İstismara duyarsız kalmak istismar vakalarını artırıyor

İstismar denilen çeşitli tür ve nitelikteki her türlü suça, gerek hukuki ve gerekse sosyal anlamda canhıraş ve topyekûn bir şekilde karşı çıkmamak, istismara duyarsız kalmak ve istismar edene hukuki bir bedel ödetememek istismarı artıran nedenlerin başında gelmektedir.

istismara duyarsız kalmak İstismara

İstismara uğrayanı hor görmek, yanında olmamak, istismara uğramanın değil; asıl uğratmanın rencide edici olduğuna ilişkin bir kültür oluşturmamak ise istismarların devamı için en uygun toplumsal zemini oluşturur.

Cinsel istismar, fiziksel istismar, duygusal/psikolojik istismar ve ihmal şeklinde türleri olan istismar, çeşitliliği açısından bakıldığında, ülkemizde ve dünyada istismarın zemininin ve alanlarının ne kadar çok olduğu ortaya çıkmaktadır.


İstismar konusu ve istismarın yüksek oranlarda görülüyor olması sadece iktidarların politik ve ideolojik nitelikleri ile açıklanabilecek bir durum değildir. Ancak iktidarlar, yönetim biçimleri ve yönetim sistemleri ile istismar oranı arasında anlamlı bir ilişki olduğu da nesnel bir gerçekliktir.

İktidarlar elbette “istismarda bulunun” demezler. Yasalara göre de istismar elbette suçtur.

Ama yönetenler istismar konusunda kayıtsız kalan tutum ve davranışlarda bulunurlarsa ya da istismar karşıtlığı ile ilgili çok belirgin karşıt bir tavır almıyor veya istismar olayının yaşandığı kişi ve kurumlar ile ilgili ideolojik ve siyasi nedenler ile ciddi tutum geliştiremiyorlarsa istismarı artışı konusunda büyük bir sorun var demektir.

Tüm bunlara ilaveten mahkemeler istismar suçuna ilişkin yasaları uygularlarken istismar eden lehine hafifletici nedenleri uygulamak durumunda kalıyorlarsa ister istemez istismar edenlerde ve potansiyel istismarcılarda istismarın suç niteliğine ilişkin bir algı yaratabilmektedirler.

İstismar nedir?

Sözcük anlamı olarak istismar karşındakinin iyi niyetini veya durumunu kötüye kullanarak ona zarar vermek olarak özetlenebilir. İstismar çeşitleri, istismar alanları ve daha önemlisi istismar edilen kişilerin yaş ve özellikleri dikkate alındığında “istismar etme” probleminin çok önemli bir memleket ve bir dünya meselesi olduğu ortaya çıkar.


İstismarların en tepki çekeni ve korkuncu elbette cinsel istismardır. Fiziksel istismar ve psikolojik istismar ve ihmal etme olarak çeşitlendirilen istismar etmenin veya istismara uğramanın alanlarını oldukça genişletmektedir. Gerek ülkemizde ve gerekse dünyada okullar, spor kulüpleri, yurtlar, özel kurum ve vakıflara ait eğitim kursları gibi alanlar, toplu veya tek olarak bulunulması gereken yerler, aile içi ve akraba ilişkilerine dayalı istismarlar da düşünüldüğünde istismarın olmadığı bir alan neredeyse yok gibidir. Çünkü istismar bir anlamda istismar edenin güçlü olmasına bağlı olarak gelişen bir sapkınlık ve bir davranış bozukluğu meselesidir.

İşin fiziksel ve psikolojik istismar boyutları o kadar fazladır ki, neredeyse yaşadığımız her ilişki bir istismar vakasıdır.

İstismar türleri ve vakalarının kayda geçmiş sayısı oldukça fazladır. Kayda geçmemişler ise geçenlerden çok daha fazladır. Beraber düşünüldüğünde, yeryüzünün istismara uğrayanlar açısından nasıl bir cehennem olduğu açıktır.

Çünkü istismar gücü gücü yetene yettiği ölçüde eziyet etmesinin bir sonucudur. Hastalıklı olma hali yanında, kültürel yapı, yönetim sistemleri ve yönetimlerin tutum ve davranışları bu anlamda bağımlı değişkenler olarak karşımıza çıkmaktadır.

İstismar mutlaka ve tamamen önlenmesi gereken ve önlenmesi için her türlü önlemin alınması gereken büyük bir mesele ve bir insanlık suçudur.


İstismarsız bir hayat, o hayatın içindekiler için daha sağlıklı, daha mutlu, daha verimli bir hayat demektir. Bu daha sağlıklı, daha verimli ve daha mutlu bir ülke anlamına gelmektedir.

Çocuğun ‘cinsel istismara’ uğradığı nasıl anlaşılır?