İran’da hükümet karşıtı protestolar. Trump’tan manidar açıklamalar. Yoksa Amerika tarafından özgürleştirilme sırası İran’a mı geldi?
İran’da dozajı giderek artan hükümet karşıtı protestolar yapılıyor. 2 kişinin vurularak öldürülmesi ve devlet yetkililerinin ateşi polisin değil yabancı ajanların açtığını söylemesi ile tepkiler daha da alevlendi.
Beyaz Saray’dan ise olaylara dair çarpıcı bir açıklama geldi. Açıklamada: “İran halkının kendini barışçıl bir şekilde ifade etme hakkı vardır.” dendi. İran’da devam etmekte olan protestolarla ilgili İran halkının yanında olunduğuna dair mesaj verildi.
Yakın tarihe baktığımızda Amerika Birleşik Devletleri’nin Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkede gerek yönetimi gerekse petrol ve doğalgaz gibi zenginlikleri kontrolü altına alırken benzer stratejiler güttüğünü görebiliyoruz.
En yakın örneklerden biri olan Irak’taki değişim ve bölünmeye yakından şahitlik ettik. Böl, parçala ve yönet stratejisinin Amerika tarafından tam anlamıyla hayata geçirildiğini gördük.
Elbette İran, Irak’a göre daha büyük ve zorlu bir lokma. Ancak yönetimsel sorunlar varken ve özgürlük yanlıları haklı olarak harekete geçmişken, Amerika’nın daha rahat hamle yapabileceği de su götürmez bir gerçek.
Donald Trump’ın bazı Müslüman ülkelere karşı dışlayıcı tavır almasının ve İran’la düzelme yoluna girmiş olan ilişkileri bozmasının da böyle bir döneme denk gelmesi, parçaların daha net birleştirilmesine fırsat veriyor.
Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul ettiklerini açıkladığı tarih de rastlantı olmasa gerek. Dolayısıyla yaşananlar Amerika tarafından özgürleştirilme sırası İran’a mı geldi sorusunu akıllara getiriyor.
Amerika, her ne kadar zaman zaman Kuzey Afrika ve Asya’nın belli noktalarında da bir şeylere müdahale etme gereksinimi görse de, temel odak noktasının Ortadoğu olduğu herkesçe malum.
Çılgın ve kapitalist dünyada stratejiler de değişebilir. Fakat silah üretiminin sürdüğü, üretilen silahın satılması gerektiği, satılabilmesi için de savaş ortamının olması gerektiği bir düzende Amerika elbette yakınında kavga gürültü istemiyor. Üstelik nemalanabileceği Ortadoğu topraklarını karıştırabilmek de çok kolay.
Hal böyleyken insanoğlunun kendisini bildi bileli kan döktüğü Ortadoğu topraklarında yine birileri boş yere ölecek, birileri koltuklarından düşecek, birileri bir gecede zengin olacak gibi görünüyor.
Sonunda belki özgürleşme de olur ama asıl amacın ne olduğu o kadar belli ki. Sahi İran devrimle modernlikten yobazlığa dönerken işin arkasında kimler vardı?