Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) raporunda, “Dünyada var olan her maddenin anti maddesinin de olduğu, bu nedenle Dünya’nın aslında var olmaması gerektiği” belirtildi.
Independent’ın haberine göre Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) araştırmacıları tarafından “dünyanın var olması” üzerine bir rapor yayınlandı.
Dünyanın en seçkin bilim insanları tarafından yayınlanan raporda, “var olan bütün maddelerin anti maddesinin de olduğu” ifade edilerek, bu sebepten dolayı dünyanın kendisini yok etmesi gerektiğinin altı çizildi.
“Evrenin kendisini neden yok etmediğini bilmiyoruz.” notu düşülen raporda, bilimin tümevarım sonucuna göre bu sonucun çıktığı belirtildi.
Bir yerde asimetri olmalı
“Evrende, standart modele göre, eşit miktarlarda madde ve anti madde bulunuyor. Maddenin ve anti maddenin evrenin hala neden etrafında olduğunu açıklayan bazı farklılıklar arıyoruz. Ancak, farklı kütleleri, elektrik yükleri veya başka şeyleri olan çeşitli olasılıklar denedik ancak hiçbir fark bulamadık” ifadelerini kullanan araştırmanın başındaki isim olan Christian Smorra, “Bütün gözlemlerimiz, madde ve anti madde arasında tam bir simetri buluyor, bu nedenle evren aslında mevcut olmamalı” açıklamasında bulundu.
Asimetrinin bulunduğu yerin var olması gerektiğini belirten Smorra, “Biz sadece farkın nerede olduğunu anlamıyoruz. Simetri kırılmasının kaynağı nedir? Bunu arıyoruz.” ifadelerini kullandı.
CERN nedir?
CERN Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi anlamına gelen Fransızca Conseil Européen pour la Recherche Nucléaire sözcüklerinin kısaltmasıdır. Bu kurum, İsviçre ve Fransa sınırında yer alan dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuvarıdır. 1954 yılında 12 ülkenin katılımıyla kurulmuş olan CERN’in günümüzde 21 tam üyesi ve 2 tam üyelik adayına ilaveten, 1 de ortak (asosiye) üyesi (Türkiye) vardır.
CERN’de yüzlerce bina ve 3000 personel (fizikçiler ve destek personeli) vardır. Bu personelden 100 kadarı kuramsal fizikçilerdir. Diğerleri ise, çeşitli kuramların araştırıldığı deney düzeneklerinin projelerini hazırlayan, yapımını sağlayan ve deneyleri yürüten deneysel fizikçiler ve mühendislerdir. CERN’in kendi personeline ek olarak dünyanın yüzden fazla ülkesinden yaklaşık 10000 kadar fizikçi ve mühendis de CERN’de yer almaktadır.
CERN’de yapılan bilimsel çalışmalar:
- 1973: Gargamelle’de nötr akım bulundu.
- 1983: W ve Z bozonları UA1 ve UA2 deneylerinde bulundu UA s
- 1995: PS210 deneyinde ilk anti hidrojen atomları üretildi.
- 1999: NA48 deneyinde CP simetrisi bulundu
- 2010: 38 Antihidrojen atomu saniyenin 6’da 1’i boyunca kapana kıstırıldı.
- 2011: Antihidrojen atomları 15 dakika(~1000s) boyunca tutuldu.
- 2012: Higgs bozonuna benzeyen 125 GeV/c2 ağırlığında bir bozon tespit edildi.
Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (LHC) nedir?
Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (LHC, İngilizce Large Hadron Collider) dünyanın en büyük ve en güçlü parçacık çarpıştırıcısı, şimdiye kadar inşa edilmiş en büyük, en karmaşık deneysel tesis ve dünyadaki en büyük tek makine.
Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi (CERN) 1998 ve 2008 yılları arasına 100’ü aşkın ülkeden 10.000 bilim insanı ve mühendisin yanı sıra 100’ün üzerinde üniversite ve laboratuvarın katılımıyla inşa edildi.
Maddeyi yüksek sıcaklık ve yüksek yoğunlukta incelemek için tasarlanmıştır ve böylece Büyük Patlama’dan hemen sonra oluşan plazma ortamındaki kuark-gluon birleşimleri gerçekleşebilir ve bu sayede mezon ve baryonlar oluşabilir.
