Sigortacılıkta Öngörülen Riskler raporu açıklandı

“Sigortacılıkta Öngörülen Riskler” araştırması, sektörün risk algısını yansıtıyor.

"Sigortacılıkta Öngörülen Riskler" raporu açıklandı!

PwC’nin desteğiyle 52 ülkeden 836 sigortacılık sektörü çalışanı ve temsilcisi ile yapılan CSFI’nin en güncel Sigortacılıkta Öngörülen Riskler 2017 araştırması yayınlandı.

Söz konusu araştırmanın amacı önümüzdeki 2-3 yılda sigortacılık sektörünün ajandasındaki en büyük riskleri ortaya koymak.


Araştırmaya göre, küresel sigortacılık sektörünün yapısal ve teknolojik değişimlerle baş etme becerisi sektörün karşılaştığı en büyük risk olarak gösteriliyor.

Sigortacılıkta Öngörülen Riskler 2017
(2015 sıralamaları parantez içinde verilmiştir)

Dünya

Türkiye

1 Değişim yönetimi (6) 1 Makroekonomi (2)
2 Siber riskler (4) 2 Politik etkenler (8)
3 Teknoloji (-) 3 Mevzuat (7)
4 Faiz oranları (3) 4 Değişim yönetimi (6)
5 Yatırım performansı (5) 5 Yönetim kalitesi (4)
6 Mevzuat (1) 6 Teknoloji (-)
7 Makroekonomi (2) 7 Risk yönetimi kalitesi (3)
8 Rekabet (-) 8 İş uygulamaları (11)
9 İnsan kaynakları (15) 9 Sermayeye erişim (12)
10 Getiri garantili ürünler (7) 10 Getiri garantili ürünler (18)
11 Politik etkenler (16) 11 Kurumsal yönetim (15)
12 İş uygulamaları (11) 12 Rekabet (-)
13 Maliyet azaltma (-) 13 İnsan kaynakları (21)
14 Yönetim kalitesi (12) 14 Siber riskler (9)
15 Risk yönetimi kalitesi (10) 15 Sosyal değişim (24)
16 Sosyal değişim (20) 16 Yatırım performansı (16)
17 İtibar (18) 17 Maliyet azaltma (-)
18 Ürün geliştirme (17) 18 Faiz oranları (17)
19 Kurumsal yönetim (21) 19 Ürün geliştirme (20)
20 Sermayeye erişim (22) 20 İtibar (22)
21 Karmaşık yapıdaki araçlar (25) 21 Karmaşık yapıdaki araçlar (25)
22 İngiltere’nin AB’den ayrılması (-) 22 İngiltere’nin AB’den ayrılması (22)

 

Sigortacılıkta karşılaşılan riskler neler?

sigortacılık

İşletme riskleri sıralamada üst sıralara çıkarken bunların içinde değişim yönetimi en önemli risk olarak görülüyor.

Araştırma, sektörün karşı karşıya kaldığı dijitalleşme, yeni rekabet alanları (FinTech / InsurTech) ve maliyetleri azaltma gibi zorlu konularla baş etme becerisine ilişkin endişeleri de ortaya koyuyor.

Bu riskler, özellikle sürücüsüz otomobil, nesnelerin interneti ve yapay zeka gibi hızla gelişmekte olan teknolojilerden kaynaklanıyor.

Sigorta şirketlerine yapılan siber saldırılar ve bilişim suçlarının maliyetleri ile ilgili artmakta olan kaygılardan dolayı; siber riskler ikinci sırada yer alıyor.

Diğer önemli riskler arasında; sigortacıların dahili teknoloji sistemlerinin yeterliliği ve özellikle de “FinTech / InsurTech” sektörünün etkisiyle ortaya çıkan yeni rekabet yer alıyor.

Yüksek risk olarak görülen diğer bir grup da faiz oranları, yatırım performansı ve makroekonomik riskler. Bunlar da küresel düzeyde ekonomik istikrarsızlığın hala yüksek olduğunu gösteriyor.


Katılımcılara göre, büyüme sinyalleri verse de Çin’deki durgunluk, Trump dönemindeki korumacılık, Avrupa’da popülizm gibi oldukça dağınık sebeplerden dolayı iyileşmeye ilişkin güven çok da güçlü değil. Politik etken risklerinin ise hızla arttığı görülüyor.

