Dünya Bankası, Türkiye, Çin, Brezilya, Meksika, Hindistan, Endonezya ve Rusya’dan oluşan en büyük yedi gelişmekte olan ülkenin dünya ekonomisinin büyümesinde öncü olacağını aktardı.
Dünya Bankası, dünya ekonomisinin 2017 yılı büyüme tahminini yüzde 2,7’de tuttu.
Dünya Bankası, Haziran 2017 Ekonomik Görünüm raporunu açıkladı. İmalat ve ticarette iyileşme görülüyor. Görülen iyileşme, piyasa güveninin güçlenmesi ve emtia fiyatlarının istikrara kavuşmasını 2017 yılında dünya ekonomisinin güçlenmesini sağlayacak sebepler olarak sıralandı.
Ocak ayında yayınlanan raporunda 2017 yılı için dünya ekonomisinde beklenen büyüme oranını sabit tutan kurum, gelişmiş ülke ekonomilerinin büyümesini yüzde 1,9’a yükseltti.
Türkiye, Çin, Brezilya, Meksika, Hindistan, Endonezya ve Rusya’dan oluşan en büyük yedi gelişmekte olan ülkenin ise dünya ekonomisinin büyümesinde öncü olacağını aktardı.
Bu yedi ülkede ekonomik büyümenin 2018’e doğru uzun vadeli olarak artacağına işaret edildi.
Ticari kısıtlamalara vurgu
Dünya ekonomisine olumsuz etkide bulunabilecek etmenlerin başında ise ticarete getirelecek kısıtlamaların küresel ticarete vurabileceği darbe gösterildi.
Siyasi belirsizliğin güven ve yatırıma zarar verebileceği, politika ile ilişkili risklerin oynaklığı düşük olan finansal piyasalarda türbülansa yol açabileceği gibi olumsuz etki yaratacak olası gelişmelere dikkat çekildi.
Uzun vadede yoksulluğun üstesinden gelinmesi için kilit öneme sahip olan büyümenin önünde düşük verimliliğin ve düşük yatırım büyümesinin engel oluşturabileceğine vurgu yapıldı.
Türkiye için tahminler yukarı çekildi
Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda büyüme performansına ilişkin tahminler ise yukarı çekildi.
Kurum, Türkiye ekonomisi için 2017 yılı büyüme tahminini yüzde 0,5 yükselterek yüzde 3,5’e çıkardı.
Türkiye ekonomisinin 2018 ve 2019 büyüme tahminleri ise yüzde 0,4 yükseltilerek sırasıyla yüzde 3,9 ve yüzde 4,1 olacağı tahmin edildi.
Türkiye ekonomisinin büyüme hızında artış yapılmasına gerekçe olarak ise başarısız darbe girişiminin ardından ekonominin hızla toparlanması gösterildi.
Ayrıca siyasi belirsizliğin azalması, turizmin ve özel sektör bilançolarının iyileşmesi de nedenler arasında sayıldı.
Türkiye’de anayasa değişikliğinin kabul edilmesinin ardından halen olağanüstü halin devam ettiği vurgulandı.
Türkiye ekonomisinin 2016’da kötü performans göstermesinde ise başarısız darbe girişiminin ardından iş koşullarının zayıflamasının, Rusya’nın uyguladığı yaptırımların ve yüksek enflasyonun rol oynadığı aktarıldı. ( BBC Türkçe)