Yaşar Güvenir’in hüzünlü hayatı: Sensiz Saadet Neymiş

Çoğumuz biliriz. Rastladığımızda severek dinleriz. Kim yazmış, kim söylemiş pek bilmeyiz. Dinlerken imkansız bir aşk ya da kavuşamama hikayesi izlenimi bırakır. Halbuki aslı bambaşkadır. Sensiz Saadet Neymiş, Yaşar Güvenir ve hüzünlü hayatı.

Yaşar Güvenir'in hüzünlü hayatı: Sensiz Saadet Neymiş

Ankara Radyosu’nda kanun sanatçısı olan Osman Güvenir, 5 erkek çocuğunu da doğduktan sonra yitirmiş bir babadır. 6. erkek çocuğu dünyaya gelince ismini Mesut Yaşar koyar.
Mesut Yaşar, tamamı müzisyen bir ailenin içerisine doğmuş bir çocuk olarak henüz 3 yaşındayken babasının kanununa musallat olmaya başlar. Babası başlangıçta kanun çalma sevdasını desteklemese de o tutkusunun peşinden gider ve kanun çalmayı öğrenir.
Batı müziği ve caz ile tanıştığında istikametini o yöne çevirir. Ancak alaturka müziğe olan ilgisini de yitirmez. Lisede okurken piyano ve akordeon çalmayı öğrenir. Ankara Amerikan Kulübü’nde sahne almaya başlar.

Üniversite Eğitimi için Ankara Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nin Edebiyat bölümüne kaydolur. Çeşitli yerlerde sahne almaya da devam eder. Ağırlıklı olarak İngilizce şarkılar ve Türkçe tangolar söyler.


İstanbul’a gelip radyoda verdiği 2 konser ile bahtı açılır. 2 plaklık anlaşma, Ankara Radyosu’nda yayınlar ve ilk besteler gelir. İngilizce bestesi “My Crazy Baby”, ileride dünyaca tanınacak İtalyan şarkıcı Mina tarafından usulsüzce okunur.

Açılan davalar sonrası şarkının sahibinin Yaşar Güvenir olduğu hem Türkiye’de hem de Fransa’da tescillenir. Güvenir’in adı plağa eklenerek basılınca Avrupa’da azımsanmayacak bir şöhrete kavuşur.

Sensiz Saadet Neymiş

Aşık olur, evlenir ve 2 çocuk sahibi olur. Belli yerlerde sahne aldıktan sonra Ankara’da kendi lokalini açar, sahneye de çıkar. Ancak işleri yolunda gitmez. Lokali kapatmak zorunda kalır.
Özel hayatı da bozulur. Eşiyle arası açılır. Ardından da onu bir trafik kazasında kaybeder. O acılı günlerde en önemli eseri olacak ve daha sonra bestesini de yapacağı Sensiz Saadet Neymiş‘in sözlerini yazar:

“Sensiz saadet neymiş
Tatmadım bilemem ki
Alnımın yazısıydın
Ne yapsam silemem ki

Seni uzaktan sevmek
Aşkların en güzeli
Alıştım hasretine
Gel desem gelemem ki…”

Zeki Müren’den Gönül Yazar’a…

Bu sözler “Altın Güfte” ödülü getirir ve Yaşar Güvenir adeta yeniden doğar. Anlaşamaya göre sözleri Zeki Müren besteleyip okuyacaktır. Ancak yaşadıkları anlaşmazlık ve dargınlık sonrası, Yaşar Güvenir sözleri Zeki Müren‘in ardından yeniden besteler.

Şarkıyı Gönül Yazar seslendirir ve yer yerinden oynar. Plak satış rekorları kırar. Yaşar Güvenir şarkıyı kendisi de seslendirir. Değerli şarkılar yapmaya devam etse de, layık olduğu ilgiyi ve vefayı görmez.


Çok büyük bir acı daha yaşayıp genç yaşta kızını toprağa veren Yaşar Güvenir, ilk olarak Ahmet Özhan‘ın seslendirdiği ve onunla özdeşleşen Çaresizim şarkısını besteleyip üzüntüsünü dile getirir:

“Nasıl inansam bilmem
Bu uzun ayrılığa
Nasıl katlansam bilmem
Bir ömür yokluğuna

Artık güneş doğar mı,
Çiçekler açar mı bilmem
Bakıyor görmüyorum
Çaresizim çaresiz

Ah Allahım
Benden çok, benden çok mu sevdin?

Saatler durmuş sanki
Zaman geçmek bilmiyor
Gözyaşlarım dinmiyor
Çaresizim çaresiz

Artık rüyalarımda
Uzanan ellerini
Öpüyor okşuyorum
Saçının tellerini

Biliyorum kaybolup,
Yok olup gideceksin
Açarsam gözlerimi
Çaresizim çaresiz”


Hüzünlü hayatı geçirdiği kalp ameliyatı sonrası sol tarafına felç inmesi ve kolunu bir daha kullanamamasıyla devam eder. Yine de beste yapmayı sürdürür. 10 Ocak 1998 tarihinde vefat eden Yaşar Güvenir, geride hala severek söylenen efsane şarkılar ve ismini dahi hatırlamayan vefasız insanlar bırakıp gider.

Kimseye etmem şikayet: Asırlık haykırışın buruk hikayesi


Çağrı Gırlangıç
14.03.1985 tarihinde Kadıköy'de dünyaya geldim. Kadıköy'de doğdum, Kadıköy'de büyüdüm. Yazma sevdası içime düşünce önce 2 roman yazdım, sonra da sinemaya dair yazılar yazmaya başladım. 2011'in başından beri bloğum cagrigirlangic.blogspot.com da 500'ü aşkın filme dair yazdım. Hala da devam ediyorum. Sonra metin yazarlığı yapmaya başladım ve yazarlık mesleğim haline geldi. Yazımına devam ettiğim Türk Sinema Tarihi Ansiklopedisi, emek ve zaman isteyen bir proje. Sabırla yazımına devam ediyorum. Bir sinema yazarı olarak yazmaya başladığım, sonrasında ise deneme, gündem, kritik, yaşam ve kişisel gelişim yazıları yazmaya başladığım İndigo Dergisi ise hem beni geliştiren, hem de bir parçası olmaktan haz aldığım yer.