Mimar Sinan’ın 1580 yılında yaptığı Şemsi Ahmet Paşa Camii duvarlarında çatlaklar oluştu. İBB’nin yaya yolu projesi için deniz kenarına çaktığı kazıklar tarihi caminin çökmesine sebep olabilir.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Mimar Sinan’ın eserlerinden en küçük cami olan ve denize sıfır olarak inşa edilen Şemsi Paşa Cami’nin önüne Üsküdar Meydan düzenleme projesi kapsamında yaya yolu yapımına başlamıştı. Cemaatin ve bölgede balık tutanların aktardıklarına göre, kazıklama işlemlerinin ardından cami avlusunun duvarlarında ve cami ile deniz arasındaki yürüme yolunda derin çatlaklar oluşmaya başladı. Öte yandan caminin çerçevelerinde de kılcal çatlaklar yer alıyor.
Proje devam ederse 430 yıllık Şemsi Ahmet Paşa Camii çökebilir
Caminin önündeki alan balıkçıların uğrak yeri. Bölgede balık tutan vatandaşlar da çatlakları görmüş. Çoğu gazetecilere konuşmak istemese de caminin zarar görmesinden üzgün olduğunu belirtiyor. Hep bu bölgede balık tuttuğunu söyleyen bir vatandaş bölgede zemin çalışması yapılmadığını savunarak, “Darbelerden çatlıyor. Zeminde kayma olduğu söyleniyordu. ‘Kazıklar çakılırsa caminin kayması önlenecek’ deniyordu. Ama çok daha beteri ile karşılaştık. Kazıkları çakmaya devam ederlerse daha kötü sonuçlar olabilir” dedi. Bir diğer vatandaş ise çatlakları işaret ederek, Tarihi caminin korunması lazım” şeklinde konuştu.
“Yaya yolu mu, çay bahçesi mi?”
İBB’den açıklama: Proje durduruldu, tekrar değerlendirilecek
İBB yaptığı yazılı açıklamada, çalışmaların İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın talimatıyla durdurulduğunu duyurdu. Açıklamada, “Üsküdar Şemsi Paşa Camisi önünde yapılan çalışma durduruldu. Proje tekrar değerlendirilecek” ifadelerine yer verildi.
İlber Ortaylı’dan tepki
Prof. Dr. İlber Ortaylı, önündeki deniz doldurularak yaya yolu yapma projesi nedeniyle çatlayan Şemsi Ahmet Paşa Camii’ndeydi: “Burayı genişletecekler, sonra oturup çay içecekler herhalde. Buraya kazık çakılacaksa Mimar Sinan’ın zamanında âlâsı çakılırdı. Niye Mimar Sinan denizi doldurmamış da sen dolduruyorsun?”
İSTANBUL Üsküdar sahilinde Boğaziçi’ne bakan cephesiyle tanınan, Mimar Sinan’ın elinden çıkma Şemsi Ahmet Paşa Camii, tartışmaların odağında. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yaya yolu projesi için önünde çalışmalara başlanan caminin dokusunun, dönüşsüz bir şekilde tahrip olacağı öne sürülüyor. Bu iddialar lafta kalmadı; denize çakılan kazıklar sonucu, cami duvarları çatladı. Yoğun itirazlar sonucu İstanbul Büyükşehir Belediyesi, şu an için çalışmaları durdurdu. Gazetemizin yazarı, Prof. Dr. İlber Ortaylı konuyu bizzat yerinde gözlemek için Şemsi Ahmet Paşa Camii’ndeydi.
İlber Ortaylı şöyle konuştu:
Mimar Sinan’ın önemli bir özelliği var; büyük, muhteşem camilerin yanında küçük, zarif camileri de sever. Onları yapmayı da bilir. İşte Şemsi Ahmet Paşa Camii onlardan biri. Karşıdaki Molla Çelebi Camii de öyle. Sinan’ın daha da sevdiği bir husussa modelleri küçültmektir; örneğin Tophane’de Kılıç Ali Paşa Camii Ayasofya’nın minyatürü gibidir.
“Kuş bile konmuyor”
Şemsi Ahmet Paşa Camii’nin özelliği, kıyıda bulunması ve rüzgâra açık olmasıdır. Bu yüzden ne minaresine ne de kubbesine kuşlar konar. Halk, bu özelliğinden dolayı ‘Kuşkonmaz Camii’ demiş buraya. Bugün bile bakın, kuş konmuyor buralara.
İşte şimdi de burada rüzgâr ölçümü yapılıyor. Çirkin bir kule… Tabii ki rasat bakımından lazım ama mimari bakımdan hiç hoş değil.
Kuşkonmaz Camii’nin zaman içinde önemli tahribat gördüğü açık. Bunu zaman yapmıştır. Bu nedenle ilk önce Atatürk’ün emriyle ancak 1940’larda gerçekleştirilen bir tamirat ve ardından 20. yüzyılın sonuna kadar uzanan restorasyonlarla cami bugüne kadar gelebildi.
“Mimar Sinan’ın bu eseri nedense herkesi rahatsız ediyor”
Nedense Sinan’ın bu pandantif eseri herkesi rahatsız ediyor. Fakiri de zengini de cahili de okumuşu da çok rahatsız ediyor. Sinan’dan çok bildiğini zannedenler var.
İşte bu kazıklar… Burayı genişletecekler, sonra oturup çay içecekler herhalde. Güzel bir şey gördüler mi akıllarına hemen yiyip içmek geliyor bizim halkın. Bizim Topkapı’ya da dolma tencereleriyle gelirlerdi.
Buraya kazık çakılacaksa Mimar Sinan’ın zamanında âlâsı çakılırdı. Dönemin dalgıçları Venedik usulü kazık çakıyorlardı. Bu işin iyisi Hollandalılardır. Dönemin dalgıçları Hollandalılardan daha iyi kazık çakıp doldurma yapıyorlardı. Niye Mimar Sinan doldurmamış burayı da sen dolduruyorsun? Sana mı kaldı? Seni mi bekliyordu bu proje? Nasıl müsaade ediliyor?
Paşa bittiğini görememişti
Bu çok güzel caminin banisi Kastamonu Candaroğulları hanedanından gelen Kızıl Ahmed Bey torunu Şemsi Paşa’dır. Şemsi Ahmet Paşa, 1580 yılında ölmüştür ve tarihin de gösterdiği gibi bu sempatik camiyi aynı tarihte büyük mimarımız, Koca Sinan’a yaptırmıştır. Bu, Mimar Sinan’ın küçük bir camisidir. Ancak bu küçük minyatür caminin, mimarın keskin gözüne uygun bir yapısı vardır. Minaresiyle kubbesi, o kubbenin yanındaki çeyrek kubbeler, o çeyrek kubbelerin hemen altında uzanan duvarlar, revak, girişteki son cemaat mahalli ve etrafında yer alan ‘L’ şeklindeki medrese ve caminin hemen bitişiğinde yer alan Şemsi Ahmet Paşa’nın türbesi dikkatimizi çeker. Paşa, caminin tamamlandığını göremeden vefat etmiştir ve buraya gömülmüştür.