Uykusuzluk hipertansiyona neden olabilir

Bireyin temel yaşam gereksinimlerinden biri olan uyku, fizyolojik ve psikolojik iyilik halinin sürdürülmesi için son derece önemlidir. Uykusuzluk, kalp ve damar hastalıkları da dahil olmak üzere birçok sağlık problemini beraberinde getirir.

uykusuzluk hipertansiyon

Tarih boyunca uyku efsaneleri

Bir efsaneye göre, Gece tanrıçası Nyx kendi başına, babasız iki oğul yaratır. Bunlardan birisi Uyku tanrısı Hipnoz, diğeriyse Ölüm tanrısı Tanatos’dur. Böylece uyku ve ölüm arasında bir yakınlık olduğu vurgulanmış ve ikisi kardeş olarak düşünülmeye başlanmıştır. Uyku hakkında bilinen ve tahmin edilen tüm özellikler uyku tanrısı Hipnoza atfedilmiştir. Hipnoz, ölüler ülkesinin en derin katmanı olan Tartaros’da karanlık ve dumanlı bir mağarada yaşar. Unutkanlık ve kayıtsızlık ırmağının suları odasının içinden akar. Hipnozun çocuklarından birisi olan Morpheus insanların rüya görmesini sağlar.

Tek tanrılı dinlerde de uyku hakkında ilginç bilgiler mevcuttur. Ülkemizde Selçuk’ta bulunan 7 uyuyanlar mağarası hakkında yazıtlardaki bilgilere göre; İmparator Decius zamanında putperestlerin zulmünden korkan 7 hristiyan genç Panayır dağı eteklerindeki bir mağaraya sığınırlar ve 200 yıl süren derin bir uykuya dalarlar. Uyandıktan sonra Theodesius II. zamanında hristiyanlığın resmi din olarak kabul edildiğini öğrenirler. Bu mucizevi olaydan ötürü mukaddes kişiler olarak kabul edilen yedi genç öldükten sonra yine bu mağaraya gömülürler.


Bilim dünyasındaki kayıtlarda da Aristo, Hipokrat, Freud ve Pavlov gibi bir çok büyük düşünür, uyku ve rüyanın psikolojik ve fizyolojik temellerini açıklamaya çalışmıştır.

Neden uyuruz?

Uyku insan yaşamının yaklaşık 1/3’ünü kaplar. Sadece organizmanın dinlenmesini sağlayan bir hareketsizlik hali değil, aynı zamanda tüm vücudu yaşama yeniden hazırlayan aktif bir yenilenme dönemidir.

Az uyuyan kişilerin, iyi uyuyanlara göre gün içinde daha fazla zorlandıkları; daha fazla gerilim ve depresyon yaşadıkları, yapılan bilimsel çalışmalarda bildirilmektedir

Toplam uyku süresi kişiye göre değişmekle birlikte, erişkinlerde günde 7-8 saat arasındadır.

uykusuzluk insomnia hipertansiyon tansiyon

REM ve Non-REM nedir?

Uykuda birbirini izleyen iki değişim dönemi vardır. Bunlar, hızlı göz hareketlerinin olduğu REM (rapid eye movement) dönemi olarak tanımlanan aktif uyku dönemi ve hızlı göz hareketlerinin olmadığı Non-REM (NREM) dönemidir. Gözleri kapama ile tam uykuya geçme arasındaki döneme ise latent dönem adı verilmektedir. Bu latent dönemden sonra değişim dönemleri başlamaktadır.


NREM dönemi dört evreye ayrılmaktadır. Evre 1 ve 2 yüzeysel uyku dönemini, evre 3 ve 4 ise derin uyku dönemini oluşturur. Bu evrede göz hareketleri yoktur, kas tonüsü azalmıştır, nabız ve solunum yavaşlamıştır.

REM döneminde ise beyin hiperaktivite gösterir; nabız hızlanmıştır, solunum hızı ve kan basıncı değişkenlik gösterir.

Yetersiz uyku nelere yol açar?

Yetersiz uyku belli bir süre sonra yorgunluk, bezginlik, dikkati toplayamama, ağrıya karşı duyarlılığın artması ve sinirlilik gibi durumlara neden olur. Uyku yoksunluğunda düşünce, duygu ve motivasyon alanlarında bozulmalar başlamaktadır. Yeterince uyumayan bireylerde fiziksel ve bilişsel çökkünlük yaşandığı bilinmektedir.

Ayrıca uyku süresindeki kısalmanın metabolik ve hormonal değişikliklere neden olduğu belirtilmektedir.

Uyku ile kan basıncı arasındaki ilişki

Kan basıncı ve kalp hızı uyku sırasında düşük değerlerle seyreden diürnal bir ritme sahiptir. Uyku başladığında kan basıncı yavaş yavaş düşer, uyanış anına kadar düşük seyreder, uyanma anında birden yükselir. Her gece daha az saat uyuma, 24 saatlik ortalama kan basıncı ve kalp hızında artışa neden olabilir.


2003 yılında yapılan bir çalışmada, kısa uyku süresinin kadınlarda kalp krizi sıklığını artırdığı gösterilmiştir ve bu artışın kan basıncındaki artış neticesinde olduğu varsayılmıştır.

İyi bir uyku için yapılması gerekenler

  1. Uyku gelmeden önce yatağa yatılmamalıdır.
  2. Yatak sadece uyumak amacıyla kullanılmalıdır. Yatakta televizyon seyretmek, kitap okumak gibi aktivitelerden kaçınılmalıdır.
  3. Eğer yatağa yattıktan sonra 30 dk içinde uykuya dalınamazsa, yataktan kalkılmalıdır. Tekrar yatmak için uykunun tekrar gelmesi beklenmelidir.
  4. Sabahları hep aynı saatte kalkılmalıdır. Uyanık olunsa da sabahları yatakta uzun süre kalma özellikle yaşlılarda ertesi gece uykunun gelmesini geciktiren önemli bir faktördür.
  5. Çok yorgunluk hissedilse bile gündüz kestirmelerinden kaçınılmalıdır. Böylece uykunun gece saatlerine yoğunlaştırılması sağlanmalıdır.
  6. Gün içerisinde, akşam saatlerine yakın olmamak kaydıyla mümkün olabildiğince egzersiz veya yürüyüş yapılmalıdır. Gün içinde yapılan fiziksel aktiviteler, geceleri uyumaya yardımcı olur.
  7. Akşam yemeği hafif olmalı ve yatma saatine yakın olmamalıdır.
  8. Gün içinde, özellikle de öğleden sonra ve akşam saatlerinde çay, kahve ve sigara gibi uyarıcı maddeler alınmaktan kaçınılmalıdır.

Sabahları dinlenmiş olarak uyanmak için 10 ipucu