Reza Zarrab: Zafer Çağlayan’a 45 – 50 milyon Euro verdim

ABD’nin New York kentinde başlayan Hakan Atilla’nın yargılandığı davada tanık olmayı kabul eden Reza Zarrab mahkemede konuşuyor: “Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a 45 – 50 milyon Euro verdim.”

reza zarrab zafer çağlayan rıza sarraf rüşvet

Reza Zarrab, Halkbank’a yaklaşmaya çalıştıkça dönemin ekonomi bakanı Zafer Çağlayan’a rüşvet verdiğini jüriye itiraf etti. Mahkemede konuşan Zarrab, “Zafer Çağlayan’a 45-50 milyon euro rüşvet ödediğimi düşünüyorum. Buna diğer para birimleri dahil değil” dedi.

Bloomberg İstanbul ofisinin başında bulunan gazeteci Benjamin Harvey, Zarrab’ın sözlerine yer veriyor: “Zarrab, Zafer Çağlayan’ın kendisinden İran ile ticaretten yarı yarıya kâr paylaşımı istediğini söyledi.”


“ABD Hükumeti söz vermedi”

Reza Zarrab mahkemede ilk sözlerinde “Sorumluluğu kabul etmek ve cezaevinden çıkmak için en hızlı yol (ABD ile) işbirliği yapmaktı. Cezamın ne olacağı konusunda kimse bana söz vermedi” ifadesini kullandı.

reza zarrab zafer çağlayan iran işinde yarı yarıya paylaşım

“Egemen Bağış aracı oldu”

Hakkındaki suçlamaları kabul edip savcılıkla işbirliği yapmayı kabul eden Reza Zarrab önce savcılar, sonra da eski Halkbank yöneticisi Hakan Atilla’nın avukatları tarafından sorgulanıyor. İşte ifadeleri:

Reuters’ın aktardığına göre; mahkeme salonunda eski AB Bakanı Egemen Bağış’ın fotoğrafı gösterildi. Zarrab, Aktif Bank’ta hesap açmak için ilk girişiminin başarısız olmasının ardından Egemen Bağış’ın aracı olarak Aktif Bank CEO’su ile Reza Zarrab arasında görüşme ayarladığını bildirdi.

Zarrab’ın ifadeleri:

“​Mart 2016’da tutuklandığımda FBI’ya doğruları söylemedim. Neyle karşı karşıya olduğumu bilmiyordum. Uzun bir yolculuktan sonra şoka girmiştim. Doğru yanıtları veremedim. Çok korkmuştum.”

“ABD hükümeti bana hiçbir af sözü vermedi. Cezama hakim karar verecek.  Savcılıkla işbirliği, sorumluluğumu kabul edip hapisten çıkmanın en hızlı yoluydu”

“Otelde falan kalmıyorum. Kesinlikle hareket özgürlüğüm yok. FBI gözetimindeyim. Hapisteyken bir gardiyana içki ve cep telefonu kullanımı için rüşvet verdiğim doğru.”

“Zafer Çağlayan’a rüşvet verdim”

“(Aktifbank gelirinin önemli bir kısmını karşılıyor muydu? sorusuna) Kesinlikle evet.”

“Halkbank ile ilişkim 2012 yılında başladı, fakat bağlantılarım daha eskiye dayanıyor.”

“Eşim (Ebru Gündeş) Türkiye’de ünlü bir sanatçı olduğu için hep göz önünde olan bir kişiydim. Bu yüzden (Halkbank eski Genel Müdürü) Süleyman Aslan ile çalışmak için fazla görünürde olan biriydim. Aslan bu nedenle benimle çalışmak istemedi.”

“(‘Aslan sizi geri çevirdikten sonra neden Zafer Çağlayan ile iletişime geçtiniz?’ sorusuna cevaben) İletişime geçtim çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin Ekonomi Bakanıydı.​”


“Çağlayan’a 45 ila 50 milyon avro arasında bir rüşvet ödedim. Buna diğer para birimlerinden verdiğim paralar dahil değil.​ Çağlayan, İran ile yapılan işlerden yüzde 50 kar payı istedi.”

pete brush reza zarrab rıza sarraf zafer çağlayan

“Günlük 5 – 10 milyon Euro ile başladı”

“Eski AB Bakanı Egemen Bağış Aktif Bank’ta hesap açmam için yardım etti”

“İran Merkez Bankası’na finansal hizmet konusunda anlaşmaya vardık.”

“Aktif Bank genel müdürü ile görüşmeden sonra hesap açtım. Hesap 5-10 milyon Avro ile başladı (günlük işlem hacmi).”

“İran Merkez Bankası ile yaptığımız anlaşmanın bozulmasından sonra aralarında Hüseyin Necefizade’nin de bulunduğu Bank Mellat yetkilileriyle görüşüp Amerikan yaptırımlarını delmeye başladık.”

İran eski cumhurbaşkanı Ahmedinejad ile bağlantısını kabul etti

Reza Zarrab, İran eski cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile bağlantısını kabul etti. Zarrab, ayrıca 2010 ve 2011 yıllarında İran Merkez Bankası’nın eski lideri Mahmud Bahmani ile iki kez doğrudan toplantı yaptığını söyledi. Zarrab, İran merkez bankasına doğrudan nakit teslimatı yapmak için anlaşma yaptığını söyledi.

Zarrab, İran’ın gaz ve petrol satışlarından elde ettiği geliri kullanamadığını söylerken, yaptırım kuralları konusunda en iyi bilgiye sahip kişinin Hakan Atilla olması nedeniyle onu aradığını söyledi. “Bu salonda sizinle bu planda çalışan bir kişi gösterir misiniz” sorusuna, “Bu insan Hakan Atilla’dır” yanıtını verdi.

“İki haftadır FBI’ın denetimindeyim”

Zarrab, otelde kaldığına yönelik söylentiler hakkında konuştu. “Otelde mi kalıyorsun” sorusuna hayır yanıtını veren Zarrab, “İki haftadır FBI’ın denetimindeyim. Metropolitan Tutukevi’nde (Detention Center) kalıyorum” dedi. Tutukevinin bir fotoğrafı altta görülüyor:

İddiaya göre Reza Zarrab 7 suçlamayı kabul etti

ABD basınından olayı canlı aktaran gazeteci Pete Brush Twitter hesabından, Zarrab’ın “(ABD ile) işbirliği yapmak sorumluluğu kabul etmek ve cezaevinden çıkmak için en hızlı yoldu” söylediğini aktardı, 7 suçlamayı kabul ettiğini bildirdi. Bir cezaevi gardiyanına içki getirmesi ve cep telefonunu kullanması için rüşvet verdiğini de itiraf etti. Ayrıca, cezanın ne olacağı konusunda kimsenin kendisine söz vermediğini de ekledi.

Zarrab, “Savcılığa karşı üç yükümlülüğüm var, gerçekleri söylemek, ABD hükümetiyle işbirliği yapmak ve bundan sonra asla suç işlememek.” dedi. Zarrab, 2016 yılında Miami’ye gidişine ilişkin ise “Neyle karşılacağımı bilmiyordum. Uzun bir seyahatin ardından şoke olmuştum. Doğru yanıtları veremedim. Endişeliydim” ifadesini kullandı.

Duruşmaya öğle arası verildiği açıklandı.


(Kaynak: BBC Türkçe, SolHaber, BirGün)

17 – 25 Aralık tapeleri New York mahkemesinde dinletilecek!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.