Türkiye’nin yıllara göre basın özgürlüğü karnesi

Türkiye’nin basın özgürlüğü karnesi neden zayıf? İyileştirilmesi mümkün mü? Bunun için neler yapılmalı?

Türkiye'nin yıllara göre basın özgürlüğü karnesi

Medyaya yönelik darbe uygulamaları geçmişte olduğu gibi günümüzde de sürmektedir.

Türkiye’nin basın özgürlüğü karnesi neden zayıf?

Medyaya yönelik baskının her geçen gün şiddetle artması ile beraber kamuoyunun haber alma hakkı resmen çiğnenmekte ve habere erişim zorlaştırılmaktadır. Ayrıca internet yasaklarının mantar misali artması ile yayın yasakları resmen bir kural haline gelmiştir.


İktidar ile medya patronları arasındaki çıkar ilişkileri medya özgürlüğünün zayıflamasına neden olmuş ve medya patronları siyasilerin görüşlerini dikkate alarak otosansür kültürünü günümüz medyasına taşımıştır.

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) gibi kurumlar ne yazık ki iktidar araçlarına dönüşmüş, medya organlarının kim tarafından sahiplenileceğini belirlenmiştir.

Basın özgürlüğü olmadığı için etik kurallar da yok!

Gerçek anlamda basın özgürlüğü olmayan ülkelerde gazetecilik mesleği açısından etik kurallardan da bahsedilemez. Bu yüzden ki günümüz Türkiye’sinde gazetecilik mesleği etik anlamda kuralların çiğnendiği bir meslek haline gelmiştir.

Peki, Türkiye’nin basın özgürlüğü karnesi nasıl iyileştirilebilir?

Öncelikle medya ile ilgili uygulamalarda Avrupa Konseyi’nin tavsiyeleri ve Avrupa Birliği’nin 2020 stratejisi kesinlikle dikkate alınmalıdır.

Türkiye’deki kutuplaşmanın sebebi gazeteler değil Türkiye’deki siyasi ortamdır

Medya örgütleri siyasal baskılara karşı bir tavır sergilemeli ve siyasal ortamın getirdiği kutuplaşmalardan kurtularak demokrasi, özgürlükler ve mesleki ilkeler çerçevesinde faaliyet göstermelidir. Ayrıca demokratik değerleri yalnızca dönemsel olarak savunmamalı aksine ilke olarak benimsemelidir.

Sivil toplum kuruluşlarına sorumluluk düşüyor

Sivil toplum kuruluşu demek demokrasinin ve özgürlüğün güvencesi demektir. Bu bağlamda sivil toplum kuruluşları düşünce özgürlüğünü göz önünde bulundurarak medyanın bağımsızlığının ve özgürlüğünün savunulması adına gerçek anlamda sağlıklı bir zemin oluşturmalı ve özellikle siyasal ortamın yarattığı tekelleşmeleri engellemelidir.

Medya patronları bağımsızlığa zarar veren politikalardan vazgeçmelidir

Basın özgürlüğünün ve bağımsızlığın savunulmasında sivil toplum kuruluşları önemli bir yer tutmaktır. Bu açıdan medya patronları çalışanlarının sivil toplum kuruluşlarına üye olmasına imkân sağlamalı, aksine işten çıkarma gibi politikalardan vazgeçmelidir.

Gazeteciler ‘gazeteciliği nasıl kurtarabiliriz’ diye düşünmeli

Gazeteciler medyayı nasıl kurtarabiliriz diye değil gazeteciliği nasıl kurtarabiliriz diye düşünmelidirler. Kimin gazeteci olduğuna gazeteciler karar vermeli, hükümetler değil. Örnekle; bugünkü iktidar “Cezaevindeki gazeteciler için gazeteci değiller” diyor. İşte buna iktidar karar vermemelidir. Gazeteciler kendi mesleklerini iktidarın eline teslim etmemeliler, önce mesleklerini kurtarmalılar.

*

Her zaman dediğim gibi kimsenin düşünce ve ifadelerinden dolayı yargılanmadığı, hapishanelerde özgürlüğünün kısıtlanmadığı, her türlü baskı ve sansürden uzak, sesimizi daha özgürce duyuracağımız bir dünya dileği ile…

***

Bakınız: Türkiye’nin yıllara göre basın özgürlüğü karnesi

1985 yılında kurulmakla beraber basın özgürlüğünü savunan uluslararası sivil toplum kuruluşu Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) raporuna göre Türkiye’nin yıllara göre basın özgürlüğü sıralaması:

Yıl        Sıralama

2017    155/180         

2016    151/181


2015    149/179

2014    154/179

2013    154/177

2012    154/177

2010    138/172

2009    122/169

2008    102/167

2007    101/163

2006    98/160

2005    98/160

2004    113/157

2003    115/158

2002    99/134

*

1941 yılında kurulmakla beraber özgürlüğün yayılmasını destekleyen sivil toplum kuruluşu Freedom House (Özgürlük Evi) raporuna göre Türkiye’nin yıllara göre basın özgürlüğü puanı:


(0 = En iyi, 100 = En kötü olarak değerlendirilir.)

2014, 2015 ve 2016 yıllarında Türkiye’nin Basın Özgürlük Durumu: “Özgür Değil”

  • 2016 Basın Özgürlük Puanı: 71
  • 2015 Basın Özgürlük Puanı: 65
  • 2014 Basın Özgürlük Puanı: 62

2002 ve 2013 yılları arasında Türkiye’nin Basın Özgürlük Durumu: “Kısmen Özgür”

  • 2013 Basın Özgürlük Puanı: 56
  • 2012 Basın Özgürlük Puanı: 55
  • 2011 Basın Özgürlük Puanı: 54
  • 2010 Basın Özgürlük Puanı: 51
  • 2009 Basın Özgürlük Puanı: 50
  • 2008 Basın Özgürlük Puanı: 51
  • 2007 Basın Özgürlük Puanı: 49
  • 2006 Basın Özgürlük Puanı: 48
  • 2005 Basın Özgürlük Puanı: 48
  • 2004 Basın Özgürlük Puanı: 52
  • 2003 Basın Özgürlük Puanı: 55
  • 2002 Basın Özgürlük Puanı: 58

Freedom House’un Özgürlükler Raporu’na göre Türkiye kaçıncı sırada?


Görkem Barındık
1993 yılında Ankara’da doğdu. Süleyman Demirel Üniversitesi Radyo ve Televizyon Programcılığı bölümünde ön lisans; Akdeniz Üniversitesi Gazetecilik bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Akabinde Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik Ana Bilim Dalı'nda “Dijitalleşen Medya ve Yarattığı Yeni Şiddet Alanı: Dijital Şiddet” başlıklı tezini tamamlayarak yüksek lisans programından mezun oldu. Şu an hâlihazırda doktora eğitimi için hazırlanmaktadır.