Türkiye: Dünyada en fazla gazetecinin tutuklandığı ülke

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, işsiz ve tutuklu gazeteciler gününe dönüştü. Çalışan gazeteciler birçok sorunla boğuşurken, bugün Türkiye’de en çok ‘Gazetecilere Özgürlük’ gününe ihtiyacımız var. Öyle ki 2017 yılında Türkiye, dünyada en çok gazetecinin hapsedildiği ülke oldu.

Türkiye: Dünyada en fazla gazetecinin tutuklandığı ülke

Dünya çapında hapisteki gazetecilerin sayısı 2017 yılında yeni bir rekor kırdı ve mesleki faaliyetleri yüzünden hapsedilen gazetecilerin yarısından çoğu iki yıl üst üste yine Türkiye, Çin ve Mısır’da bulunuyor.

“Tutuklu her gazeteci Türkiye’nin utancıdır”

CHP’li Necati Yılmaz 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaparak, tutuklu her gazetecinin Türkiye için utanç olduğunu  söyledi.


Yılmaz, “12 Eylül döneminde tutuklu gazeteci sayısı 31 iken, Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın verilerine göre bugün 145 gazeteci ve medya çalışanı tutuklu bulunuyor. Tutuklu her gazeteci hepimiz için bir utançtır. Basın ve medya çalışanları 12 Eylül faşizminde dahi böylesine bir baskıyla karşılaşmamıştır. Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi’ne (CPJ) göre, Türkiye 2017’de de dünyada en fazla gazetecinin hapsedildiği ülke olmuştur” ifadelerini kullandı.

Ankara Milletvekili Necati Yılmaz, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde gazetecilere özgürlüğü konuşmanın utanç verici olduğunu belirterek, “Çalışan Gazeteciler Günü’nde gazetecilerin Basın Sigortası 212‘den yoksun çalışmalarını, her geçen gün ellerinden alınan hakları, işsiz gazetecileri ve çalışma koşullarının iyileştirilmesini konuşmamız gerekirken, gazetecilerin özgürlüklerini konuşmamız bizler için utanç vericidir.  Bugünün koşullarında gazetecilere bir özgürlük alanı bırakılmamıştır. Gittikçe daralan sınırlarla tanımlanan özgürlük alanlarımızın tümünde olduğu gibi basın ve ifade özgürlüğü de sınırlandırılmaktadır” dedi.

“AKP gazeteciliği yargılıyor”

AK Parti iktidarının gazeteciliği hedef seçtiğini savunan CHP’li Yılmaz, “AKP iktidarı gazeteciliği yargılıyor ve gazeteciliği suç sayıyor. Bugünlerde gazeteciler ve gazeteler üzerindeki baskı iktidarın inkârı ile dahi örtülemiyor. Aynı manşetle çıkarılan gazeteler, talimatlı manşetler, dünya basınının gördüğü davalara tek satırlık yer ayırmayan üretilmiş, imal edilmiş bir yandaşçılık kendini her yerde ele veriyor. Türkiye tarihine kara bir leke olarak yazılıyor:  Boyalı bir OHAL, yamalı KHK’lar, baskılar ve zulüm. Hiçbir şeyin değiştiremeyeceği tek bir gerçek ise her diktatörlüğün sonu var” dedi.

BİA Medya Gözlem 2016 Raporu’na göre, 2016 yılında çatışma ve eylem bölgelerinde görev yapan medya çalışanlarından 56’sının saldırıya uğradığını, 118 gazeteci ve beş medya kuruluşunun ise tehdit gördüğünü hatırlatan Yılmaz, şöyle devam etti: “AKP tarafından bilinçli olarak muhalif basın yayın organlarına, medya kuruluşlarına ve gazetecilere baskı uygulanmaktadır. Sözcü Gazetesi’ne, Cumhuriyet Gazetesi’ne yapılan baskılar, gazetecilerin hapse atılması, hapse atılmayanların işlerinden atılması, YOL TV, TV10, Hayat TV, IMC TV’nin kapatılması bunlara verilecek örneklerden birkaçıdır. 15 Temmuz’dan sonra işsiz kalan gazeteci ve medya çalışanlarının sayısı 2708 oldu. OHAL’de 16 TV kanalı, 24 radyo, 63 gazete, 20 dergiyle birlikte toplam 178 medya kuruluşu kapatıldı”


