TEOG neden kaldırıldı? Peki şimdi ne olacak?

TEOG Sınavı elbette ideal bir ölçme ve değerlendirme aracı değildi. Ama TEOG sınavının kaldırılıp yerine yeniden tasarlanacak ve uygulamaya koyulacak olan sınav TEOG sınavını mumla aratacak cinsten bir sınav olacaktır.

TEOG neden kaldırıldı? Peki şimdi ne olacak?

Daha doğrusu söz konusu “sınav” gerçek ve olması gereken bir sınav olmayacaktır. Neden derseniz? Çünkü gerçek sınavlar ideolojik ve siyasi amaçlara göre şekillendirilen sınavlar değil, değer biçmeye ve biçilmiş değerleri yetiştirmeye yönelik sınavlardır. Değer biçme ve yetiştirme işi de siyasi, ideolojik değil öncelikle bilimsel ve evrensel ölçütleri olan işlerdir.

Eğitimde “ölçme ve değerlendirme” diye bir uygulama vardır ve elbette olmalıdır.

Bir ölçme değerlendirmenin (yani sınavların) ideal olması için öncelikli ön koşul tüm çocuklara ve gençlere fırsat ve imkan eşitliği sağlanmış olması gerekliliğidir.


Gelelim TEOG sınavlarının kaldırılmasına… Öğrencilere fırsat ve imkan eşitliği vermiyor diye kaldırılmıyor TEOG sınavı.

Tam tersine “değer biçmeye yönelik” bir sınav olduğu için kaldırılıyor.

Bu bağlamda şu soruyu sormak bir eğitimcilik görevdir;
“Siz sınav kaldırmak yerine, niçin öncelikle tüm ülkenin çocuklarına eğitimde fırsat ve imkan eşitliği sağlama peşinde değilsiniz?

Peki şimdi ne olacak?

Elbette bir ölçme değerlendirme /yani sınav) sistemi gelecek yine. Ama bu gelecek olan asla gerçek bir ölçme değerlendirme olmayacak.

Çünkü olduğu gibi yönlendirmeyi hedefleyen ve sağlayacak olan bir sistem tasarlanmaktadır. Yönlendirmeyi amaçlayan bu sistemde, yönlendirme ölçütü çocukların yeterlilikleri değil, hangi okuldan geldikleri olacaktır.

Unutmayınız çok önemlidir; “Değer biçmeye yönelik ölçme değerlendirme” olmadığı sürece, çocukların kendi özellik ve yeteneklerine ilişkin geleceğe yönelik eğitim almalarını sağlamak ve onların yaşamlarında çok verimli olmaları sağlamak mümkün olmamaktadır. Bu on yıllardır test edilmiş gerçektir.

Şimdi yeni sınav sistem “herkes istediği okula gidebilecek” düşüncesi üzerine inşa edilecektir. İşte asıl bu eşitsizliğin daniskasıdır…

Bir ortaokul öğrencisi okul puanı ve alan ile ilgili değer biçmeye yönelik” olmayan sıradan ve özelliksiz “yetiştirmeye ve biçimlendirmeye” yönelik sınavlar ile istedikleri okula yönlendirileceklerdir.

“İmam hatipleri popüler kılmak için Fen Liselerine kıymayın efendiler” desek bir şey ifade etmeyecek. “Mesele imam-hatip meselesi değil ulan !!!” diyeceklerdir muhtemelen.


Peki nedir o halde?

Örneğin; Fen lisesine gidecek bir öğrencinin, fen lisesine yönelik bir “değer biçme” sınavından geçmesi gerekmiyor mu? Öğrenciler fen lisesine girdikten sonra tipik bir fen lisesi öğrencisi olabiliyorlar mı?

Hani sen eşitlikten yanaydın? Sorusunun yanıtı, eşitlik herkesi yetenekleri ve yetileri doğrultusunda eşitçe değerlendirmektir. Herkesi her okula gidebilmesini sağlayacak önlemler ve düzenlemeler yapmak değildir.

Fen lisesinin, Sosyal bilimler lisesinin, Anadolu lisesinin ve diğer liselerin sınavlarını gelecek ortaokul öğrencilerinin geldikleri okullara göre ve gelirken getirdikleri okul özelliklerine göre değil, gidilecek okulun(lisenin) özelliklerine göre test edilecek bir ölçme değerlendirme eşitliğin ve eğitimde yönlendirmenin ideal uygulamalarındandır.

Çok daha ideali ortaokul sürecindeki “yeti ve yeteneklerin” belirleyici olduğu ve yönlendirildiği bir sistemdir ancak bu sistemde de mesleki ortaokulların yönlendirileceği yer aynı alana yönelik mesleki liselerdir. Zaten itiraz da buna.. Çünkü işin ideolojik boyutu olduğu için asıl ideal olana ve ideal olana yönelik bir çalışma asla söz konusu olmuyor. İmam hatip ortaokuluna gidecek bir çocuğun illa ki fen lisesi veya akademik liselere gitmesini sağlamak yerine, o çocuğun akademik amaçlı ortaokula gitmesi gerekir. Böyle olursa hiç bir mesele kalmaz.

Ama hayır. Dert doğru ve bilimsel olana yönelik bir çalışma değil maalesef. Dert bütün okulları imam-hatipleştirmek.

Yeni tasarlanan/tasarlanacak olan sınav sistemi eğitimin çıktıları bakımından tam bir felaket olacaktır. Bunu söylemek ve yazmak felaket tellallığı yapmak değildir. Bununla ilgili çok fazla ve yeterince somut delil ve gerekçe vardır.

PİSA test sonuçlarını okul türleri açısından değerlendirmek dahi yeterlidir (Bkz). Uluslararası PİSA testlerinin içinde fen bilimleri ve okuduğunu anlama gibi farklı kategorilerde sınavlar vardır. Merak edenler lütfen bir baksınlar, Türkiye’deki hangi okul türleri bu sınavlarda ne durumdadır.

Eğitimde eşitliği sağlamak adına (bu ifade tamamen demagoji ve yalandır), tüm okulların seviyesini aşağıya çekmek, bu halka ve bu memlekete yapılacak en büyük kötülük olacaktır.

Bu arada belki ayrıntı gibi görülebilir ama şu an itibariyle ortaokulda okumakta olan ve dört yıldır veya üç yıldır ya da iki yıldır bu sınavlara hazırlanmış olan çocuklar ne olacaktır? Onlara büyük haksızlık yapılmış olunmayacak mıdır? Bir yasa yürürlüğe girdikten sonrası süreçte ilgili olanları kapsaması gerektiği konusu en basit demokratik ve hukuk toplumlarında dahi uygulanan bir teamül ve zorunluluk değil midir?


Son olarak şunu da ifade etmek yapılan işlerdeki absürdlüğü ve siyasi nedeni ortaya koyacak niteliktedir. TEOG sınavını getirenler bugün neden TEOG sınavını kaldırma ihtiyacı duyuyorlar. Getiren de kendileri, kaldıran da kendileri… Neymiş efendim “çocuklar yarış atına dönmüş”… Bakınız hangi iş ve alan ile ilgili olursa olsun bir sistem sürekli değiştirilme ihtiyacı içindeyse oradaki arıza daha çok sistemden değil, sistemi kuranlar ve getirenler ve uygulayanlar ile ilgilidir. Çünkü bir işte gereğinden çok değişiklik ihtiyacı demek, o ihtiyacın farklı boyutları olduğunun kanıtıdır.

Örneğin:

türkiye sınav sistemi eğitim

‘TEOG kaldırıldı: Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz açıkladı’