Bir kadın olarak SUSMA!

Susma kadın! Hor görülmeye, ezilmeye, kadın kelimesinin utanç olarak görülmesine daha ne kadar tahammül edeceksin?

Susma kadın! Hor görülmeye, ezilmeye, kadın kelimesinin utanç olarak görülmesine daha ne kadar tahammül edeceksin?

  • O saatte orada ne işi varmış?
  • O kıyafetle de dışarı çıkılır mı kardeşim?
  • Şimdi gel de buna laf atma!
  • Saat 11’de kadının ne işi var orada?
  • Kadın mıdır kız mıdır belli değil!
  • Bir kadın olarak sus!
  • İtaat et rahat et!
  • Okuma!
  • Evlen: Erken evlen! İstediğimle evlen! Çocuk doğur!

Unut! Unut kendini! Unut benliğini! Unut kadınlığını! Unut ki törpülenesin! Unut ki hüküm sürebilsinler hayatında! Toplum pek sever bunu hele ki kadınsan. Kadınsan eğer senin kendi hayatında kendi yönlendirmelerinde yoktur, olamaz da. Toplum her seferinde senin yerine verir kararı.

Kıyafet cüretkardır, gülüşün kışkırtıcı, dışarı da olduğun saat ise davetkar. Suçlu sensindir! Zavallı erkek, düşünme yetisini beyniyle yapamayan o zavallı erkek o sadece kandırılan masumdur. Onun fıtratı farklıdır! O zavallı istemsizce laf atar, istemsizce tecavüz eder! Yoksa ahlakından, namusundan şüphe etmek kimin hakkına? Yazıktır o erkeğe; düşünsene kandırılmış bir çare! O da yapmak istemez aslında. İster mi hiç?


Mesela saat 11’de binmese o kadın otobüse, adam tecavüz eder mi hiç?

11′ de otobüse binmek nedir? Üstelik bir başına? Ne demektir bu? O, zavallı bir çare mabadıyla düşünen adam için: “Ben aranıyorum!”. Şimdi soruyorum size; o kadın mı yoksa zavallı kandırılmış adam mı suçlu? Ne yapsın adam?

Bir de hiç düşünmeden önüne geleni giyen kadınlar var. Onlara ne demeli? Akıllarına geleni giyiyorlar! Hiç düşünmeleri yok birinin günahına mı gireriz, birinin nefsini mi etkileriz…(!) Sonra kızıyoruz zavallı bir çareler sadece uyarmak için şiddet uyguladığında(!) Oysa bu onların elinde değil! Erkek o, ya sen? Kadınsın giyin işte giyin doğru düzgün!

Hele o kahkaha atanlar yok mu? Amaç ne?

Dikkat çekmek için değil mi? Giyip o mini eteği atıp kahkahayı davet etmiyor musun? Sen suçlusun! Kusura bakma! Üstüne üstelik çocuk bile yetiştiremiyorsun(!) Yetiştirdiğin çocuklarda hep o zavallı bir çare erkekleri tahrik ediyor(!) Yoksa koskoca evli barklı, çoluklu çocuklu adam hiç sürer mi elini çocuğa? Allah’tan aklı başında kadınlarda var da bir kereden bir şey olmayacağını anlatıyorlar(!) Yoksa mazallah ne hale gelirdik düşündün mü hiç?


Düşünmek demişken, gerçekten düşündün mü geleceğini? Düşündün mü sonrasını? İnanabiliyor musun bu şekilde yaşayabileceğine? İtaatin gerçekten mutluluk getirebileceğine inanıyor musun? Göğsüne yakın o düğmeyi iliklediğinde, eteğini, biraz daha aşağı çektiğinde, gülmeyi unuttuğunda, namuslu saatler de_malum namuslu saatlerimiz var bizim_ dışarı çıktığında, kocanı efendin olarak gördüğünde, tacize tecavüze uğramamak için kırıp dizini evde oturduğunda, okumadığın da, üretmediğin de gerçekten mutlu olabileceğine inanıyor musun?

Ya çocukların? Onları düşündün mü hiç?

Onlara ne olacak? Onlara ne öğreteceksin? İtaati mi çığlık atmayı mı? Peki sen susarken o nasıl öğrenecek dik durmayı ses çıkartmayı? Sence kaç çocuğun vakti oldu ses çıkartmaya? Kaç tanesi bunun kendi suçu olduğunu düşündü? Kaç tanesi arkasında kaya gibi duracak ebeveynleri olduğuna inandı? Sen inandın mı ki çocuğun inansın? Toplum namusu pranga yaptı ayağına sen boynumun borcudur dedin!Hiç aklına gelmedi namusun sadece kadına ait olmaması gerektiği!

Namus nedir?

Sadece kadının iki bacağının arasında mıdır? Ya beyinlere ne yapacağız? Kadınları meta olarak gören beyinlere? Anasının dizinden tahrik olanlara, 9 aylık bebeğe tecavüz edenlere,  ufacık çocuklara el sürenlere ne olacak? Bir boyun bağı çözecek mi her şeyi? Kesilen kurban kararan bir çocuğun hayatını yerine getirecek mi? Peki sen hala susacak mısın?

Susma kadın!


Susma! Hor görülmeye, ezilmeye, kadın kelimesinin utanç olarak görülmesine daha ne kadar tahammül edeceksin? Sen susarsan giderek azalacak tepende ki tavanla aranda ki mesafe. Sen susarsan, daha çok haklı görecek namussuz kendini! Sen susarsan ölecek bu topraklarda kadın ve kadın ölürse yok olacak dengenin diğer yanı! Şimdi susma kadın! Bırak tepende halen olmasın! Bırak bozulsun manikürün, dağılsın saçın savaş kadın! Savaş geleceğin için, hayatın için, ayakta durmak için! Artık izin verme sana hayat biçilmesine kalk iki ayağının üzerine ve kendin biç kendi hayatını! Kadınsın ve inan çok güçlüsün!

Mahkemeden çok tartışılan karar: Tayt tahrik sayıldı!


Elif Aver
Elif Aver; 1987 yılında İstanbul'da doğdu. Cumhuriyet Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği bölümünden 2010 yılında mezun oldu. Özel sektörde mesleğini yapmakta, ayrıca TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi yönetim kurulu üyesi. Yazmak, çizmek ve okumak çocukluğundan beri en büyük tutkusu. Ondan sebep söz yitene kalem bitene kadar yazanlardan.