Gazetecilik mezunlarının yüzde 19’u işsiz

Yılmaz, “Çalışan Gazeteciler Günü’nde atlamamız gereken bir diğer gerçek de çalışamayan ve çalıştırılmayan gazetecilerdir” diyerek, “DİSK-AR’ın verilerine göre gazetecilik mezunlarının yüzde 19,2’si işsizdir. Ülkemizde işsiz gazetecilerin sayısı 10 bini geçmiştir. Ülkemizde işsizliğin en fazla olduğu mesleklerden biri yine gazeteciliktir ” ifadelerini kullandı.

RTÜK tarafından verilen yayın durdurma kararlarının iktidarın çok sesliliğe tahammülünün olmadığını gösterdiğini kaydeden Yılmaz, şunları söyledi: “RTÜK iktidardan yana olmayan her televizyona ceza yağdırmakta, yandaşların ihlalleri de görmezden gelinmektedir. Ülkemizde muhalif kesimlerin sesini kısmak isteyen iktidar, muhalif medya kuruluşlarını hedef almakla kalmamakta aynı zamanda halka, iktidarın sesinden sufle veren bir basın ve medya mecrasını da oluşturup, beslemektedir”

OHAL dönemi devam ederken, her özgürlükte geriye gittiğimiz gibi basın özgürlüğünde de gerilediğimizi vurgulayan Yılmaz,  “Sınır Tanımayan Gazetecilerin açıkladığı,  2017 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksine göre Türkiye’nin sıralamada ki yeri önceki yıllara göre gerileyerek 180 ülke arasında 155. Sıraya düştü. Bu yer Türkiye’ye hiç yakışmıyor” dedi.

chp ankara milletvekili necati yılmaz

CHP’li Necati Yılmaz:”İddianameler AKP hükumetini yalanlıyor”

AKP Hükümeti gazetecilerin, gazetecilik faaliyetinden dolayı hapiste olmadığını dile getirse de iddianamelerin bunu yalanladığını dile getiren Yılmaz; “İddianamelerde gazetecilerin yapmış olduğu haberler ve yazdıkları yazılar yer alıyor dolayısıyla bu gerçeği yansıtmıyor. İktidar beğenmediği, yayınlanmasını istemediği her bilgi için gazetecileri hedef göstererek meslekte sansür ve otosansürü de yerleştiriyor. Aykırı sese tahammülü olmayan iktidar gazetecileri sıklıkla Cumhurbaşkanı’na hakaretten yargı önüne çıkarıyor. İktidarın aleyhine yazı yazan, konuşan, haber yapan medya çalışanlarının işlerinden atıldığına tanıklık ettik. Gazetecileri, gözdağı vermek amacıyla gözaltına aldılar, savunma hakkı tanınmadan yargılayıp, tutsak ettiler ve tutsak etmeye de devam ediyorlar” ifadelerini kullandı.

“Gazeteciler özgür değilse hiçbirimiz özgür değiliz”


Gazeteciler özgür değilse gerçeğe yakın değilizdir diyen Yılmaz, “Gazeteciler özgür değilse bilmiyoruz, duymuyoruz, görmüyoruz demektir. Gazeteciler özgür değilse hiçbirimiz özgür değiliz. Gazetecilere Özgürlük istiyoruz!” şeklinde konuştu.

2017 yılında medya alanında neler yaşandı?

2017 yılındaki medya ve gazetecilik olayları


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.