilirsiniz.
3- Çevrenizdeki içine kapanık sessiz dostunuzla iletişim yolları arayın.
Her insanın iletişime geçme frekansının farklı olduğunu göreceksiniz. Dostunuzu çözümlemeye çalışırken kendinizle ilgili bir şey öğrenebilirsiniz. İnsanlar arasındaki iletişim yüksek bir enerji alışverişidir. Doğada aynı canlı türlerinin birbirleriyle olan iletişimi farklı canlı türleriyle olan iletişimden daha yüksek frekanstadır. Çünkü karşında tanımlamaya çalıştığın canlı seninle aynı genleri ve ruhu taşımaktadır. Karşındaki hakkında elde edeceğin her yeni tecrübe sana senin hakkında bir ışık tutacaktır.
4- Amişlerin yaşamlarına bakın.
Yeni dünya düzenine ısrarla karşı gelmekte olan özgün bir halkın sade yaşamlarını araştırın. Sizden bir farkı olmayan ama aslında çok farkı olan bu insanların yaşamlarını hayal edin, kendinizi onların yerine koyun, hatta bir gün boyunca onlar gibi yaşamaya çalışın. Doğduğunuz andan beri alışmış olduğunuz habitatınızdan farklı bir yaşam ortamına geçtiğiniz takdirde beyniniz size alışık olduğunuzu sunmayı dert edinecektir. Yeni yollar arayıp yeni kapılar aşındırırken kendiniz hakkında yeni bilgiler edineceksiniz. Belki teknolojinin yardımı olmadan geçen yirmi dört saatin, işlerinizi yerin getirmede size yetmediğini görüp bu halkın hayatlarına merak salacaksınız. Belki ruhunuza detoks uygulamak isteyip onlarla bir hafta geçirecek ve hayatınız boyunca unutamayacağınız tecrübeler edineceksiniz.
5- Size zıt gelen bir görüşü düşünün, ilk önce bunun size neden zıt geldiğini yazın.
Daha sonra o zıt görüş hakkında derinlemesine bir araştırmaya koyulun. Kitaplarını okuyun, videolarını izleyin, o görüşü savunan insanların sözlerini kesmeden sonuna kadar dinleyin. Eğer hala görüş size zıt geliyorsa bunu yeniden not alın. Kendinizi ilk aldığınız nottan çok farklı bir noktaya taşımış olduğunuzu göreceksiniz. Eğer bu zıt görüş hakkında tutumunuz tamamen değiştiyse kendinize zıt gelen diğer görüşler için işe koyulun.
6- Zıtlıklarla ve sorunlarla savaşın.
Ama bunu savaş muharebesinde değil, beyin laboratuvarınızda yapın. Anlamaya çalıştığınız her şey size sizi yeniden anlatacak. İnsan hücreleri ölene kadar yenilenmekten vazgeçmez iken beynimizi, görüşlerimizi, düşüncelerimizi, duygularımızı, sevinçlerimizin ve üzüntülerimizin nedenlerini yenilemekten neden vazgeçelim?