CHP Genel Başkanı Yardımcısı Erdal Aksünger, 16 Nisan referandum ile ilgili hukuki mücadelenin süreceğini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’ne başvurunun yüzde 100 yapılacağını söyledi.
“CHP meclisten çekilirse AKP’nin ekmeğine yağ sürer”
Sine-i millet tartışmasıyla ilgili de konuşan Aksünger, “Eğer CHP grubu istifa ederse, AKP’nin de belki de ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey olmayacaktır” dedi. CHP Genel Başkanı Yardımcısı Erdal Aksünger, İzmir’deki Tarihi Havagazı Fabrikası’nda referandum sonuçlarıyla ilgili basın toplantısı düzenledi. İl Başkanı Asuman Ali Güven, CHP’li ilçe belediye başkanları, CHP İlçe başkanlarının da katıldığı toplantıda konuşan Aksünger, ‘mühürsüz bir referandum’ gerçekleştiğini, hem ‘hayır’ hem de ‘evet’ cephesi açısından toplumun bunu vicdanen kabullenmediğini söyledi.
“YSK şimdi mahcubiyet içinde”
CHP’nin hukuksal olarak da kabul etmediğini belirten Aksünger, mühürsüz zarf ve oy pusulalarının geçerli kabul edilmesiyle ilgili olarak, “Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) böyle şeyler yapabileceği aklıma gelmezdi. YSK’da referandum öncesi süreçte yaptığımız toplantıda mühürsüz zarf ve pusular olursa ne olacağını sorduk. Gülüp geçtiler. Kanun açık olduğunu söylediler. Kanun, içtihat oluşturmayacak şekilde net. ‘Mühürsüz zarf ve pusulara iptal edilir’ diyor. referandum sonrası bunları hatırlattığımızda mahcubiyet içinde olduklarına tanık olduk” diye konuştu.
Aksünger, referandumndan iki ay önce sosyal medyada ‘evet’ yazılı mühürlerin de kullanılacağı manipülasyonları yapılması üzerine, ocak ve şubat ayında YSK yetkilileriyle bu konuyu konuştuklarını, 370 bin ‘tercih’ yazılı mühür ihalesi yapıldığı yanıtı aldıklarını söyledi. Buna karşın ‘evet’ yazılı mühürlerin referandumnda ortaya çıktığına dikkat çeken Aksünger, “Bunları kim ortaya çıkarmış olabilir, hangi amaçla yapmış olabilir? Soru işaretleri yanıtlanmadı. 1500’ün üzerinde hakimle ilgili suç duyurusunda bulunduk.
“YSK Başkanı’nın açıklaması, işin ciddiyetsizliğini gösteriyor.”
“Bize ‘Bazı arkadaşlar daha önceki genel seçimlerde kullanılan ‘evet’ yazılı mühürleri kullanmışlar’ şeklinde komik bir açıklama yaptılar. İlçe seçim kurulu başkanları yargıç. Sokaktan geçen vatandaş değil ki! Bir sayfalık uygulanması gereken metin var. Aklımıza bunların bilerek yapıldığı şüphesi geliyor. Başka senaryolar geliyor” dedi. Sandıklara gelen oy pusulalarındaki eksikliklere de dikkat çeken Aksünger, sandıktaki seçmen sayısından yüzde 20 fazla oy pusulası konulması gerekirken, pek çok sandıkta bunun yapılmadığını söyledi.
“Güneydoğu’da sandık başındaki arkadaşlarımız derdest edildi”
İçişleri Bakanlığı’nın 10 Nisan’da “Okularda oyunu kullandıktan sonra sandık başında kimseyi bırakmayacağız” açıklamasının da meşruiyet tartışması yarattığını belirten Aksünger, “Burada hedef Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ydi. YSK’yla bu durumu görüştük. 16 Nisan referandum günü mülki amir YSK’dır. YSK herhangi bir yerde güvenlikle ilgili sorun görüyorsa kolluk kuvvetlerine haber verir. İçişleri Bakanlığı ise genel bir uygulamadan bahsetti. Buna hakları yok. Seçmenin Anayasa’dan kaynaklanan gözleme hakkı var. YSK seçim günü müdahale ettiğini söylüyor. Daha önce İçişleri Bakanlığı’na böyle bir açıklama yapmaya hakkı olmadığı bildirmeleri gerekirdi. Sandıklar saat 16.00’da boşaltılmış. Sandık başlarındaki arkadaşlarımız derdest edilmiş. 17 yaralı var. Çok sayıda darp edilen var. Ortada bir plan şaibesi, şüphesi var. Kız çocuklarına tacizde bulunmaya çalışan ahlaksızlar da oldu” diye konuştu.
