Orkun Işıtmak: Bir Youtube fenomeninin hazin hikayesi

Orkun Işıtmak’ın, bir Youtube fenomeninin, yaşadığı hazin bir olaydan bahsedeceğim. Başta önemsiz görünen bu konudan, çıkaracağımız onlarca ders var.

Orkun Işıtmak: Bir Youtube fenomeninin hazin hikayesi
Orkun Işıtmak

Orkun Işıtmak

İndigo Dergisi takipçilerinin yaş ortalaması görece yüksek olduğu için, çoğunuzun tanımadığını düşündüğüm bir Youtube fenomeninden ve bu zatın geçen hafta yaşadığı trajik bir olaydan bahsedeceğim. Fenomenimiz henüz yirmi iki yaşında bir genç, ismi de Orkun Işıtmak.

Yine takipçilerimizin yaş ortalaması yüksek olduğundan, işin vahametini anlayabilmeniz için ön bilgi vermeliyim. Orkun Işıtmak, çoğunluğu 12-18 yaş grubundan oluşan üç buçuk milyon aboneye seslenen bir youtuber. Kişilik arayışında olan milyonlarca çocuğa hitap ettiği için, belki de Türkiye’nin en etkili yüz kişisinden birisi. Zira onun gibi internet fenomenleri, siz farkında olmasanız bile çocuğunuzun kişiliğini, mizah anlayışını ve teknolojiye bakış açısını şekillendiriyor.


Orkun’un videoları

Orkun’un videolarının belli bir teması olmamakla birlikte, yaratıcı fikirleri ve görece profesyonel çekimleriyle, kendini izlettirmeyi başarıyor. Keza son çektiği videonun konusu “Bugün beş yüz tane kazı kazan aldım ve hepsini dört günde kazıdım. Bilin bakalım beş yüz kazı kazan kartından kaç para kazandım?” şeklindeydi. Açıkçası videoyu gördüğüm an merakıma yenik düştüm. Çünkü ben de defalarca düşünmüştüm aynı mevzuyu. Bir maaşımın tamamını kazı kazana yatırsam, acaba kaç lira kazanırdım?

Yine başka bir videoda Orkun, Dubai’deki Nusret restoranına gitmişti ve birkaç et parçasına nasıl servet ödendiğini gösteriyordu takipçilerine. Etleri sadistçe bir sapkınlıkla tokatlayarak meşhur olan, aklını yitirmiş dünyamızın bir başka fenomeni Nusret’in, Arapları nasıl kazıkladığını merakla izlemiştim Orkun’un ince zekası sayesinde.  

Velhasıl yirmi iki yaşındaki bu genç, merak uyandıran videoları ve cahil cesaretiyle, sadece çocukları değil, yetişkinleri de ekran başına kitleyebiliyordu. Tabii bu yazının esas konusu bu değil.

Geçtiğimiz hafta Orkun’un, Gezi olayları sırasında, polislere küfür ve hakaret ettiği nahoş videolar sızdırıldı internete. Videoların birinde Orkun’un “hükümetin a… k…” şeklinde küfrettiğini, diğerindeyse polisleri kastederek “öldürelim bunları!” diye bağırdığını görüyoruz.

Videolar yayılır yayılmaz, Orkun Işıtmak’ın sanal bir lince maruz kalması şaşırtıcı olmadı. Son birkaç gündür, Orkun’un çektiği tüm videolar hakaretlerle damıtılmakta ve şehit çocuğu olduğunu belirten gençlerin “benim babam senin gibiler yüzünden şehit oldu!” minvalindeki sert tepkilerine maruz kalmakta… Kısacası eğlence amacı taşıyan, üç buçuk milyon aboneli bir kanal, hiddetle sarsılıyor son günlerde.

“Youtube fenomeni Orkun Işıtmak, Gezi provokatörü çıktı”

Doğal olarak mevzu, ulusal medyanın da gündemine geldi. Güneş ve Akşam gazetesi, “Youtube fenomeni Orkun Işıtmak, Gezi provokatörü çıktı” başlığıyla duyurdu konuyu okuyucularına.

Gezi olayları sırasında Orkun’un henüz on yedi yaşında, seçme ve seçilme hakkı olmayan, çevresindekilerin gazına gelmiş bir velet olduğu, haberin hiçbir satırında belirtilmedi tabii. Yani ulusal medya da kendine yakışanı yaparak, Orkun’u öfkeli kalabalığın önüne attı.

Konuyla alakalı kendi düşüncelerimi aktarayım kabul buyurursanız. Öncelikle, Gezi olaylarındaki polis imgesiyle, şu andaki polis imgesi tamamen farklı. Gezi olayları zamanında, Althusser’in deyimiyle devletin baskı aygıtını temsil eden, anti demokrat bir polis imgesi vardı. O dönem IŞİD belası vuku bulmamıştı. FETÖ de sözüm ona “zararsız” bir cemaatti ve şehirlerde bombalar patlamıyordu.