175 m derinliğinde, Fransa-İsviçre sınırının altında ve Cenevre, İsviçre yakınlarında olup 27 kilometre (17 mi) uzunluğunda bir tünel çevresinde uzanır. İlk araştırması 30 Mart 2010 ve 13 Şubat 2013 arasında daha önceki çarpıştırıcı dünya rekorundan yaklaşık 4 kat daha fazla,[4] demet başına 3.5 teraelektronvolt’luk (TeV) ( toplamda 7 TeV) bir enerji ile, 2012’den itibaren demet başına 4 TeV’e çıkarak (toplamda 8 TeV) gerçekleşti.
13 Şubat 2013’de LHC’nin ilk çalışması resmi olarak sonlandırıldı ve planlı yükseltmeler için faaliyeti sonlandırıldı. Yükseltilmiş çarpıştırıcıda ‘test’ çarpıştırmaları 5 Nisan 2015’te yeniden başladı. 20 Mayıs 2015’te demet başına 6.5 TeV’e ulaştı (toplamda 13 TeV, şimdiki dünya rekoru). İkinci araştırması 3 Haziran 2015’te başlamıştır.
Sistem iki yıllık modernizasyonun ardından, iki katına çıkartılmış enerji seviyesiyle, 5 Nisan 2015 tarihinde yeniden çalıştırıldı. Bilim insanları 20 Mayıs 2015’te protonları 13 TeV’ta çarpıştırarak ilk rekorunu kırdı. Daha önce 2012 yılında en yüksek 8 TeV’de çarpışma başarılmıştı. Son olarak 2016 yılında bu projenin 300TB boyutunda verisi, bilim insanlarına açık hale getirilmiştir.
Higgs Bozonu nedir?
Tanrının zerrecikleri ya da tozu da denilen, bilimsel adı Higgs Bozonu zerreciği olan bu anti-madde partikülleri Atlas Deneyi ile 2012 yılında keşfedildi. Böylece bilim belki de uygarlığın en önemli keşfi yapılmış oldu.
Higgs alanı dediğimiz şey, bütün evrenin sahip olduğu tüm alanı ifade ediyor. Bu analojide de bir odayı dolduran tüm insanlar Higgs alanı olarak tarif edilebilir.
Bu hızlandırıcı ile bir saniyede 600 milyon parçacık çarpıştırılıyor. Bu çarpışmalardan bir yılda elde ettiğimiz verileri CDlere kaydetmeye çalışıp üst üste dizseydik 20 km’lik bir dağ olurdu.
Protonların çarpışmaları sırasında ortaya çıkan proton enerjisi ışık hızının yüzde 99,999 katı kadar yani Bolu Dağı Tüneli’ni saniyenin 100 binde biri kadar sürede geçmekle eşdeğer. Çarpışma sırasındaki sıcaklık ise güneşin merkezinden 100 bin kat daha fazla.
Son teknoloji ürünü süper iletkenlerin bulunduğu 27 km’lik bir tünelde, eksi 271 derecede yapılan çalışmalarda elementin atom altı parçacıkları ışık hızına çıkarılarak, tünelin ortasında kafa kafaya çarpıştırıldı. Uzun borular içinden geçirilen hızlandırılmış partiküllerin çarpışması, tıpkı evrenin oluşmasına yol açan Big Bang (Büyük Patlama) gibi bir durum yaratıldı.
Kara Madde’nin ipuçları
Muazzam proje kapsamında gerçekleştirilecek deneyler esnasında minyatür kara deliklerin ortaya çıkması ve evrenin sürekli genişlemesine neden olan kara maddeye dair yeni ipuçlarının elde edilmesi hedeflendi.
Cihaz çalıştırıldığında; mıknatısla tünelde hızlandırılarak yaklaşık ışık hızına ulaşan protonlar, karşı yönden gelen protonlarla çarpıştırıldı. Bir saniyede 800 milyon çarpışmanın gerçekleştiği deney esnasında her proton, saatte yaklaşık 200 km hız yapan 400 ton ağırlığında bir trenin çarpmasına eşit bir darbeye maruz kaldı.
Çarpışma sonrasında ortaya çıktığı öne sürülen Tanrı’nın zerrecikleri tünelin içine yerleştirilen Atlas dedektörü tarafından tespit edildi. Yazının devamı: Tanrının Zerrecikleri: İnsan hücrelerinin içsel elektrik alanları