Fransa’nın başkenti Paris’e giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransız mevkidaşı Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından Elysee Sarayı’nda resmi törenle karşılandı. İkili basın toplantısı düzenledi. Bir Fransız muhabirin Erdoğan’a sorduğu soru üzerine Elysee Sarayı’nda soğuk rüzgar esti.
İki liderin açıklamalarından sonra basın mensuplarıyla soru cevap yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sorulan soru ise salonda gerilime sebep oldu. Fransız gazetecinin bir sorusuna, Erdoğan çok sert yanıt verdi.
İşte Elysee Sarayı’nda gerilime neden olan o diyalog:
Soru: Terörle mücadelede size güvenilir mi? Suriye’de savaşan gruplara silah göndermediniz mi?
Erdoğan: Suriye’ye kim silah gönderdi?
Gazeteci: MİT’e ait TIR’larda silahlar bulundu.
Erdoğan: Sen FETÖ ağzıyla konuşuyorsun?
Gazeteci: Ben gazeteci gibi konuşuyorum
Erdoğan: O operasyonu yapanlar şu anda içeride. Onlar FETÖ’nün savcılarıydı. Onlar hapisteler şu anda. Operasyon yaptılar. İstihbarat teşkilatlarının bu tür operasyonlarına yönelik kamyonlarla silah taşıma gibi yetkileri vardır. Sen bana bu soruyu soruyorsun da. ABD’nin 4 bin TIR gönderdiği silahları niye sormuyorsun? Bunları da araştırsaydın gazetecisin ya. 4 bin TIR. Bunları yazın. Sorularınızı sorarken başkasıyla ağzıyla konuşmayın. Bunları yutacak biri yok karşınızda. FETÖ ağzıyla konuşmamayı da lütfen öğrenin.
Gazeteci: Yani cevabınız hayır.
Macron: Benim cevabım evet olabilir. Çünkü iyi bir işbirliği içindeyiz.
Erdoğan ile Macron görüşmesinden satır başları
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları:
Bu ziyaretimizde, 500 yılı aşkın bir mazisi olan dostluğumuzun bu gün farklı şekilde attığımız adımlarla, yaptığımız anlaşmalarla güçlendiğini düşünüyorum. Siyasi, askeri, ekonomik, ticari gibi konularda görüşmeler yaptık. Her şeyden önce tabi Türkiye-Avrupa Birliği sürecinde ne yazı k ki 54 yıldır bu kapıda bekletilen bir ülke. Bunları da aramızda müzakere ettik.
Gerekçeleri sorduğumuzda, gerekçeleri AB bize sunamıyor. Bu bizi ciddi manada yorduğu gibi milleti mi de yoruyor. Belki de bizi bir karara doğru sürükleyecektir. Artık bizi de alıverin diyecek halimiz de yok. Bakın bunu da buradan Fransa’dan dillendiriyorum. Biz NATO’da beraberiz, yani bizim bir stratejik bir ortaklığımız da var askeri anlamda. EUROSAM anlaşmasını da yaptıktan sonra, amacımız süratle bu yolda ilerlemek. Bir başka adım da özellikle AİRBUS ve THY arasındaki imzaların atılması.
Türkiye 54 yıldır AB kapısında bekletilen bir ülke. AB bize bu konuda gerekçe sunamıyor. Önce 15 fasıl varken bu fasıllar bize gelince 35’e çıktı. Fasılların açılması kadar kapatılmasında da sorun yaşadık.
Bu bizi ciddi manada yorduğu gibi yani belki de bizi bir karara doğru sürükleyecektir.
Zira sürekli olarak ‘ne olur artık bizi de alıverin’ diyecek halimiz de pek yok. Bakın bunu Fransa’dan söylüyorum.
En önemlisi üzerinde durmamız gereken konu, terörle mücadele konusudur. 34-40 yıldır çok ciddi bedeller ödedik. Fransa’nın da çok ciddi bedeller yaşadığını da biliyoruz. AB’nin verdiği bir söz vardı Suriyeli mülteciler hakkında, ama verilen sözde durulmamıştır. Dünya Mülteciler Komisyonu’na bakıyorsunuz, ordan da ciddi bir rakam gelmiyor. Fakat biz bügün bunlara rağmen geri adım atmayacağız. Çünkü, biz bunu insani ve vicdani mesele olarak görüyoruz. Ülkemizde DEAŞ’e karşı, sınırımızda da DEAŞ’e karşı verdiğimiz mücadelemiz var. Ve şu anda PYD, YPG, PKK’nın yan örgütleridir.
