Kalp yetersizliği 10 yılda 2 kat artacak

Türk Kardiyoloji Derneği (TKD), her yıl mayıs ayının ikinci haftasında düzenlenen ‘Kalp Yetersizliği Günü’ etkinlikleri kapsamında farkındalık yaratmak amacıyla bir basın buluşması gerçekleştirdi.

Kalp yetersizliği 10 yılda 2 kat artacak!

Toplantıya TKD Gelecek Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, TKD Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Yüksel Çavuşoğlu, TKD Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Üyesi Doç. Dr. Hakan Altay ile hasta ve hasta yakınları katıldı.

Toplantının açılışını yapan TKD Gelecek Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol şunları paylaştı: “Kalp Yetersizliği Farkındalık Günleri her yıl mayıs ayında düzenlenmektdir. Bu yıl da üyesi olduğumuz Avrupa Kardiyoloji Derneği tarafından 5-7 Mayıs 2017 olarak belirlenmiştir. Burada amaç kalp yetersizliği semptomlarının erken fark edilmesinin önemi ve doğru teşhisin konulması konusunda halkı ve politikacıları bilinçlendirmektir. Türk Kardiyoloji Derneği, tüzüğünde belirtilen amaçlara uygun olarak halka yönelik eğitim faaliyetleri de yürütmekte olup Kalbinidinlesen.com web sitesinden halkı bilinçlendirmeye çalışmaktadır. Halkımızı Kalbinidinlesen.com web sitesini kullanmaya davet ediyorum, maalesef internette sağlıkla ilgili ciddi bilgi kirliliği mevcut, Türk Kardiyoloji Derneği denetimindeki bu siteden kalp yetersizliği ile ilgili geniş bilgi alabilir, uzmanına soru sorabilirler. Soruları bilimsel olarak yanıtlanacaktır. Kalp sağlığı hakkında doğru bilgiye ulaşmak istiyorsanız doğru adres Kalbinidinlesen.com.”


Türkiye’de kalbimiz erken yoruluyor

kalp yetersizliği

Kalp performansının azalması sonucu, kalbin doku ve organlara gerekli ve yeterli kanı gönderememesi sonucu ortaya çıkan kalp yetersizliği; kendini nefes darlığı, ayaklarda şişme ve çabuk yorulma belirtileri ile gösteriyor. Yaşlı bireylerin hastalığı olarak bilinen kalp yetersizliğinin önümüzdeki 15-20 yıl içinde toplum sağlığını tehdit eden boyutlara ulaşacağı tahmin ediliyor.

Bugün Avrupa ülkelerinde 15 milyon, ABD’de 6 milyon,Türkiye’de ise yaklaşık 1-1,5 milyon kalp yetersizliği hastasının bulunduğu biliniyor. Türkiye nüfusunun yaşlanması sonucu bu rakamın önümüzdeki 10 yıl içinde en az 2-3 kat artacağı öngörülüyor.

Toplantıda hastalıkla ilgili güncel bilgileri paylaşan TKD Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Yüksel Çavuşoğlu, “Kalp yetersizliği olgularının yüzde 50’sini 60 yaşın üstündeki bireyler oluşturuyor. Genel olarak toplumda görülme oranı yüzde 3 iken, bu oran 70 yaş sonrası yüzde 10 ve 80 yaş sonrası yüzde 15-20’ye çıkıyor. Avrupa ve Amerika’da kalp yetersizliği yaş ortalaması 70’e kadar çıkarken ülkemizde ortalama 62’ye kadar iniyor. Diğer bir deyişle Türkiye’de kalp daha erken yoruluyor” şeklinde konuştu.

3 milyon kişi risk altında

“Bugün için ülkemizde 3 milyon kişinin kalp yetersizliği gelişimi açısından risk altında olduğunu tahmin ediyoruz” diyen Prof. Dr. Çavuşoğlu hastalığın giderek artan oranlarda görülmesinin nedenlerini ise şöyle açıkladı:


“Herşeyden önce yaşam süresi uzuyor. Günümüz modern tedavi yöntemleriyle kalp krizi, kalp damar hastalığı, kalp kapak hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığına bağlı ölümler engellenerek yaşam süresi uzatılabiliyor. Ancak bu hastaların büyük bölümünde zamanla kalp yetersizliği gelişmesinin önüne geçilemiyor.”

Hastalıkta beklenen yaşam süresinin pek çok kanser türünden daha kötü olduğuna da dikkat çeken Prof. Dr. Çavuşoğlu, hastalığın hayat boyu tedavi gereksinimi, sık hastaneye yatma ihtiyacı, komplike ve pahalı cihaz tedavisi uygulamaları nedeniyle aynı zamanda sağlık ekonomisi üzerine yüksek maliyetler getirdiğine işaret etti.

Kalp yetersizliği önlenebilen bir hastalık

Erken teşhis ile kalp yetersizliğinin sebep olduğu hayati riskin azaltılabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Çavuşoğlu, “Kalp yetersizliği yaşam boyu devam eden kronik bir hastalık. Nadiren veya düzeltilebilir bir nedene bağlı gelişmişse normale dönebilir. Yaşam beklentisi, prostat kanseri, kalın bağırsak kanseri, tiroit kanseri, deri kanserleri, meme kanseri, rahim kanseri gibi pek çok kanser türünden daha kötü seyreden bu hastalıkta 5 yıllık yaşam şansı yüzde 50’lerde seyrediyor. Ciddi nefes darlığı olan ve günlük aktivitesi belirgin kısıtlanmış olan hastalarda ise 1 yıllık yaşam beklentisi neredeyse yüzde 50. Kalp yetersizliği gelişimini engellemek, gelişmişse ilerlemesini yavaşlatmak ve ileri olgularda yaşam süresini uzatıp yaşam kalitesini yükseltmek toplumun kalp yetersizliği konusunda bilgilendirilmesi ve bilinçlenmesi ile mümkün olabilir” şeklinde konuştu.

Hasta ve hasta yakınlarının desteğe ihtiyacı var

Toplantıda kalp yetersizliği hastasının dünyasına dair ayrıntılar paylaşan TKD Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Üyesi Doç. Dr. Hakan Altay, doktor, hasta ve hasta yakını ilişkisinin tedavinin başarısında çok büyük bir rol oynadığına dikkat çekti.


Toplantıya katılan hasta ve hasta yakınlarına da söz veren Doç. Dr. Altay, “Kalp yetersizliği tedavisinde amaç mortaliteyi, hastaneye yatışı azaltmak ve fonksiyonel kapasiteyi artırmaktır. Bu hastalıkta takip çok önemli. Doğru merkezde doğru doktor ile tedavi edilebilir hatta önlenebilir bir hastalık, ancak çok zorlu bir yol. Bu zorlu yolda doktor, hasta ve hasta yakını ilişkisi tedavinin başarısı için kritik” dedi.

Kalp hastalıkları kadın ve erkeklerde birinci ölüm nedeni


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.