İran ile Suudi Arabistan arasındaki gizli savaş

Şii din adamı El Nimr’in idamından Müslüman Kardeşler ve Katar’a İran ile Suudi Arabistan arasındaki gerilim nasıl yükseldi?

iran İran ile Suudi Arabistan arasındaki gizli savaş sürüyor!

Ortadoğu iyice karıştı… Kim kime destek veriyor; hangi gizli ortak anlaşmalar var bunu anlayamıyorsunuz! ABD ve Rusya, Suriye konusunda anlaştıkları yönünde açıklamada bulunuyor. Bir süre sonra Rusya, ABD’nin IŞİD’e desteğinin devam ettiğini ifade ediyor.

Yani Ortadoğu’da bulunan bir güç boşluğu taraflardan biri tarafından hemen dolduruluyor. Suriye ve Irak’ta yaşanan vekalet savaşının dışında gizli bir savaş da, aslına bakılırsa Suudi Arabistan ile İran arasında yaşanıyor…


Müslüman Kardeşler

Ortadoğu’nun uzun yıllardır bilinen bir örgütü var. Bu örgüt 1928 yılında Mısır’da kurulan Müslüman Kardeşler‘dir. Örgütü, Türkiye’de veya dış kamuoyunda, kimi teröre destek veren hatta terör örgütü olarak görürken kimi de legal bir yapılanma olarak ifade ediyor. Türkiye de bu örgüte destek verenler arasında…

Katar meselesi

Geçtiğimiz aylarda Araplar, Katar’a yönelik kararlar aldı, tabi ABD’nin emriyle. Burada bir blok oluşturuldu. Bu bloğun bir tarafında bu örgütü terör örgütü olarak gören Mısır, Suudi Arabistan yer alırken diğer tarafta ise İran’la Türkiye yer aldı! Bu arada Suudiler, Katar’ın Müslüman Kardeşler’e olan desteğini çekmesini istedi ancak ne tuhaftır ki kendisi de Suriye’de Müslüman Kardeşlere desteğini sürdürüyor. O yüzden boşuna söylenmiyor uluslararası ilişkiler ‘çıkar’lardan örülür diye…

Bu noktada İran’la Suudiler bu bölgede birbirlerine yönelik her konuda ciddi bir karşıtlık içerisindeler. Katar’da birbirine muhalif olan bu ülkeler, Suriye’de Esad konusunda da yıllardır vekalet savaşı sürdürüyorlar.

Bu savaşın tabi ki ana kaynağı, Ortadoğu’nun artık kronikleşmiş olan mezhep sorunu!  Konu mezhep olunca da Katar’da yan yana gelen İran’la Türkiye bu noktada ayrışıyor. Sünni Suudiler, Türkiye’ye yaklaşırken; Şii İran, Suriye’nin yanında yer alıyor!

Suudiler ile İran arasındaki sorun sadece Ortadoğu genelinde değil, kendileri arasında da ciddi bir sorun teşkil ediyor!


Suudi Arabistan ile İran arasındaki gerilim nasıl yükseldi?

Suudiler İran’ı kışkırtmak için 2016 yılında Şii din adamı El Nimr‘i idam etmişti. O dönemde Şiiler büyük öfke kusmuştu!

8 Mayıs 2017’de Suudi Savunma Bakanı Muhammed Bin Selman “Savaşı İran sınırlarına çekmeliyiz” derken; İran Savunma Bakanı Hüseyin Dehkan da “Ahmakça bir şey yaparlarsa Mekke ve Medine dışında güvenli alan bırakmayız” dedi.

Bu açıklamadan bir ay sonra…

7 Haziran 2017 tarihinde de İran’ın başkenti Tahran’daki Meclis’e ve Humeyni’nin türbesine yakın bir yerde terör saldırısı düzenlenmiş 12 kişi hayatını kaybetmiş ve 47 kişi de yaralanmıştı. Bu olayın hemen ardından da İran Devrim Muhafızları, “Saldırının arkasında Suudi Arabistan var. Kimsenin şüphesi olmasın. Saldırının intikamını alacağız.” açıklamasında bulundu.

8 Ekim 2017’de yani dün de Suudiler’in önemli bir yerleşim yeri olan Cidde’de Selam Sarayı‘na Suudi olan biri tarafından saldırı düzenlendi ve bu saldırıda 2 güvenlik görevlisi hayatını kaybetti. Bu saldırıyı İran üstlenmedi, üstlenmesi de beklenemez; ancak, Suudiler Meclis’e saldırdı, İran’da Selam Sarayı’na saldırdı dersek yanlış olmaz!


Bu olaylardan yola çıkarak bu savaşın devam edeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz…

Ey Ortadoğu Aslanı Beşar Esad sen nelere kadirsin


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…