Atatürk Orman Çiftliği, endüstriyel ve tarımsal üretimin yapıldığı ve halka açık mekanlarıyla örnek bir yaşam alanıydı. Ta ki yağmalanıncaya kadar…
Bataklık ve çorak bir alan olan çiftlik, Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1925 yılında satın alınmış, tarım için ıslah edilerek modern tarım ve sanayi tekniklerinin ilk defa uygulandığı bir kent çiftliği olarak adeta Türkiye Cumhuriyeti için bir üretim modeli olmuştur.
Atatürk Orman Çiftliği: Yağmalanma hikayesi
1925 yılında Mustafa Kemal’in mülkiyetinde olan 52 bin dekarlık çiftlik arazisi 1937 yılında Hazine’ye bağışlanmış, 1950 yılında ise çıkarılan Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü’nün kuruluş kanunuyla AOÇ arazisinin bir bölümü 1950-1983 yılları arasında çıkarılan çeşitli özel yasalarla kiralama, kamulaştırma ve devir yoluyla elden çıkarılmıştır.
Altyapı gereksinimleri AOÇ arazisinden karşılanmıştır
1950’lerden itibaren Ankara’nın altyapı gereksinimleri AOÇ arazisinden karşılanmaya başlanmış ve arazi tarım yapılabilecek alan olmaktan çıkmış, pulluk fabrikası kapatılmıştır.
Çiftlikte yetiştirilen büyükbaş hayvan sayısının azaltılmasıyla fabrikada işlenen süt dışarıdan satın alınmaya başlanmış ve deri fabrikaları kapatılmıştır. Bağcılık bitirilirken şarap üretimi satın alınan üzümlerle sürdürülmüştür.
Kurulduğunda 52 bin dekar olan AOÇ arazisi ranta açılmasıyla birlikte yaklaşık olarak 33 bin 500 dekar alana inmiştir.
Tapusu Orman Genel Müdürlüğü’ne ait Gazi Yerleşkesi birinci sit alanı iken, imara açılabilmesi için 2011 yılında çıkarılan bir yasayla üçüncü derece sit alanına dönüştürülmüş ve TOKİ’ye devredildikten sonra 90 dekarlık alanda Başbakanlık Sarayı yapılması için harekete geçilmiş, üç binin üzerinde ağaç katledilmiştir.
Atatürk Orman Çiftliği: Kurbağa teorisinin küçük bir fotoğrafı
Tıpkı kalem arkadaşım Erdal Kişioğlu’nun yazısında dediği üzere “Ne Mutlu Türküm Diyene” tabeladan kaldırılmadı mı; okullardan “Andımız”; valiliklerden, kamu kurumlarına bağlı hastane, bankalardan “T.C” ibaresi kaldırılmadı mı?!.. İşte tüm bunlar kurbağa teorisi ile milli değerlerimize zarar vermek isteyenlerin yaktıkları ampullerdir!
Ve bugün Atatürk Orman Çiftliğinin 37 metrekarelik alanının ABD’ye satılmasına ilişkin haberler gündemde yer almaktadır. Halbuki bu alan zaten 2014 yılında satılmıştır. İşte bu da kurbağa teorisinin günümüz toplumunda nasıl ve ne şekilde işe yaradığının en büyük kanıtı değil midir?
Velhasılıkelam Atatürk Orman Çiftliği bu anlamıyla bütün yer altı ve yerüstü kaynakları talan edilen, tarımı ve hayvancılığı çökertilen ve dışa bağımlı hale getirilen yıkılmış bir ülkenin küçük bir fotoğrafı değil midir?