Meteorolojik okuryazarlık çevre, sağlık ve ekonomi açısından ülkelere katkı sağlıyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi, Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, ülkece her şiddetli hava olayının ardından değişik komplo teorileri ile uğraşıldığını ifade ederek meteorolojik okuryazarlığın çevre, sağlık ve ekonomi açısından ülkelere katkı sağladığını belirtti.
İnsanların gündelik konuşmalarında hava ve su bahsinin sıklıkla geçtiğini belirten Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, buna son yıllarda küresel iklim değişikliğinin eklendiğini, ancak gündelik yaşamda bu kavramları doğru kullanmakta ve konu hakkındaki haberleri anlamakta problem yaşandığını söyledi.
Meteorolojik uyarıları dikkate alın
Kadıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü; “Örneğin, havaya göre giyinemeyen, şemsiyesini zamanında yanına alamayan, meteorolojik uyarıları dikkate almayan, küresel iklim değişimini de hala kutuplarda yaşayan ayıların problemi olduğunu sananımız pek çok. Şiddetli yağan bir yağmurun ya da esen bir rüzgârın nedeni hakkında bilgi ve fikri olanımız da çok az. Bu durumda her şiddetli hava olayı hakkında değişik komplo teorileri ile günlerce uğraşmak zorunda kalabiliyoruz. Örneğin, Marmara Denizi üzerinde uzun bir süre esen poyraz, Marmara’nın kuzey kıyılarındaki deniz suyunu güneye doğru sürüklemesi sonucu kıyılardan çekilen sular hemen depreme yorumlanabiliyor.”
İnşaat tarım yatırımları bile meteoroloji raporlarına göre yapılıyor
Farklı ülkelerdeki insanların meteorolojiye verdiği önemi örneklerle açıklayan Mikdat Kadıoğlu “ABD’de 24 saat sadece hava durumu veren TV istasyonları ve radyo kanalları var. Ülkede tarım, enerji, turizm, inşaat gibi sektörler altı aylık iklim tahminlerine göre hareket ediyor ” dedi.
Kadıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Kamu yetkililerinden sektör yöneticilerine herkes El Nino gibi iklim olaylarını da yakından takip eder, çünkü El Nino olursa ABD’de soya fasulyesine talep patlaması olacağını bilirler ve ona göre daha çok soya ekimi yaparlar. ABD gibi ülkeler tarım ürünlerinin ekimi ve ürünlerine fiyat koymak için tüm dünyadaki hava şartları ile birlikte tarım rekoltelerini de takip eder. Türk çiftçisi de hem kendi ürünleri, hem de rakip ülkelerdeki tarım ürünlerinin maruz kaldığı ve kalacağı hem meteorolojik, hem de iklim şartlarını takip etmek zorundadır” dedi.
Meteorolojik okuryazarlık sizin sağlığınızı ve ekonominizi korur
Meteorolojik okuryazarlığın ülke ekonomisi bakımından önemine dikkat çeken Kadıoğlu, bu konuda da şu bilgileri paylaştı; “Türk çiftçisinin altı aylık hava ve iklim tahminlerini kullanamasa bile en azından 35 günlük hava tahminlerini çok yakından takip etmesi ve doğru kullanması lazım. Örneğin bağ ve bahçesini ilaçladığı zaman hemen yağmur yağmamalı ve ilaç bir kaç gün bitki üzerinde kalabilmelidir. Ya da çiftçi bir yağmurdan önce tarlasını ya da bağını boşu boşuna sulayıp masrafa girmemeli, suyu israf etmemelidir.”
Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkenin meteoroloji bilimine gelişmiş ülkelerden çok daha fazla ihtiyacı olduğunu belirten Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu “Ülkemizde hava, su, afetler ile ilgili teknik hizmetlerin geliştirilebilmesi için bilimsel çalışmalara yönelik işbirliği, personel ve kurumsal reformlar bir gün bile geciktirilmeden yapılmalıdır” dedi.