Haliyle polis teşkilatı gündelik işlerden ötürü kolayca eleştirilebiliyordu. Bugünse toplumda bambaşka bir polis algısı var. Teşkilatın terörle mücadeleye bizzat katılması, darbe girişiminin önlenmesi ve Fethi Sekin gibi kahramanların tarihe geçmesiyle birlikte, meslek hak ettiği itibarı yeniden kazandı. Başka bir deyişle, polisler son beş yılda yeniden millileşti.

Orkun Işıtmak’a linç kampanyası

Orkun’a yönelik bu linç kampanyasının nedeni de toplumun geçirdiği bu hızlı değişimdir. Orkun’un bizzat yüklediği videolar, 2012 yılında kimsenin tepkisini çekmezken, bugün onu bir vatan hainine dönüştürdü. Yaşananlar, biraz bilimsel şekliyle böyle özetlenebilir. Gelelim işin duygusal boyutuna…

Orkun Işıtmak: Bir Youtube fenomeninin hazin hikayesi

Orkun Işıtmak’ın açıklaması

Orkun, yaşadığı bu sanal lincin akabinde, bir açıklama yapmak zorunda kaldı. Açıklamayı hiçbir değişiklik yapmadan aktarıyorum:

“Arkadaşlar, son yayınlanan videoları gördüm, haberim var. Bundan 2-3 hafta önce de yine bana benzediği iddia edilen birinin polislere küfür ettiği bir video yayınlanmıştı. Yine benzer bir şey yaşıyoruz. Her zaman size karşı samimi ve dürüst oldum, bu sefer de farklı olmayacak. Son videolardan bir tanesi gerçekten de bana ait. 15-16 yaşımda, gençlik heyecanımla etrafımdaki atmosferin de gazına gelip söylediğim saçma sapan bir ifadeyi içeriyor. Ama onun dışında da polisimize hakaret etmek, tehditler savurmak zaten haddim değil. Aramızda ufakken yaptığı saçmalıklara bakıp utanmamış birisi varsa parmak kaldırsın.

Ben 4 yıl önceki o davranışımdan dolayı pişmanım. Bana hiç yakışmadı, biliyorum, ama yıllar geçtikçe, yaşım ilerledikçe ve sağlıklı karar verebilir hale geldikçe böyle bir şey yaptığımı dahi unutmuşum. Daha 15 yaşındayken yaptığım bir şeyin birtakım başka görüntülerle birleştirilmesinden doğmuş böyle bir polemikle gündeminizi işgal ettiğim için kötü sözlerimle incittiğim herkesten çok özür diliyorum.

Ben bir siyasi figür değilim, tek amacım beni seven insanları eğlendirmek. Bugüne kadar videolarımda saygı çerçevesi dışına çıkmamak ve iyi örnek olmak uğruna neler yaptığımı herkes bilir. Ben çizgimi bozmadan devam ediyor olacağım ve size layık olmak için elimden geleni yapmaya devam edeceğim. Sevgiler.”

Sağlıklı düşünebilen bir toplumda yaşıyor olsaydık, şu açıklamadan sonra konuyu kapatırdık. Neticede bir gencin on yedi yaşındayken (kendisi o dönem on beş yaşında olduğunu söylüyor ama Orkun 96 doğumlu) yaptığı vahim hatayı kabul ettiğini ve özür dilediğini görüyoruz.

Lakin ne yazık ki bu konu burada kapanmayacak. Muhtemelen Orkun bir süre daha tehdit altında olacak. Politik görüşleri de ifşa olduğu için, belli amaçlar uğruna nefret unsuru olarak resmedilmeye devam edecek. Neticede kişilik arayışındaki çocukların rol model aldığı, videoları milyonlarca defa izlenen bir gençten bahsediyoruz.


Bu kıssadan çıkaracağımız hisse ise şu: Çocuğunuz bir gün internet ünlüsü olursa, paylaşımlarını anbean takip etmeniz ve onu eğitecek gerek pedagojik gerekse teknolojik donanıma sahip olmanız gerekecek. Çünkü unutmayın ki her an linç edilebileceğimiz bir dünyada yaşıyoruz artık.

Sosyal Medya ve Yalnızlık


İsmail Pişer
İzmir’de doğdum, Denizli ve Eskişehir’de büyüdüm, Mersin ve Ankara’da okudum, Konya’da ve birçok şehirde yıllarımı geçirdim. Belki biraz göçebe ruhlu olduğumdan, kendimi hiçbir vilayete ait hissetmedim. Hepinizin aşina olduğu o boşluk duygusu, bana yazma tutkusu olarak sirayet etti. Bolca öykü ve deneme yazdım. Yazmak para kazandırmıyor çoğu zaman ama akıl sağlığı için gerçekten hayati olabiliyor.