Deprem başladı. Sarsıntıları hissediyorsunuz ne yaparsınız? Peki ya hareket edemiyorsanız? O zaman ne olacak? Deprem anında engellilerin durumu ne olacak? Afete hazırlıkta engellileri unutma!
- 17 Ağustos 1999 Gölcük depremi : 17408 can kaybı.
- 12 Kasım 1999 Düzce Depremi: 845 can kaybı.
- 1 Mayıs 2003 Bingöl Depremi: 184 can kaybı.
- 23 Ekim 2011 ve 9 Kasım 2011 Van Depremi: 644 can kaybı.
Türkiye, deprem ülkesi. Her an büyük bir depremle karşı karşıya kalmamız an meselesi. Deprem, bu ülkenin en büyük gerçeği. Bu yüzden önlem almak, bilinçlenmek zorundayız. Ne zaman geleceğini bilemediğimiz deprem için sağlıklı binalarda oturup, yapmamız gerekenleri öğrenmek başlıca görevimiz. Deprem sırasında ilk önceliğimiz hayatta kalmak ve hayatta kalmak için de deprem kapımızı çalmadan bilinçlenmek gerekiyor. Tüm önlemleri aldıktan sonra bile mutlaka bir kaçış planımız olmak zorunda. Peki hiç düşündünüz mü o sırada kaçamayacak durumda olanları?
10-16 Mayıs Engelliler Haftası
Maalesef hayatlarını bizden biraz daha kısıtlı yaşamak zorunda olanların haftası. İşitme engelliler, konuşma engelliler, omurilik felçliler, otistikler, görme engelliler, zihinsel engelliler ve niceleri… Hayat onlar için biraz daha zor. Peki ya bu zorlukta bizim katkımız ne kadar? Mesela kaç yol onların rahatça yürüyebilmeleri için tasarlandı? Kaç merdiven, kaç asansör? Kaçımız bu hayatı kolaylaştırmak için bir şey yaptık? Yüreğimizdeki engel kaçımızı durdurdu?
Şimdi sesli düşünelim biraz. Deprem, başladı. Sarsıntıları hissediyorsunuz ne yaparsınız?
Zemin kattaysanız ya da zemine yakınsanız kuvvetle muhtemel dışarı çıkmak isteyeceksiniz. Çok üst kattaysa bulunduğunuz daire belki daha üste çıkmaya çalışacaksınız. İkisi de imkansızsa en yakın korunaklı yere atacaksınız kendinizi. Peki ya hareket edemiyorsanız? O zaman ne olacak? Mesela bir omurilik felçlisiyseniz nasıl ulaşacaksınız o en korunaklı yere? Ya da tekerlekli sandalyeye mecbursanız deprem esnasında hangi asansörü kullanabileceksiniz? Tek başınıza onca merdivenden nasıl çıkacaksınız? Diyelim ki yürüyebiliyorsunuz lakin görmüyorsunuz; o kargaşada nasıl bulacaksınız yönünüzü?
Deprem: En büyük gerçeğimiz ve hayatta kalmak bir numaralı önceliğimiz. Peki tüm bunlar için yapılan bir şeyler var mı? Kanun, yasa, imar yönetmeliği? Depreme göre tasarlanan binaların kaçta kaçı tüm bunları baz alarak inşa edilir? Sorular uzar gider ve gitmelidir de.
Eğer ki eşitlikten bahsediyorsak, eşitlik aynı zamanda eşit hakları da doğurur. Küfenin bir tarafı ağır, diğer tarafı hafif kalırsa eşitlik bozulur. Eşitlik bozulursa, adalet bozulur ve adalet hepimize mutlaka bir gün gerekir. Şimdi en azından bu hafta biraz daha farklı düşünün ve ne hissedebildiklerini anlamaya çalışın. Ola ki kendi dillerinden dinlemek isterseniz ve bu çabanın bir parçası olmak isterseniz TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi adına 11 Mayıs‘ta Kadıköy Belediyesi Evlendirme Dairesinde düzenleyeceğimiz “Afete Hazırlıkta Engellileri Unutma-2” adlı sempozyumumuza bekliyoruz. Programın içeriği aşağıda belirtildiği gibidir.
Engelsiz yaşam mümkündür; yeter ki yüreğimizde ki engelleri kaldıralım.
