Yabancı oyuncu sayısı: Türk futbolunda bitmeyen tartışma

Ulusal takım yabancı oyuncular yüzünden mi başarısız? Futbolseverler yabancı oyuncuları neden destekliyor? Yabancı oyuncu sayısının sınırlandırılması Türk futbolu için bir yükseliş reçetesi mi?

Türk futbolunda bitmeyen tartışma: Yabancı oyuncu sayısı

Yabancı oyuncu sayısı: Türk futbolunda bitmeyen tartışma

Teknik Direktör Mircea Lucescu’nun, Süper Lig’de oynayan yerli oyuncu sayısının az olması nedeniyle ulusal takıma oyuncu seçmekte zorlandığını söylemesi sonucunda spor kamuoyu yabancı oyuncu sayısıyla ilgili ciddi bir tartışma içerisine girdi. 05 Ocak 2015 tarihinde, Türkiye Futbol Federasyonu Süper Lig’deki yabancı oyuncu kontenjanını ondörde yükseltmişti. Kararın ardından yalnızca iki yıl geçmesine karşın uygulamanın Türk futbolu üzerindeki etkileri bugünlerde sosyal medyanın gündeminden düşmüyor.

Türk futbolunda yabancı oyuncular her zaman vardı, yabancı oyuncular liglerimize renk kattı.

Türkiye Futbol Ligi’nde, kurulduğu yıldan bu yana, Avrupa futbol liglerindekilere benzer uygulamalar benimsendi. 60’lı ve 70’li yıllar iki yabancı oyuncuyla geçerken, 70’li yılların sonlarında kısa bir süre için yabancı oyuncu yasaklandı, 80’li yılların hemen başında yeniden serbest bırakıldı. Uzun süre iki yabancı oyuncu kontenjanıyla devam edildikten sonra 1989-90 sezonunda üç, 1997-98 sezonunda dört ve 1998-99 sezonunda beş yabancı oyuncuya olanak verildi.


Yabancı oyuncu sayısı: Türk futbolunda bitmeyen tartışma

Endüstriyel futbol milli sınırların yaşamasına izin vermedi

Avrupa futbolu, küresel rüzgarın sert etkileriyle endüstrileşme yoluna girmesi ve Avrupa Birliği’nin yüksek normlarına uyma yükümlülüğü nedeniyle sınırları kaldırdı. Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi’nin başarılı organizasyonu sayesinde futbolseverlerin ilgi ve heyecanını doruğa ulaştırmayı başardı.

Süper yıldızlarla donanmış büyük takımlar öne çıkarak, Türkiye’nin büyükleri de dahil olmak üzere, alt seviyede kalan takımları kolaylıkla elemeye başladı. Türk takımları Avrupa’daki rekabet güçlerini arttırabilmek amacıyla yabancı oyuncu sayısının artırılması gerektiğini sürekli olarak savunarak istemlerini defalarca yinelediler.

Türkiye Futbol Federasyonu, yinelenen istemler karşısında öncelikle +’lı formülleri devreye soktu, kulüplerin yeterli görmemesi sonucunda doğrudan kadroya girme olanakları vererek yavaş yavaş yabancı sayısını sürekli arttırdı. 05 Ocak 2015 tarihinde, tartışmayı kökünden çözecek bir karar aldı. Süper Lig’de mücadele eden takımlara oyuncu kadrolarında ondört yabancı bulundurma olanağı verdiği gibi onsekiz kişilik maç kadrosunda yabancıların tamamına yer verme hakkı da tanıdı.

Türk futbolunda bitmeyen tartışma: Yabancı oyuncu sayısı

Mircea Lucescu: ‘Her takımda oynayan Türk ve yabancı sayısına baktığınız zaman, en fazla dört Türk oyuncu görülüyor.’

Ulusal Takımın son iki yıl içerisinde aldığı sonuçlara bakıp yabancı oyuncu kuralının futbolumuza zararlı olduğunu söylemek doğru olur mu? Konuyu geçmişten gelen verilerle incelediğimizde zararlı olduğuna ilişkin yapılan değerlendirmenin yanlış olduğunu söyleyebileceğimizi düşünüyorum.


