Yeşilçam’ın unutulmaz klasikleri İstanbul Modern’de

İstanbul Modern Sinema, Yeşilçam’ın unutulmaz klasiklerinden Türkiye sinemasının ödüllü filmlerine kadar uzanan geniş bir seçkiyi sinemaseverlerle buluşturuyor.

Yeşilçam'ın unutulmaz klasikleri İstanbul Modern'de

Sinemacılarla söyleşilerin de düzenleneceği Eskimeyen Filmler adlı program 11 Mayıs’ta (yarın) başlıyor

Eskimeyen Filmler kapsamında gösterilen filmler arasında Metin Erksan’ın Karanlık Dünya, Memduh Ün’ün Üç Arkadaş, Atıf Yılmaz’ın Ah Güzel İstanbul, Özcan Alper’in Sonbahar ve Semih Kaplanoğlu’nun Bal adlı filmleri de yer alıyor. Film gösterimlerinin yanı sıra “Yeşilçam’da Nostalji ve Melodram” ve “Türk Sinemasında Yeni Arayışlar” başlıklı iki panel de gerçekleştiriliyor.


Klasikler, zaman içerisinde kült haline dönüşen yapımlar, kıyıda köşede kalmış gizli hazineler ve güncel ödüllü filmlerle birlikte Türkiye sinemasının mevcut birikimini bir araya toplayan program, her gösterim öncesi akademisyen ve yazarların sunumları ile gerçekleşiyor.

Söyleşiler

  • Yeşilçam’da nostalji ve melodram

11 Mayıs Perşembe, 19.00

Konuklar : Akademisyen Umut Tümay Arslan, Serpil Kırel

Moderatör: Yeşim Tabak

  • Türk sinemasında yeni arayışlar

13 Mayıs Cumartesi, 17.30

Konuklar: Yönetmen Yüksel Aksu, Nesimi Yetik, Mustafa Kara

Moderatör : Barış Saydam

Film programı

3 Arkadaş, 1958

Üç Arkadaş

Üç yoksul arkadaşın bir gece karşılaştıkları kör bir kızı mutlu etmek için yaptıklarını anlatan sıcak ve sevgi dolu öyküsü. Murat, Mıstık ve Artin terk edilmiş eski bir konakta yaşamaktadır.

Sokaklarda günlük işler yaparak hayatlarını kazanmaya çalışan bu üç arkadaşın karşısına, bir gece seyyar satıcılık yapan ama bir kız çıkar. Sokakta yaşayan Gül’ü konaklarına götürürler ve çok zengin olduklarına kızı inandırırlar.

Üç arkadaşın artık tek hedefi Murat’ın aşık olduğu Gül’ün mutluluğudur. Dönemin film eleştirmenlerince o güne kadar yapılmış en iyi Türk filmi kabul edilen bir Memduh Ün başyapıtı.

Yönetmen: Memduh Ün

Oyuncular: Muhterem Nur, Fikret Hakan, Salih Tozan

***

Ah Güzel İstanbul, 1966

Ah Güzel İstanbul

Bir İstanbul beyefendisi olan Haşmet ile işçi sınıfından gelen ve üst sınıfa geçme arzusuyla yanıp tutuşan genç Ayşe’nin hikayesi.

Çökmüş bir dönemin temsilcisi olan Haşmet, babasından kalan yalıyı satmış, onun bahçesinde içinde piyano olan gecekondusunda yaşamaktadır. Ayşe ise hem cahilliği hem samimiyetiyle yakınlık kurulabilecek bir yapıya sahiptir.

Film bir yanıyla tartışadurduğumuz değer ve yargıları, batılılaşma eleştirisini ortaya koyarken, diğer yanıyla hayatın acımasızlığını, sevmenin kurtarıcılığını, müziğin yozlaşmasını yansıtır.

Yönetmen: Atıf Yılmaz

Oyuncular: Sadri Alışık, Ayla Algan, Danyal Topatan

***

Karanlıkta Uyananlar, 1964

Karanlıkta Uyananlar

Türkiye sinemasının ilk işçi filmi olarak da bilinen Karanlıkta Uyananlar, bir boya fabrikasındaki işçilerin verdikleri emek mücadelesini perdeye taşıyor. Fabrikada kaynakçılık yapan Ekrem’in en yakın arkadaşı Turgut fabrikanın sahibi Şeref Bey’in oğludur.

Çalışma koşullarından şikayetçi işçilerden üçünün işten çıkarılmaları söz konusu olunca, işçi sendikası grev kararı alır. Fakat Şeref Bey’in beklenmedik ölümüyle grev kesintiye uğrar. Müdürler ise fabrikanın başına geçen Turgut’un bu konudaki tecrübesizliğinden faydalanır.

İşçilerin çalışma koşullarında pek bir değişiklik olmayınca yeniden grev kararı alınır. Haklarını arayan işçileriyse bir çok engel beklemektedir.

