Günümüzde, dünya üzerindeki insanların büyük çoğunluğunu artık Y Kuşağı temsil ediyor.
Xerox, iş dünyasına giderek daha fazla hakim olan Y Kuşağı’nın çalışma motivasyonunu artıracak teknolojik yaklaşımları açıklıyor.
X Kuşağı’ndan tamamen farklı alışkanlıklara sahip olarak yetişmiş bu nesil, iş gücü potansiyelini elinde tutuyor. Son 20 yılda benzeri görülmemiş bir gelişme gösteren teknolojik yeniliklerin içinde yetişmiş bir nesil olan Y Kuşağı, yüksek donanımı sebebiyle her zaman ilerleme arayışı içerisinde olma eğilimi gösteriyor.
Ancak bu durum, gelenekselleşmiş metotlarla varlığını sürdüren işletmeler için zorlayıcı olabiliyor. Dünyanın önde gelen teknoloji şirketinin farklı kuşakların çalışma alışkanlıkları üzerine gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre, Y Kuşağı’na mensup çalışanların yüzde 20’si ilk iki yıl içerisinde işi bırakıyor. Aynı çalışanların yüzde 60’ı ise, kendilerini tamamlamadığını hissettikleri bir işten ayrılmaktan hiç çekinmeyeceklerini belirtiyor.
Böylesine yüksek beklentileri karşılamak her şirket için kolay olmayabilir. Şirketin iş analistleri, Y Kuşağı çalışanlarının yüksek birikimlerinin ve potansiyellerinin karşılığını verecek, onlara gerekli şartları sağlayabilecek şirketlerle çalışmak istediğini belirtiyor. Saydamlık, güven, büyüme fırsatları ve düzenli geri dönüşler, Y Kuşağı’nın çalışma hayatının olmazsa olmazları arasında yer alıyor.
Her şirketin iç politikalarını ve çalışan ilişkilerini farklı şekilde sürdürdüğü göz önüne alınırsa, her şirket için işe yarayacağı garanti edilen öneriler sunmanın ne kadar zor olduğu anlaşılabilir.
Ancak, istisnasız her şirketin öncelik vermesi gereken konulardan birinin teknoloji olduğu aşikar. Y Kuşağı’na mensup çalışanların ilgisini çekebilmek ve daha da önemlisi, onları kalıcı olarak kazanabilmek isteyen her şirket, çalışma ortamındaki teknolojik gelişmelere ayak uydurmak durumunda kalıyor.
Bundan dolayı Xerox, Y Kuşağı’na mensup çalışan ve çalışan adaylarının ilgisini çeken ve onları şirkete bağlı tutan 5 teknolojik iş yaklaşımını açıklıyor:
1- Yeni nesil teknolojiye yatırım yapın
Y Kuşağı’nı diğer nesillerden ayıran en büyük özellik, teknolojiye verdikleri değer olarak öne çıkıyor. Y Kuşağı’na mensup bir çalışan, eski teknoloji donanım ve yazılımlarla çalışmak istemiyor, her zaman teknolojiyi takip ettiğinden, tüm imkanlardan haberi oluyor.
Bu durum eski cihazlarla çalışmak istememek veya seçimlerinin sizden daha iyi olduğunu iddia etmek anlamına gelmiyor, sadece akıllıca seçimler yapma içgüdüsünün bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Şirket sahipleri kullanılacak teknoloji hakkında akıllıca seçimler yaparsa, çalışanlar da söz konusu şirketin kendilerine bir şeyler katabilecek akıllı bir şirket olduğunun farkına varabiliyor.
2- Daha verimli iş süreçlerini destekleyin
Y Kuşağı’na uygun bir çalışma ortamı oluşturmanın yolunun en modern teknolojik yenilikleri kullanmaktan geçmesinin esas sebebi, teknolojinin çok daha verimli çalışmanın kapılarını açabilecek yegane unsur olması.
