İstanbul’da zabıta görevlisine atılan dayağı, AKP iktidarının yönetim anlayışı ile değerlendirdiğinizde Türkiye’deki demokrasi kültürünün ne halde olduğu gözler önüne seriliyor…
Türkiye’nin Mozambik’ten bir farkı yok!
Birçok yazımda belirtmişimdir, Türkiye’nin Mozambik’ten bir farkı yoktur diye… Yani bunu da laf olsun diye söylemiyorum!
Bir fark var ise herhalde yaptığımız “yol”dur, “köprü”dür. “Yol”unu yaptığımız başka şeyler de var tabi; farz-ı misal Rıza Sarraf gibi bazı adamlara imtiyazlar sunup “koskoca” bakan dediğin adamın, bir “para cambazı”nın karşısında “önüne yatması” da ayrı bir tartışma konusudur!
Yıllarca “keklenen bir kitle”nin bizlere bahşetmiş olduğu bir yönetim anlayışı, bu ülkeyi ne yazık ki çivisi çıkmış bir toplum yapısına kavuşturmuştur. AKP iktidarının sürüncemede bıraktığı birçok karar mekanizmaları bugün Türkiye’nin sosyokültürel kimliğini de zedelemiştir.
Maalesef bir ülkede demokrasi, demokrasi kültürü geceden sabaha olmuyor, bu bir süreçtir. 1930’lu yıllarda Büyük Önder’in başta kadınlara yönelik demokrasiye dönük attığı adımlar devam ettirilemediği için bugün toplum içinde kadının sesi güçlü çıkmaktan ziyade artık, “kadın” kavramı bile öteleniyor, ötekileştiriliyor. Demokrasi adına bu sadece bir örnekti. Tabi başka konularda da Türkiye’nin daha birçok sorunu var.
Demokrasi, öyle sahanda yapılan omlete benzemiyor. Şipşak olmaz yani. Demokrasi bir kültürdür. İyice çiğnenmesi ve sindirilmesi gerekir. Aksi durumda mideyi bozar, Türkiye’de olduğu gibi!
Bakın, bugünlerde çok konuşulan bir görüntü var! Adamın (!) biri, ‘adamın biri’ dediğime bakmayın “rütbe”si olan adamın biri, çıkıp bir zabıta görevlisini önce azarlıyor, fırçalıyor ve daha sonra dövüyor!
Bu görüntüleri sosyal medyadan izleyince önce dünyanın başka bir yerinden olduğunu düşündüm; ancak daha sonra baktım ki, bizim buradan bir görüntü; Türkiye’nin metropol şehri İstanbul’dan…
Kanıma dokundu, zoruma gitti, sinirlendim ve zabıta görevlisini döven bu adama karşı birçok kişinin yaptığı gibi ben de güzel (!) sözlerde bulundum!
Yıl 2017 olmuş hala böyle görüntüler izliyoruz!
Hatırlarsanız, birkaç ay önce de okulda bir öğretmen küçük bir çocuğu dövmüştü. Buna benzer görüntüler eminim Türkiye’de birçok yerde var ama görüntü olmadığı için bilmiyoruz…
AKP iktidarı ile 1980’deki askeri rejimin bugün maalesef sivil bir versiyonunu izliyoruz! Daha otoriterleşmiş bir dikta anlayışındaki genel yönetim anlayışı bu olayda yerel bir çerçeve kazanmıştır.
Zabıta görevlisinin ne suçu olduğu önemli değil! Bir kusuru var ise, uyarı cezası verirsin, inceleme başlatabilirsin, soruşturma açarsın; yani bu işin yönetmeliğinde ne varsa onu yaparsın! Yönetmelikte de “dayak” olduğunu, bu amirin böyle askeri bir diktatör gibi davranması gerektiğinin yasal bir karşılığı olduğunu düşünmüyorum.
Bu amirin görevden uzaklaştırılması yeterli midir? Kesinlikle hayır! İşini kaybetme korkusu ile “hazır ol”da dayak yemeyi bekleyen o zabıtanın, o onur kırıcı duruşu bana Türk halkının, AKP iktidarı karşısındaki duruşunun küçük bir örneğini, minyatürünü gösterdi!
Bu yüzden demokrasi olmayan Türkiye’de AKP ile de bu demokrasinin güçlenmesini beklemek hayalden öte olmayacaktır!