Kulüpler ve ulusal takımlar düzeyinde Türk futbolunun en başarılı dönemi olarak görebileceğimiz 1995-2010 yılları ünlü alman futbol adamı Sepp Piontek’in yetiştirdiği parlak kuşak ile gurbetçi gençlerin başarıyla harmanlanması sonucunda yaşanmıştı. O dönem, tüm dünyaya örnek olarak gösterilebilecek bir özkaynak çalışmasıydı. Ne yazık ki çalışmalar sistematik bir düzene oturtulmadığı için başarının sürekliliği sağlanamadı, sonu gelen geçici bir güzellik olarak belleklerimizdeki tahtına kuruldu.

Avrupa’da ekol olarak görülen ülkelerin liglerindeki yabancı futbolcu sayısına dikkat edelim.

Türk futbolunda bitmeyen tartışma: Yabancı oyuncu sayısı

Bugün, Avrupa futbolunda ekol olarak görülen ve dünyanın en büyük yıldızlarını yetiştirmekle ünlü olan Portekiz, Hollanda, Almanya, Fransa, İspanya, Belçika gibi ülkelerin liglerinde yabancı oyuncuyla ilgili birbirinden farklı uygulamalar olmakla birlikte tamamında sayının yüksek tutulduğunu görüyoruz.

Buna karşın, ulusal takımları oyuncu bulmakta hiçbir zorluk yaşamamakta ve dünya futbolunun en büyük şampiyonalarında zafer için mücadele etmekteler. Bunu, güçlü özkaynak sistemleri aracılığıyla sürekli olarak yetenekli oyuncular yetiştirerek ulusal takımlarını ve kulüplerini besleyen özkaynak sistemlerine borçlular. Türkiye Futbol Federasyonu yabancı oyuncuya sınırlama getirmek yerine, defalarca anlatıldığı gibi, ülke çapında uygulanan başarılı bir özkaynak sistemi kurmalıdır.

05 Ocak 2015 tarihinden itibaren neden bütün kulüpler yabancı oyuncuya yöneldi?

Sosyal medyada yabancı oyuncuların varlığından yana görüş bildiren futbolseverlerin çoğunluğu yabancı oyuncu artışının nedenini Türk futbolcuların başarısızlığına bağlıyor. Türk futbolcular Avrupa ölçünlerine göre oldukça yüksek ücretler almalarına karşın profesyonelce davranmadıkları, disiplinsiz yaşadıkları ve yüksek performanslarını uzun süre sürdüremediklerine ilişkin ciddi eleştiriler alıyorlar; özellikle aldıkları ücretlerin karşılığını veremedikleri şeklindeki eleştirilerin ardı arkası kesilmiyor.


Futbolcularımıza Süper Lig’de çoğunluğu geri almaları ve arzu ettikleri ücretleri yeniden kazanabilmeleri için bu eleştirilere kulak vermelerini öneririm.

Dünya futbolunda renkli sarsıntılar ve transfer rakamları


Koray Erdivanlı
1975 yılında İstanbul’da doğdu. 1993 yılında Özel Işık Lisesi’nden mezun olduktan sonra 1998 yılında Marmara Üniversitesi Kamu Yönetimi (Fransızca) bölümünden lisans derecesi aldı. Western Michigan University ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nde MBA dalında yüksek lisans yaptı. 2021 yılında Hacıbektaş Belediyesi tarafından düzenlenen kısa öykü yarışmasında 'Üç Öğüt' adlı öyküsüyle birincilik ödülü; 2022 yılında 25. OŞYAD Geleneksel Şiir Yarışması'nda 'Gurbet' adlı şiiriyle özendirme ödülü kazandı. 2022 yılında 'Yeşil Güller' adlı öykü kitabı ve 'Öfkeli Dargınlık' adlı tiyatro oyunu, 2023 yılında 'Dantelli Tuzak' adlı romanı yayınlandı. Başlıca uğraşlarından biri olan filateli alanında 'Çanakkale Savaşı' ve 'İbn-i Sina' temalı koleksiyonlarıyla beş madalya kazandı. Özel sektörde insan kaynakları alanında yönetici olarak çalışmaktadır. Tarih, spor, sinema ve müzik başlıca ilgi alanları arasındadır.