“Otizmli bireyler anahtarı bulunamayan birer hazine sandığı gibiler. Bu anahtar sadece eğitim ile bulunabilir”
Otizmli bireyleri daha iyi tanımak ve topluma kazandırmak amacıyla, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde düzenlenen “Babalar Otizmi Anlatıyor” başlıklı seminerde, otizmli çocuğu olan 2 baba, çocuklarının hayatlarından kesitlerle, yaşadıkları sorunları, endişeleri ve yasal düzenlemeleri paylaştı.
“Hadi Oyuna” isimli sosyal sorumluluk projesiyle otizmli çocuklar ile gönüllüleri sosyal aktiviteler çerçevesinde bir araya getiren Soner Gül’ün moderatörlüğünü yaptığı seminerde, BİLGİ’li öğrenciler ve akademisyenler, kendilerini otizmli çocuklarının eğitimine ve tedavisine adayan babaların deneyimlerini dinlediler.
Farkındalık yaratmak amacıyla düzenlenen seminerde, otizmli bireylerin günlük yaşamda karşılaştıkları zorluklardan, otizm üzerine yapılan sosyal çalışmalara kadar birçok konu ele alındı.
“Otizm tanısı konur konmaz harekete geçilmeli”
Otizmli bireylerin topluma kazandırılarak, yaşam becerileri edinebilmelerinin öneminin vurgulandığı etkinlikte Tolga Gökçe, “Hızlı bir ivme ile artış gösteren otizm, hayat boyu süren bir farklılık. Ailelerin çocuklarına bu tanının konulduğu andan itibaren özveriyle, eğitime ve alternatif tedavilere yönelmesi gerekiyor. Otizmi yok edemeyiz ama eğitimle ve farkındalık yaratarak onların topluma kazandırılmalarını sağlayabiliriz” şeklinde konuştu.
Otizmli bir üniversite öğrencisinin babası Mustafa Öztürk ise anne ve babaların bu süreçte aktif olarak çocuklarının yanında olmasının önemine değinerek, “Öncelikle ailenin ve eğitimcilerin çocuğu çok iyi tanıması ve sevgiyle yaklaşması çok önemli. Sorunlu davranışların neden, nasıl ortaya çıktığının çok iyi tespit edilmesi gerekiyor. Bunların yerine olumlu davranışın konması ise zor ve uzun bir eğitim süreciyle mümkün. Oğlum bize hayata değişik açılardan bakmayı, farklı bireylerin de bu toplumda var olduğunu, onlara sevgi ve ilgiyle yaklaşılması gerektiğini öğretti” dedi.
“Otizm eylem planı ile toplumda farkındalık artırılacak”
“Toplumun her kesimine otizmi anlatmak biz ve bizim gibi diğer aileler için çok önemli” diyen Tolga Gökçe; “Otizm bir hastalık değil. Otizmli bireyler anahtarı bulunamayan birer hazine sandığı gibiler. Bu anahtar sadece eğitim ile bulunabilir. ‘Otizm Eylem Planı’nın bir an önce uygulanmaya başlanması çok önemli. Bu plan sayesinde eğitimsel değerlendirilmelerden, sınav düzenlemelerine, otizmli bireylerin toplumsal hayata katılarak, yaşam kalitelerinin artırılmasına kadar birçok sorun çözüme ulaştırılabilir” şeklinde konuştu.
“Otizmli bireylerin eğitimi konusunda adımlar atılmalı”
Otizmli bireylerin eğitime katılım oranlarının çok düşük olduğuna dikkat çeken Soner Gül, “Geçtiğimiz yılın verilerine göre şu an yaklaşık 1 milyona yakın üniversite çağında otizmli birey olmasına karşın, Türkiye genelinde üniversite eğitimi alabilen sadece 7 otizmli birey var. Yine aynı şekilde ilk ve ortaokul eğitimi alması gereken 352 bin civarı otizmli bireyden sadece yaklaşık 21 bini eğitim alabiliyor” dedi.