Yönetmen: Ertem Göreç

Oyuncular: Fikret Hakan, Beklan Algan, Ayla Algan


***

Karanlık Dünya, 1952

Karanlık Dünya

Usta yönetmen Metin Erksan’ın ilk filmi olmanın yanı sıra aynı zamanda ilk gerçekçi köy filmi olarak da bilinen film, aşık Veysel’in hayatını konu alıyor. Sivas’ın Sivrialan Köyü’nde çiçek hastalığı salgına dönüşmüştür.

Pek çok çocuğun canını alan hastalık yedi yaşındaki Veysel’in de gözlerine mal olacaktır. Bir gün babasının getirdiği saz Veysel’e yoldaş olur. Zamanla genç bir adam olan Veysel evlenir ve bir çocuğu olur.

Evlilik hayatındaki beklenmeyen gelişmelerden dolayı kucağında küçük bir bebek ve sazı ile başbaşa kalan Veysel’in adı zaman içinde aşık Veysel olarak bütün ülkeye yayılacaktır. Senaryosu Bedri Rahmi Eyüpoğlu tarafından yazılmış filmde köylerdeki modern tarıma geçişin yanı sıra modern eğitim ve sağlık sistemine geçiş sürecine dair belgesel niteliğinde bir bölüm de yer alıyor.

Yönetmen: Metin Erksan

Oyuncular: Aşık Veysel Şatıroğlu, Ayfer Feray, Kemal Bekir

***

Geçmiş Zaman Elbiseleri, 1975

Geçmiş Zaman Elbiseleri

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Abdullah Efendi’nin Rüyaları isimli kitabında bulunan aynı adlı hikayeden esinlenerek TRT için çekilen film kendini tesadüflerin eline bırakmış genç bir adamın başından yaklaşık bir gün içinde geçen olayları anlatıyor.

Orijinal hikayede olduğu gibi filmde de adı belirtilmeyen adam, gece sevgilisiyle buluşacağı için çok heyecanlıdır. Buluşma saati gelinceye kadar odasından çıkmak istemez, fakat yine de arkadaşının ısrarlarına dayanamayıp dışarı çıkar. Korktuğu başına gelir ve gecenin devamında talihsiz tesadüfler peşini bırakmaz.

Rüya ile gerçek arasındaki çizginin belirsizleştiği bu gecede geçmiş zaman elbiseleri giyen bir kıza aşık olur. Kız adama hasta babasını anlatır, hasta baba ise adamın aşık olduğu kızdan karısı diye söz etmektedir. Adamın kafası karışır ama aşkının peşinden gitmeye de kararlıdır.

Yönetmen: Metin Erksan

Oyuncular: Gül Deniz, Ümit Tokcan, Ahmet Mekin

***

Sonbahar, 2007

Sonbahar

Özcan Alper’in bu ilk uzun metrajlı filmi 1990’ların karanlık politik atmosferini Yusuf’un hikayesi üzerinden anlatıyor. Üniversitede karıştığı olaylar sebebiyle on yıl cezaevinde kalan ve bu süre boyunca da direnişini sürdüren genç adam, hastalığına rağmen ölüm orucu tutanlar arasındadır.

Tahliye olunca doğup büyüdüğü Doğu Karadeniz’e dönen Yusuf’u bölgenin uçsuz bucaksız doğası ve beklenmedik bir aşk beklemektedir. Katıldığı festivallerden birçok ödülle dönen filmde yakın tarihin belgelenmesinin yanı sıra eleştirel bir bakış açısı da sunuluyor.

Yönetmen: Özcan Alper

Oyuncular: Onur Saylak, Megi Kobaladze, Serkan Keskin

***

 

Gölgeler ve Suretler, 2011

Gölgeler ve Suretler,

Gölgeler ve Suretler, Derviş Zaim’in Cenneti Beklerken ve Nokta ile başladığı “geleneksel Türk sanatları” üçlemesinin son halkası. Gerçek olaylardan esinlenen film, 1963’te Kıbrıs’ta Türklerle Rumlar arasında başlayan olaylar sırasında bir Karagöz kuklacısı olan babasından ayrı düşen genç bir kızın geçirdiği olgunlaşma sürecini anlatıyor. Yıkılıp yanan köylerden daha güvenli olan şehre kaçış macerası sırasında yaşananlar Kıbrıs’ın hikayesine ışık tutuyor.

Yönetmen: Derviş Zaim

Oyuncular: Hazar Ergüçlü, Osman Alkaş, Popi Avraam, Settar Tanrıöğen

***

Bal, 2010

Bal

Dünya prömiyerini 2010 Berlin Film Festivali’nde yapan ve Altın Ayı’ya layık görülen Bal, Semih Kaplanoğlu’nun Yusuf üçlemesi’nin son filmi. Yusuf’un çocukluğuna dönen filmde, ilkokul çağına gelmiş içine kapanık bir çocuk olan Yusuf’un babası Kafkas balı aramak için ormana gider.

Çocuğun tek iletişim kurduğu kişi olan babası ormandan dönmeyince, daha da sessizleşir ve annesi gibi o da babasını aramak için ormanın derinliklerine dalar.

Yönetmen: Semih Kaplanoğlu


Oyuncular: Bora Altaş, Erdal Beşikçioğlu, Tülin Özen

Türk sinemasının klasikleri yeniden Beyaz Perde’de


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.