“Entelektüel yerlerde bile geçersiz oy varken”
Aksünger, 16 Nisan’da YSK’nın sisteminde 4 bin 500 sandığın açıldığı saat 17.50 sıralarında Anadolu Ajansı’nın sandıkların yüzde 40’nın açıldığı ve ‘evet’ oylarının yüzde 60’ın üzerinde olduğunu duyurduğunu söyledi. A.A.’nın birleştirme tutanaklarından sonuç verdiğini açıklanmasıyla ilgili de konuşan Aksünger ‘evet’ oylarının olduğu sandıkların sonuçlarının verildiğini, ‘hayır’ oylarının fazla olduğu sandıkların sonuçlarının verilmediğini savundu.
“Bilinçli yapılmış bir operasyondu”
Bilinçli yapılmış bir operasyon olduğunu dile getiren Aksünger, “3 bin 600 sandıkta yüzde 100 ‘evet’ veya yüzde 90’nın üzerinde ‘evet’ çıkmış. Yüzde 96’sı Güneydoğu’da. Bunların hepsinde ya bir darp var ya da kolluğun birilerine karşı giriştiği linç operasyonu var. HDP görevlileri de sandıklardan uzaklaştırıldılar. Yüzde 100 ‘evet’ çıkan sandıklarda birinci sıra Şanlıurfa’da. Geçersiz oyların sıfır olduğu sandıkların yüzde 90’ı Güneydoğu’da. İstanbul Beşiktaş’ta, İzmir Konak’ta, Ankara Çankaya’da en entelektüel yerlerde bile, ‘hayır’ın yüzde 90 çıktığı yerlerde bile geçersiz oylar var. Ama Güneydoğu’daki sandıklarda bir tane bile geçersiz oy yok. Geçersiz oyun sıfır ‘evet’ ve katılımın yüzde 100 olduğu 263 sandık var. Şanlıurfa ve Elazığ’da da böyle sandıklar var. 7 Haziran ve 1 Kasım seçim sonuçlarına göre HDP’nin oy almama imkanı olmayan bazı okullar ve sandıklar var. Diyarbakır’da 851 okulda, 2 bin 415 sandıkta böyle bir durum var. Toplamda 14 bin 930 sandıkta var” dedi.
“AİHM’e bireysel başvuru da yapılacak”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Aksünger, referandumyla ilgili hukuki mücadelelerinin süreceğini, Danıştay başvurusunun yapıldığını, ancak Anayasa Mahkemesi’nin de konuşulduğunu söyledi. Aksünger, “Benim gözümde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi konusu yüzde 100’dür. Bunda zerre kadar tereddütüm yok. Çünkü burada tam kanunsuzluk var. Yasama sürecini etkileyecek olan bir süreç yaşatıyor size. Ülkenin rejimini etkileyecek bir konu çıkıyor ortaya. Bununla ilgili hem CHP kurum kimliği açısından başvurular mutlaka tüm yöntemleriyle yapılacak, hem de şahsımız açısından bireysel başvuru haklarımızı kullanacağız. Altyapıları oluşturacağız. Mücadelemizi hukuk dahilinde yaparken hangi mücadele meşruysa onu da gerçekleştireceğiz. Her şey dahil” diye konuştu.
Sine-i Millet tartışması
Son günlerde tartışılan ‘sine-i millet’ konusuyla ilgili de konuşan Aksünger, “Halktan gelen taleplerin değerlendirilmesidir. Bunların da MYK kararı olacak bir şey olmadığını söylemek istiyorum. Bu parti meclisimizin alabileceği bir karardır. Sine-i millet nedir? Halkın gözünde şöyle bir şey var; CHP grubu istifa ederse bir erken seçim olasılığı ve parlamentonun fesih edileceğine dair bir algı olduğunu görüyorum. Böyle bir şey yok. Eğer CHP buna karar verir de toplumsal uzlaşma gerçekleşiyorsa, o zaman siyasi meşru alanın dışında mücadele etmeyi gerektirir. Başka türlü bir mücadele alanına gidiyorsunuz anlamına gelir ki, sonu pek hayırlı olmayabilir de.
Eğer CHP grubu istifa ederse yapılacak AKP’nin de belki de ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey neden olmayacaktır. Çünkü orada nispi seçimlere gidecektir, o zaman biz istifa etmişsek nispi seçimler konusunda da katılmama kararı alman lazım. O zaman CHP’siz bir parlamento oluşacak. Bunları teknik olarak anlatıyorum. Bunların teknik anlamda tartışılması ve beklentilere cevap vermeyen bir CHP olmadığını anlatmamız gerekiyor. Hukuk dahilinde bütün mücadelemizi vereceğiz. Onun dışında başka konuda ısrar edenlere de gerekli bütün cevabı verecek yüreğimiz, aklımız var” dedi.
“Bu referandum meşru değil”
Aksünger, basın toplantısının sonunda, “Bu referandum meşru değildir, gölge düşmenin ötesindedir konu. Bizim bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Bundan sonraki süreçte de kabul etmeyeceğiz. Önümüzdeki süreçte yarından itibaren parti meclisini, cumartesi günü de il başkanlarını topladıktan sonra bir ortak karar süreci işletilecek, hangi mücadele alanı varsa o konuda mücadelemizi devam ettireceğiz” diye konuştu. (DHA)