Havuz yerine neden deniz tercih edilmeli?

Acıbadem Ankara Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Reyhan Erol, yaz aylarında yapılması gereken hususlar konusunda uyarılarda bulundu.

havuz mu deniz mi?

Çocukların bebeklerin ve yaşlı insanların bağışıklık sistemlerinin hassas olduğunu söyleyen ve bu nedenden ötürü denizin tercih edilmesi gerektiğinin altını çizen Erol “Havuzlar bakterilerin hızla üredikleri yerlerdir. Sıcak ortamda mikroplar çok kolay üreyebiliyor dolayısıyla havuz konusunda özen göstermeliyiz” açıklamasında bulundu.

Soğuk havaların insan vücuduna olumsuz etkileri bulunduğu kadar sıcak havalarında zararları olduğunu belirten Erol “Özellikle belli yaş gruplarında bu risk daha fazla artıyor. 60-65 yaş üzerinde, çocuk ve bebeklerde sıvı kayıplarının daha fazla olduğunu görüyoruz. Mümkün olduğunca bu yaş gruplarının saat 11.00 ile 16.00 arasında dışarı çıkmamalarını öneriyoruz. Eğer mecburi bir işleri varsa bol sıvı almaları, yanında sıvı bulundurmaları, ara öğünlerini yapmaları, taze sıkılmış meyve suyu ve meyve tüketmeleri uygun olacaktır.” diye konuştu.


Sıvı tüketimi her yaşta çok önemli

Dr. Erol sıvı tüketiminin her yaşta çok önemli olduğunu anlatarak özellikle 1 yaşından sonra günde en az 3 litre kadar sıvı almanın gerekliliğine vurgu yaptı. Erol, yaşlı insanların da sıvı tüketimi konusunda hassas davranmaları gerektiğinin önemle altını çizerek “Biliyoruz ki özellikle aşırı sıcaklarda ‘sıcak çarpması’ dediğimiz durumlar var ve bu durum her yaşı etkiliyor. Güneş çarpması; erişkinlerde bulantı, kusma, halsizlik, baş ağrısı, kendini iyi hissetmeme gibi durumlar olarak kendisini gösteriyor.


Böyle bir durum hissedildiğinde vatandaşlarımızın en yakın merkeze ulaşması gerekiyor. Çocuklarda ise bunu tanımlamak daha zor. Özellikle çok küçük bebeklerde ağlama, huzursuzluk, bıngıldağın çökmesi, ağlayınca ağzının kuru olması, ağlayınca gözyaşının olmaması, idrar miktarının belirgin azalması ilk bulgu oluyor. Bu tür durumlarda muhakkak bir hekime başvurmak lazım” dedi.

Sıcak havalarda emzirme ihmal edilmemeli

“Yenidoğanlarda ilk 1 ay sıvı kayıplarının çok hızlı yaşanır” diyen Dr. Reyhan Erol sözlerine şöyle devam etti: “Yenidoğan döneminde eğer anne sütü veriyorsak bebeklerin ekstra su gereksinimi yoktur fakat annelerin bol emzirmeleri gerekiyor. Mamayla besliyorsak da üzerindeki kullanma talimatlarına uyarak mamaların hazırlanması gerekiyor. Bebeklere, ateşli hastalık, kusma, ishal gibi önemli durumlarda su verilmesi konusunda ise muhakkak hekime başvurmak gerekir.”

Güneşe çıkmadan yarım saat önce krem sürülmeli


Güneş kremini bolca sürmenin etkili olmadığını ileten Erol,” Güneş kremlerini ihtiyacımız olduğu zaman sürelim çünkü kremlerin yaptığı filtre neticesinde D vitamini alımını da D vitamini yapımını da engelliyor. O yüzden vücudun açıkta kalan bölgelerine özellikle çocuk ve erişkinlerde çok önemli güneşe çıkmadan yarım saat önce belli aralıklarla da bu güneş koruyucu kremlerini yenilemek lazım. Özellikle organik olan ve kimyasal filtre içermeyen birçok güneş kremi var, gerekirse bunları uzmanlara ve doktorlarınıza sorup öğrenebilirsiniz. Toksik madde içermeyen kremlerin de tercihi çok önemli. Kremler kimyasal filtre içeriyorsa bunların bebeklere, çocuklara ve yetişkinlere zararları var. O yüzden birikimin olmaması açısından bunlara dikkat etmek bir hayli önemli.” dedi.

Çocuk sağlığında deniz ve güneşin etkileri nelerdir?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.