Antalya’nın İbradı ilçesine 7 km uzaklıkta, Ürünlü köyünün 5 km güneydoğusunda, derin ve sarp Manavgat Vadisi’nin batı yamacında yer alan Altınbeşik (Düdensuyu) mağarası adeta gizli kalmış bir cennet…
Yeni yerler keşfetmek hayatımızın vazgeçilmez bir parçasıdır. Birde bu yerleri keşfetmeniz için size destek çıkan gerçek eğitimciler varsa çevrenizde, yapmış olduğunuz keşifler daha eğlenceli olabiliyor. Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Hasan Üstün rehberliğinde başlamış olduğumuz gezinin ilk durağı Manavgat Yörük Müzesi idi.
Manavgat Yörük Müzesi
Yörük kültürünün yaşatılması üzerine Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından açılan Manavgat Yörük Müzesi, Yörük kültürünün yaşatıldığı etnografik nitelikteki eserlere ev sahipliği yapıyor. Yörüklerin mekânları, sosyal hayatı, dokumacılık ve el sanatları, hayvancılık, tarım, mutfak kültürü konuları tanıtılıyor.
Yaklaşık 4 bin metrekarelik bir alana kurulmuş olan Manavgat Yörük Müzesi’nde Yörük yaşantısının, gelenek ve göreneklerinin sembolü kabul edilen heykeller bulunmaktadır.
Ayrıca Yörük göçü, hayvancılık ve Yörük kültürünün önemli bir eğlencesi olan yağlı güreş sporu da heykellerle sembolleştirilmiş.
Ve müzenin açık hava sergi alanında üç tip Yörük çadırı bulunmaktadır.
Üzümdere Irmağı
Antalya ilinin Akseki ile İbradı ilçeleri arasında bulunan Üzümdere Köyü, Üzümdere Irmağı’nın yukarı kısmında sarp kayaların eteğinde ırmağa bakan yamaçta kurulmuş küçük bir köydür.
Doğa tüm bakirliği ile bizi bekliyor. Sizlerde köy yolu üzerinde bulunan Üzümdere Irmağı’nda mola verip ayaklarınızı ırmağın serin suları ile buluşturabilir, alabalık yiyebilir ya da çay, kahve tüketebilirsiniz.
Ormana Beldesi
Ormana, Antalya ilinin İbradı ilçesine bağlı ve bu yöreye özgü olan “düğme ev” mimarisinin görüldüğü bir yerleşim birimidir.
Doğası nedeniyle tarıma çok uygun olmayan köyde hayvancılık yapılsa da köy çok fazla göç vermiştir. Fakat güzel olan kısım şu ki Ormanalılar köylerini unutmamış köye destek vermekten hiç vazgeçmemiştir.
Bunun en güzel örneği: Ormana Active
Eğitimlerini yurt dışında almış olan Özgüven ailesi Ormana Köyü’ndeki düğmeli evlerden birini restore edip otele dönüştürmüş. Bununla sınırlı kalmayıp doğa sporları için olanaklar sağlama çalışmaları yürütmektedirler.
Ormana Köyü şu an kültür mirası statüsünde, bu nedenle restorasyonların da aslına uygun yapılması gerekiyor. Keşke her şehir, her köyden vizyoner kişiler çıkabilse ülkemiz çok daha farklı bir noktada olabilirdi. Ormana’nın şansı eğitimli ve kültürlü insanların bu değişimi başlatmasına dayanıyor, aksi halde değişim bir talana da dönüşebilirdi.
Ormana Köyü Düğmeli Evler
İbradı, düğmeli evleri ve konakları ile ünlüdür. 1889 yılında meydana gelen yangında evlerin hemen tümü yanmış olmasına rağmen yangın sonrası yaptırılan evler ve konaklar ilgi çekicidir. Bu düğmeler aslında duvardan taşan ahşap parçalarına görüntüsü nedeniyle verilen isimdir.
Bu evlerin duvarları, taş malzeme ile örülmüş, aralarına ise ahşap hatıllar konulmuştur. Bu ahşap hatıllar yüklerin yatay dağılımını sağlayarak duvarda oluşabilecek yarılmaları engellemektedir. Halk, ahşap hatılları düğme ismi ile anarken köyün yerlileri ise pişduvar ismi ile anmaktadır. Binaların üst katları ise araları sıva ile doldurulmuş ahşap yapılıdır. Evlerin pencerelerinde, kapılarında ve oda tavanlarında çeşitli tahtadan oyma işlemeler bulunmaktadır. Düğmeli evlerin tarihi ise 300 yıla kadar uzanmaktadır.
İbradı Muammer Aksoy Kültür Evi
Muammer Aksoy kimdir?
1917 yılında Antalya ilinin İbradı ilçesinde dünyaya gelen Muammer Aksoy Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde lisans eğitimi tamamladıktan sonra Zürih Üniversitesi Hukuk ve Devlet Bilimleri Fakültesi’nde doktora yapmıştır.
1961 Anayasasını hazırlayan komisyonun sözcülüğünü yapmış, CHP parti meclisi üyeliği görevlerini yürütmüştür. 1977’de CHP İstanbul milletvekili olarak meclise girmiş, Avrupa Konseyi Türkiye temsilciliği ve Türk Hukuk Kurumu başkanlığı görevlerini yürütmüştür. 12 Eylül 1980’den sonraysa Ankara Barosu başkanlığına seçilmiştir.
