Osteoporoz (kemik erimesi)’u pilates ile yenin

Pilates yardımıyla kemikler yeniden kuvvetlendirilebiliyor ve bu sayede osteoporozu yenmek mümkün olabiliyor.

osteoporoz

Sodexo Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri’nin yaşam kalitesini yükselten tavsiyeleri paylaşmak için oluşturduğu “İyi Yaşa” platformunda önerilerde bulunan Klinik Pilates Eğitmeni Ayça Kaşıkçı, pilates yaparak kemiklerin güçlendirilebileceğini söylüyor.

Kaşıkçı sözlerine şöyle devam ediyor: Osteoporoz, halk arasında kemik erimesi olarak bilenen ve genellikle kadınlarda menopoz sonrası ortaya çıktığı düşünülen bir rahatsızlık.


Esasen, cinsiyet farkı göstermeden kemik metabolizmasındaki bir bozukluk sonucunda kemikteki protein örgüsünün seyrelmesiyle meydana gelen ve kemiklerin kolayca kırılmasına, deformasyonuna neden olan bir hastalıktır.

Osteoporoz sadece ileri yaşlarda görülen bir rahatsızlık değil

Yapılan araştırmalar göstermiştir ki, osteoporoz sadece menopoz sonrası ya da ileri yaşlarda görülen bir rahatsızlık değil, özellikle stresli ve fiziksel aktivitesiz bir yaşamın doğal getirisidir.

Beslenme bozukluğu, stres ve fiziksel aktivitesiz bir yaşam, kemik yoğunluğunu düşürerek, pencere açmak veya yerden bir paket kaldırmak gibi basit hareketleri kişiye yaptıramaz duruma getirir ve sonrasında da kemik kırılmaları, deformasyonları hatta omurgamızda kayfotik (kamburumsu görünüm) yapıya neden olabilmektedir.

1994 yılına kadar Dünya Sağlık Örgütü tarafından bir “hastalık” olarak tanımlanmamış olan Osteoporoz, günümüzde “en sessiz” ilerleyen kemik hastalığı olarak belirtilmiştir. Sessiz olmasının nedeni, yukarıda saydığım faktörlerin (beslenme bozukluğu, stres ve fiziksel aktivitesiz yaşam) insan vücuduna olan zararlarının yavaşça ilerlemesi ve kendisini en son noktada göstermesidir.


Yapılan araştırmalarda, kemik erimesi yaşayan hastalar bel ve boyun ağrılarından, hatta pantolonlarının/eteklerinin bel ve boy ölçülerinin uzadığından şikayet etmektedirler.

2005 yılında Çin-Oxford-Cornell projesinde yer alan araştırmacılar tarafından, düşük kalsiyum tüketmelerine rağmen tarım ve çiftçilikle uğraşan Çinli’lerde, fiziksel bir aktivite içinde olan kişiler, kanser ve kalp rahatsızlıklarıyla beraber osteoporoz gibi kemikle ilintili bir hastalığın da oranının çok düşük olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle osteoporozu “zengin-tembel hastalığı” olarak tanımlamışlardır.

Fiziksel aktivite,

Vücudumuzdaki kemiklerin öncelikle sağlam bir şekilde yapılanması, güçlenmesi ve düzgün olarak şekillenmesi için hayatımızın her devresinde, en küçük yaştan en ileri yaşa kadar, gereklidir.

2004 yılında U.S Surgeon General (Amerika Genel Cerrahi Enstitüsü) tarafından hazırlanan 404 sayfalık raporda “Bone Health and Osteoporosis-Kemik Sağlığı ve Osteoporoz” kemik sağlığını korumada anne karnından başlayan beslenme bozuklukları ve stres üzerinde durularak öncelikle kemik yapısının sağlıklı bir şekilde oluşturulmasının altı çizilmiş ve bunun devamlılığını sağlamak için de özellikle Pilates gibi fiziksel aktivitelere ağırlık verilmesi tavsiyesinde bulunulmuş.

Pilatesin önemi ve farkı şu şekilde belirtilmiş:

“Pilates sadece basit bir fiziksel aktivite değil; vücut duruşunu düzelten ve simetrisini korumasını sağlayan, nefes alıp vermeyi kontrol etmeyi öğreten, karın kaslarını kuvvetlendirerek sırt, pelvis ve omuz kemiklerinin sağlamlaşmasına ve eklem hareketliliğine destek olan vücudun tepeden tırnağa her yerinin çalışmasını sağlayan bir egzersiz bütünüdür.”


Kemik deformasyonu olarak nitelendirebileceğimiz osteoporozda, kaslar gerektiği gibi gerinememekte, esneyememektedirler. Zihindeki baskı ve gerginliklerin bedende vücut bulması olarak adlandırabileceğimiz osteoporozu, fiziksel aktivite ve nefes egzersizleriyle zihne destek vererek kemikleri yeniden kuvvetlendirebilir ve osteoporozu yenebiliriz!

Kemik erimesi belirtileri ve tedavisi nedir?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.