Fransa’da nüfusu 700 bin civarında soydaşlarımz var. Onların bir köprü görevi görmesi de bizi mutlu etmektedir. Sadece bu konularla kısıtlı kalmadık. Suriye, İran, İsrail, Filistin, iki devletli bir Filistin meselesini görüştük. Son dönemlerde BM’de yapılan oylamanın, getirisini götürüsünü de konuştuk. Burada ben güçlüyüm, güçlü olduğuma göre haklıyım yanlış. Hayır, güç haktan gelir, haklı değilseniz güçlü değilsiniz. Haklıysanız güçlüsünüz. Libya’da, Mısır’da aynı şeyler yaşanıyor. Bir el buraları sürekli karıştırıyor.
Kudüs-Filistin, konusunda atılacak önemli konular hakkında yakın istişare içerisinde olacağız. Suriye konusunda fikirdar ülkeler olarak, dışişleri bakanlarımızın bir araya gelmesiyle, müsterek adımları nasıl belirleyeceğiz bunu da konuşacağız. Biz 15 temmuzda bildiğiniz gibi 251 şehit verdik. FETÖ terör örgütüne bu bedeli ödetti. Artık dostlarımızı aynı bedeli ödesin istemiyoruz. Biz PKK ile de FETÖ ile de DEAŞ ile de aynı mücadeleyi vermeye devam ediyoruz. Batı her zaman bize şunu söylüyor. Yargı bağımsızdır. Türkiye’de yargı bağımlı değil ki, bizde de bağımsız. Şunu bilmelerini isterim; Terör kendi kendine oluşuyor. Terör ve teröristin bahçıvanı vardır. Bu fikir babaları bunları düşünceleriyle sunar.
Beklediğimizi alabilmek için biraz daha zaman gerekecek öyle görünüyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un açıklamaları:
Diyalog ve ortak çalışma yaklaşımı içerisindeyim. Birlikte çözmemiz gereken pek çok konu var. Görüştüğümüz meselelerden birincisi, terörle mücadele. PKK’yla mücadele ediyoruz, PKK bizim için terör örgütüdür. IŞİD ve diğer örgütlerle de mücadeleyi birlikte sürdüreceğiz.
Filistin meselesinde iki devletli çözüm olmalı. IŞİD sonrası Suriye’de barış ve istikrar sağlanmalı. Suriye yol haritasında birlikte çalışmak isteriz.
Birkaç defa hatırlattığım gibi diyalog ve ortak çalıma içerisinde ilerliyoruz. Aramızda kültürel, entelektüel ve askeri ilişkilerimiz var.
“Türkiye’nin AİHM’e bağlı kalması çok önemli”
Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne bağlı kalması çok önemlidir. AİHM’e gittiğimde bir konuşma yaptım ve Türkiye’nin AİHM’e AİHS’e ve Avrupa Konseyi’ne başlı kalmasının önemli olduğunu vurguladı.
Daha sakin bir diyaloğun önemli olduğunu vurguladım. İki yüzlülükten çıkmak gerekir. Doğallıkla kendiliğinden yeni başlıkların açılması gibi bir şey mümkün olmayacaktır.
Aramızdaki ilişkinin tabiatı çok içten. Türkiye’nin yaşadığı zorlukların bilincindeyim. Terörle mücadelede ortak bir görüşümüz vardır.
Bizim vizyonumuz bireysel özgürlükler bakımından aynı olmayabiliyor. Bir gazeteci ve bir gazetecilik öğrencisi hapse düştüğünde aramızdaki diyalog sayesinde konuyu çözdük.
Savunma konusunda da ilişkilerimizi konuştuk. Ekonomik ilişkilerimiz hakkkında konuştuk. Son aylarda gelişme gösteren, gıda ve tarım alanlarında görüşmelerimizde sığır eti konusunda ilerleme kaydedildi. Tavuk eti ve kanatlı hayvanlar ve meyveler konusunda da bu noktaya gelmeyi umuyoruz.