Akademisyen Prof. Dr. Mustafa Şeker’in, daha yavruyken sahiplenip evinin kapısını açtığı Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin kıdemli sakini Köpüş ile tanışmak ister misiniz?
Canı sıkılır bazen Köpüş’ün. Fakülteyi şöyle bir dolaşır; ders aralarında çimlerde oturan öğrenci dostlarına ziyarette bulunur…
Hatta geçtiğimiz aylarda akademisyenlerden öğrencilere bütün sevenlerini korkutmuştu Köpüş; herkes kaybolduğundan, başına bir şey geleceğinden endişe içerisine kapılmıştı. Neyse ki Araştırma Görevlisi Işıl Demir tarafından stadyumda bulunmuştu.
Antalya’nın o amansız yağmurlarında ıslanmayı sever Köpüş…
Köpüş yalnız değil, Akdeniz Üniversitesi Hayvan Severler Topluluğu’nun ev sahipliğini yaptığı arkadaşları da var…
Keyfinin bozulmaması için öğrencileri parmak ucuyla yürütür Köpüş…
Doyumsuzluk, insanlar arasında neredeyse gündelik yaşamın bir parçası, kültürel algının temeli olarak kabul ediliyor. Gerek televizyonların bireyler üzerindeki etkisi gerekse mağazaların yaptığı dev indirimler insanları tüketimin içine çekiyor. Popüler markaların büyülü dünyasına kapılan, ihtiyacı olmadığı halde çılgınca alışverişler yapan yeme-içme alışkanlıklarını bile popüler olan markalara göre değiştiren bu toplum düzeninden herkes nasibini alıyor. Öyle ki Köpüş de kapitalizmin ağına takılanlardan…
Köpüş’ü görmek için diğer fakültelerden gelen öğrenciler de var…
Fransa’da haftalık yayınlanan Paris Match dergisinin Fotoğraf Editörü Jerome Huffer’in objektifine de takıldı Köpüş…
Bu arada öyle kolay kolay da pas vermez Köpüş…
Onun selamını almak için gönlünü derinden fethetmelisiniz…
Sonuç olarak Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin olmazsa olmazıdır Köpüş…
Dilerseniz Köpüş’ü Instagram sayfasından da takip edebilirsiniz.
Unutmadan! Köpüş’ün biz insanlara bir mesajı var…
“Biz köpekler geceleri havlıyoruz diye rahatsız olup belediyeyi toplanmamız için arayanlar var. Evet havlıyoruz! Biz havlayacağız! Kediler miyavlayacak! Kuşlar ötecek! Fırtına yağmur pencerelerine vuracak! Gök gürleyecek! Bunlar doğal seslerdir…
Peki siz insanlar ne ara doğal olmayan siz kaynaklı ürettiğiniz gürültüleri kanıksayıp doğal seslerden rahatsız olabilecek kadar insanlığınızı ve vicdanınızı kaybettiniz?