Atatürkçü Düşünce Derneği’ni kuranlar listesinde yer almış, 31 Ocak 1990 günü ise Ankara Bahçelievler’deki evinin önünde faili meçhul bir cinayet sonucu öldürülmüştür.
İbradı Muammer Aksoy Kültür Merkezi’nde kültürel tanıtım etkinliği kapsamında fotoğraf sanatçısı Nurhayat Varol’un İbradı’daki gündelik yaşam kesitlerini konu alan fotoğrafların sunumunu izleme şansı bulduk.
Köyün yerlilerinden olan Ruhsar Ülker ise hikaye ve masallardan örnekler sundu. Çocukluğunda annesinden dinlediği hikaye ve masallardan kesitler sunan Ruhsar Ülker daha sonra bizlere soyut düşünme becerisi kazandıran bulmacalardan sordu.
Kültürel tanıtım etkinliğin son aşamasında ise mahalli sanatçılar Dilek Çelik, Gülay Taş ve Gülşen Üstün def eşliğinde İbradı’ya özgü türkülerden seslendirdi.
Altınbeşik (Düdensuyu) Mağarası
Altınbeşik (Düdensuyu) Mağarası Antalya ilinin İbradı ilçesinde yer almaktadır. Türkiye’nin en büyük Avrupa’nın ise üçüncü büyük yer altı gölü özelliğine sahiptir. ilk kez 1966 yılında, bölgede Oymapınar Barajı ile ilgili yapılan araştırmalar sırasında bulunmuştur. Adını üst kısmında yer alan Altınbeşik tepesinden almıştır.
Mağara girişindeki bot ile 400 metrelik mesafeye kadar gidilebiliyor-ki bu mesafe bile mağaraya hayran olmak için yeterli kalacaktır. Mağaranın tavan yüksekliği 50 metreye kadar ulaşırken mağara içerisindeki aydınlatmalar sayesinde güzellikleri rahat bir şekilde izleyebiliyorsunuz. Sarkıt ve dikitler, mağara içinde kendiliğinden oluşmuş köprüler ve şelaleler görmeyi beklediğimin ötesinde güzellikteydi.
Mağara içinden çıkan su, yeraltından Beyşehir Gölü ile irtibatlıdır. Beyşehir Gölü’nün kuzeyindeki Mada Adası’nda bulunan bir düdene kaçan su üzerinde yapılan boya deneyi, Düdensuyu mağarasından çıkan ve Manavgat Çayı’na karışan suyu boyamış ve böylece bu yer altı ilişkisi kanıtlanmıştır.
1985 yılında 10 kişilik bir Japon grubu mağarada araştırma yapmış; birinci göl sonundaki 44 m’lik duvar önünden, memba şeklinde çıkan suya dalış yaparak sifonun arka tarafına geçtikleri ve kumsal bir zemin üzerinden birçok gölleri geçerek dağın içine doğru 3500 m ilerledikleri bildirmişlerdir. 1992’de ise Orta Doğu Teknik Üniversitesi su altı dalış ekibine mensup mağara sifonlarına dalış yapan dalgıçlar mağara içindeki yer altı gölüne dalış yapmışlar fakat arkaya geçit veren sifonun ağzını bulamamışlardır.
Mağaradaki araştırmalarsa henüz bitmemiştir. Zaten mağara turizme açıldığında da bütün sistemin dolaşılması mevzu bahis değildir. Düden suyu halen aktif bir sistem olduğundan, bu durumu gözetilerek turizme açılmıştır. Yağışlı günlerde Düden patlaması olmakta ve mağaradan çok büyük su çıkmaktadır.
Ürünlü Köyü
Altınbeşik mağarası dönüşü Ormana’ya çok yakın yine düğmeli evleri olan Ürünlü Köyü’ne uğrayıp köy sokaklarında dolaştık. Ürünlü ne yazık ki Ormana gibi koruma altında değil, yıkılmaya yüz tutmuş ev sayısının burada daha fazla olduğuna şahit olabilirsiniz.
Son olarak hatırlatmak isterim ki Ormana Beldesi’ne gidince yalnızca düğmeli evleri görmeyeceksiniz. Osmanlı zamanında süvari atı olarak kullanılmış, sonra da doğaya salıverilmiş olan yılkı atlarını, eski Tol Han Kervansaray’ın kalıntılarını, tepenizde sizi gözleyen yırtıcı kuşları, yolda önünüzde koşan koca kulaklı yaban tavşanlarını, daldan dala atlayan Ormana Active‘in logosunda yer alan sincapları, anasını emen oğlakları… Sarp yamaçların arasında kalmış gizli bir cennet sizi bekliyor olacak, eğer hafta sonlarınızı şehirde geçirmek istemiyor, ilk fırsatta kendinizi doğaya atmak farklı deneyimler yaşamak istiyorsanız Ormana kesinlikle aradığınız yer olabilir.
Not: Böylesine zengin tarih kokusunu içerisinde barındıran bir gezi düzenlemesi yapan ve gezi boyunca rehberlik eden; maddi, manevi değerleri bizlerden eksik etmeyen kıymetli hocamız Yrd. Doç. Dr. Hasan Üstün’e Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri olarak teşekkürlerimizi sunuyor ve minnet duyuyoruz.