İş analistlerinin değerlendirmelerine göre, Y Kuşağı’nın yeni nesil teknolojilere yönelmesinin sebeplerinden biri de sözkonusu teknolojilerin üretkenliğe yapabileceği katkıların bilincinde olmaları. Henüz akıllı bir doküman iş akışına sahip olmayan şirketler, çok geç olmadan bu konuda adım atmalı.
Söz konusu iş akışını elde etmeye giden yolda Y Kuşağı çalışanlardan yardım istemek, görüşlerine başvurulmasından hoşlanan bu kuşaktan çalışanlarla olan bağı güçlendireceği gibi, en doğru adımları atmaya da yardımcı olur.
3- Nereden isterlerse oradan çalışmalarına izin verin
Çalışanlarına evden çalışabilecekleri kadar kapsamlı bir özgürlük ve esneklik sunabilmek veya mobil iş gücü kullanabilmek sadece orta/büyük çaplı şirketlerin yapabileceği bir şey değil. Doğru araçlar kullanıldığı takdirde küçük işletmeler de çalışanlarını ofiste olmadıkları zaman dilimi içerisinde üretken tutabilir. Şirketin iş analistlerine göre, bu süreçte odaklanılması gereken birkaç soru var:
- Mobil cihazlara neden ihtiyaç duyuluyor?
- Mobil cihazları sistemlerinize nasıl entegre edersiniz?
- Şirket içi donanım ve yazılımları daha mobil dostu yapmanın bir yolu var mı?
Bu soruların birçok farklı cevabı olabilir. Ancak şu kesin ki, Y Kuşağı iş kurgusu düzenlenmemiş ofislerde tam verim alamıyor.
Verimsiz iş akışları, çalışanların asıl yapmaları gereken işe odaklanmasını engelleyerek üretkenliği düşürüyor. İş akış süreçleri düzenlenmiş çalışma ortamlarında ise, zaman kayıpları ve ofis maliyetleri büyük ölçüde azalıyor, verimlilik artıyor.
Bundan dolayı da sonuçlara odaklanmayı seven ve iş akışı ile ilgili süreçlerin külfete dönüşmesinden yakınan çalışanlar, bu süreçleri düzenleyebilecek altyapıya sahip şirketleri tercih etme eğiliminde oluyor. Söz konusu altyapıya sahip şirketler, çalışma ortamlarında kişiselleştirilmiş iş akışları oluşturmaya olanak sağlayarak verimi artıran ve zaman kaybının önüne geçen Xerox Connectkey gibi yazılım platformlarını tercih ediyor.
4- Y Kuşağının aklında şüphe bırakmayın
Çalışanlara güvenilir bir şirket olduğunu göstermenin pek çok yolu var. İşinin güvenliğini yeni nesil teknolojiler ile sağlayan bir şirket, çalışanlarına aşılayacağı güveni maksimize etmiş olur. Şirketin ağ güvenliği alanında pazar lideri McAfee gibi firmalarla yaptığı iş birlikleri, sadece şirketlerin değil, çalışanlarının da kişisel bilgilerini korumaya odaklanıyor.
5- Bir amaçları olduğunu hissettirin
Y Kuşağı çalışırken, yaptıklarının para haricinde bir amaca hizmet edebilmesini istiyor. Kendileri gibi işverenlerinin de iş haricinde içinde yaşanılan toplum ve sorunları ile ilgili olmasını önemsiyor. Konu teknoloji olduğu zaman, çevre dostu çözümler kullanmak Y Kuşağı çalışanların kafasında, şirketin iş dışındaki duruşu ile ilgili oluşan soru işaretlerini gidermeye yardımcı oluyor.
Y Kuşağı, bu zamana kadar görülmüş çalışan tiplerinden çok daha farklı bir kesimi temsil ediyor. Bu kuşağın teknolojiye olan güveni, şirketlere çalışanlar ile kalıcı bir bağ kurabilecekleri çalışma ortamlarını hazırlama konusunda önemli bir ipucu teşkil ediyor.