Dilin farklı bölgelerinin farklı tatlar algıladığı doğru değilmiş!

Yaşamımız boyunca elbette her birimiz yemek yemeğe ve lezzete önem vermişizdir. Peki, dilin farklı bölgelerinin farklı tatlar algıladığı bilgimizin artık çürütüldüğünü söylesek…

Dilin farklı bölgelerinin farklı tatlar algıladığı doğru değilmiş!

Yıllar boyunca dilin farklı bölgelerinin farklı tatlar algıladığını sanıyorduk. Ama bunun pek doğru olmadığı anlaşıldı!

Okulda tat alma duyusuyla ilgili ders görürken bir diyagram üzerinde dilin ayrıldığı bölgeleri ve nerede hangi tadın alındığını gösteren bir resim kullanılırdı. Dilin arka kısmında acımsı tatlar, önde tatlı, ön kenarlarda tuzlu ve arka kenarlarda ekşi tatların hissedildiği yazardı.

O zamanlar bu ayrımın doğru olduğunu sanıyorduk, ama olayın bu kadar basit olmadığını görüyoruz.


Bu tezi 1901’de ileri sürenlerden biri, Alman bilim adamı David Pauli Hanig’di. Yaptığı deneylerde, tat alma duyusunun dilin farklı bölgelerine göre değiştiğini görmüştü.

Dil ucunun ve kenarlarının en hassas bölgeler olduğunu bulmuş, ama bunun tatlarla ilgili olduğuna dair bir şey söylememişti. Ama bu bilgiyi diyagram haline getirdiğinde farklı bölgelerin farklı tatlarla ilgili olduğu izlenimi ortaya çıkmıştı.

Dilimizin farklı bölgelerini farklı tatlar algıladığı doğru değilmiş

Florida Üniversitesi’nden tat uzmanı Steven Munger, bu diyagramı Edwin Boring adlı psikoloğun bu şekilde yorumladığına inanıyor.

Boring, algı ve duyular konusunda bir kitap yazmış, burada dilin farklı bölgelerinde hangi tatların alındığını gösteren bir diyagram da kullanmıştı.

Bugün dilin farklı bölgelerinin tatlı, ekşi, acı ve tuzlu tatları algılayabildiğini biliyoruz. Tat duyargaları başka yerlerde de vardır, damakta, boğazda, vs.

Bu duyargalar dört ana tadı alabildiği gibi, en son keşfedilen umami (Japonca’da hoşa giden kelimesinden alıntı, lezzetli tat anlamında kullanılıyor) tadını da algılayabiliyor.


Bu tatların hepsi aynı şekilde algılanmıyor. Önceleri, tat duyargalarının içindeki reseptör hücrelerin her tür tadı alabileceği sanılıyordu. Ancak California Üniversitesi‘nden Charles Zuker bu fikri çürüttü.

Dilimizin farklı bölgelerini farklı tatlar algıladığı doğru değilmiş

Zuker ve ekibi tatlı, ekşi, acı ve umami tatların hangi reseptör hücreler tarafından algılandığını saptamış, sadece tuzlu tadı algılayan reseptör hücresi tespit edilememişti. 2010’da bu reseptör de belirlendi.

Her insanda yaklaşık 8000 tat duyargası vardır. Bunların her birinde çeşitli reseptör hücreleri bir aradadır ve böylece her biri beş tadı da algılayabilir.

Dilimizin farklı bölgelerini farklı tatlar algıladığı doğru değilmiş
Dilin farklı bölgeleri beş tadı da algılayabiliyor. / ALAMY

Tatla ilgili mesajlar iki kranyal sinir yoluyla beyne iletilir. Bunlardan biri dilin arkasında, diğeri ise önündedir. Dilin farklı bölgelerinin farklı tatlar aldığı iddiasını çürüten bir başka veri ise dil önündeki sinirin uyuşturulması halinde bile insanların dil ucuyla algıladığı sanılan tatlı tadını bile hissetmesidir.

Peki beyin kranyal sinirlerin ilettiği mesajları nasıl yorumluyor?

2015’te Columbia Üniversitesi’nden bir ekip, farelerde her tat için uzman beyin hücrelerinin olduğunu gördü.

Yani her tat için beynimizde uzman bir aygıta sahip olduğumuz söylenebilir. Ama dilin farklı bölgelerinde yoğunlaşmış tat duyargalarından ziyade, beyinde her biri belli bir tada ayarlanmış olan uzman reseptör hücreler söz konusudur.


Kısacası, dilimizin farklı bölgeleri her tadı algılayabilir. Bazı bölgeler belli tatlara karşı biraz daha duyarlı olsa da bu farklılıklar çok da önemli boyutta değildir.

Uyku hakkında bilmediğiniz şaşırtıcı bilimsel gerçekler


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.