Ancak, İngiltere’nin AB’den ayrılması sigortacılar (özellikle de İngiltere’de faaliyet göstermeyen sigortacılar) için en düşük risk kaynağı olarak görülüyor.

Son üç araştırmada hep ilk sırada olan mevzuat riski bu yıl ilk beşe giremedi. Bunun sebebi de mevzuat maliyeti ve zorluğunun bir endişe kaynağı olmaya devam etmesine rağmen son mevzuat değişikliklerinin çok fazla konuyu değiştirememesi oldu.

Araştırmaya göre hızla artan diğer bir endişe de özellikle dijitalle birlikte gelen zorluklarla baş edebilmek için sektörün insan kaynaklarını kendine çekme ve elinde tutma becerisi oldu.

Buna karşılık, sigorta şirketlerinin yönetimi ise riskin azaldığı bir alan olarak karşımıza çıkıyor. Katılımcılara göre; finansal kriz boyunca yüksek seviyede olan bu riskler, hem sektördeki girişimler hem de düzenleyici kurumların baskısı sonucu hızlı bir şekilde geriledi.

Araştırma katılımcıları genel olarak, iklimin sigortacılar için git gide daha zorlu bir hal aldığını belirttiler. Sektördeki endişelerin seviyesini ölçen 2017 Öngörülen Riskler İndeksi en yüksek seviyeye ulaşırken, sektörün bu risklerle baş edebilmesine yönelik hazır olma durumu 2015’ten beri düşüş gösterdi.

Araştırmanın Türkiye sonuçlarına göre ise sigortacılık sektörünü etkileyen gelişmeler arasında makroekonomi en üst sırada yer alan risk konumunda.

Türkiye’deki katılımcıların makroekonomik kaygılarla ilgili düşüncelerinin hem gelişmiş hem gelişmekte olan ülkelerde küresel düzeyde büyüme olmadığı için dünya ticaret akışlarının rota değiştireceği ve uluslararası ticaretin daha hassas ve değişken bir hal alacağı noktasına doğru ilerlediği anlaşılıyor.

2015 ile karşılaştırıldığında kaliteli insan kaynağı yaratmak daha az riskli görülürken 2017 sonuçlarında öneminin artmış olduğu göze çarpıyor. Bununla birlikte Türkiye’de sigorta şirketlerinin sektörün yeni teknolojilere adapte olması konusuna da odaklanmış oldukları anlaşılıyor.

Araştırma sonuçlarını değerlendiren PwC Türkiye Sigortacılık ve Bireysel Emeklilik Sektörü Lideri Talar Gül şunları söyledi: “Sektördeki pek çok zorluğa rağmen, sigorta şirketlerinin düşük marjlarla çalıştıklarını görüyoruz. Daralan marjlar karşısında maliyetlerin stratejik olarak düşürülmesi ve kontrol altına alınması önemli bir öncelik olarak karşımıza çıkıyor.

Sigortacılık sektörü henüz pazarın tamamına ulaşabilmiş değil ve bu durum hala sektörde çok önemli bir potansiyelin olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin gelişmeye ve büyümeye devam etmesi ve altyapı yatırımlarının çoğalması sektör için önemli fırsatlar oluşturuyor. Söz konusu fırsatların değerlendirilmesinde teknoloji ve bununla birlikte oluşan yeni riskler (siber riskler) ve yeni rekabet alanları (InsurTech) sigorta şirketlerinin önümüzdeki dönemlerdeki önceliklerini etkileyebilir.”


Araştırmanın editörü David Lascelles sonuçları şöyle değerlendirdi: “Altıncı kez yapılan araştırmada ilk defa işletme riskleri sigortacılar açısından en büyük tehlikeyi oluşturuyor. Sektördeki yapısal ve teknolojik değişiklikler geleneksel iş modellerini altüst edebilir. Sigortacılar aynı zamanda oldukça zor bir ekonomik ortamla mücadele ediyorlar. Bu da, bu alandaki kaygının neden en yüksek seviyede olduğunu açıklıyor.”

Finans sektöründeki küresel trendler neler?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.