İran’da 29 Aralık 2017’den beri devam eden gösteriler neredeyse tüm ülkeye yayıldı. Halk ile güvenlik güçleri arasında yaşanan çatışmalarda en az 27 kişi hayatını kaybetti.
Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan da İran’daki protestolarla ilgili açıklama geldi. Ankara’nın açıklamasında, İran’da “Huzur ve istikrarın korunmasına önem atfediyoruz” denilirken, İran’daki haberlerden dolayı endişe duyulduğu belirtildi. İran Milli Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani İran’daki protestolarla ilgili yapılan sosyal medya paylaşımlarının ABD, Suudi Arabistan ve İngiltere tarafından yönetildiğini öne sürdü.
İran’da geçen perşembe patlayan eylemler büyüyerek devam ederken, protestoculara başta ılımlı bir yaklaşım sergileyen İran Cumhurbaşkanı Ruhani dün sertleşti. Ruhani, ‘azınlık’ diye nitelediği eylemcilere karşı cevabı bizzat “İran halkının vereceğini” söyledi.
Ankara’dan İran açıklaması
İran’da devam eden olaylarla ilgili Dışişleri Bakanlığı’ndan açıklama geldi. Açıklamada, “Huzur ve istikrarın korunmasına önem atfediyoruz” denildi. Açıklamanın tamamı şöyle:
“İran’da 28 Aralık tarihinde başlayan gösterilerin yayılarak sürdüğü ve çıkan olaylarda ölenlerin olduğu, ayrıca kamu binalarının zarar gördüğü yönündeki haberlerden endişe duyulmaktadır.”
“Ruhani’nin açıklaması dikkate alınmalı”
Türkiye, dost ve kardeş İran’ın toplumsal huzur ve istikrarının korunmasına büyük önem atfetmektedir. Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Ruhani’nin halkın barışçıl gösteri yapmaya hakkı olduğu, ancak kanunların çiğnenmemesi ve kamu malına zarar verilmemesi gerektiği yolundaki açıklaması dikkate alınarak şiddetten kaçınılması ve provokasyonlara kapılınmaması lazım geldiğine inanıyoruz.
Ankara: “Dış müdahalelerden kaçınılmalı”
Biran önce ülkede sükunetin sağlanmasını ve sağduyunun hakim kılınarak olayların tırmanmasının önüne geçilmesini, gelişmeleri kışkırtıcı söylem ve dış müdahalelerden kaçınılmasını temenni ediyoruz.
İran’da Meşhed‘de başlayan gösteriler ülke geneline yayıldı
İran devlet televizyonu dün geceki gösterilerde 9 kişinin daha hayatını kaybettiğini aktardı.
Necafabat kentinde ise bir polisin öldürüldüğü aktarıldı. Bu bir polisin yaşamını yitirdiğine dair ilk resmi açıklama oldu. Aralarında hükümete yakın Fars haber ajansının da bulunduğu haber kaynakları, ülke genelindeki gözaltı sayısının 200’ü aştığını aktarıyor.
Haritada kırmızı ile işaretlenen yerler ölüm olaylarının yaşandığı bölgeler, diğer noktalar ise gösterilerin düzenli olarak devam ettiği bölgeler olarak ifade ediliyor.
Devlet medyası, Dorud kentinde eylemcilerin çaldığı bir itfaiye aracının altında kalan iki kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Necefabad kentinde ise bir gösterici, polislerin üzerine ateş açtı. İran televizyonu, bir polisin öldüğünü aktardı.
İran olaylardan üç ülkeyi sorumlu tutuyor
İran Milli Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani İran’daki protestolarla ilgili yapılan sosyal medya paylaşımlarının ABD, Suudi Arabistan ve İngiltere tarafından yönetildiğini öne sürdü.
Lübnan medyasına konuşan Şamhani, “İran’daki durumla ilgili etiketler ve mesajlar ABD, İngiltere ve Suudi Arabistan’dan geliyor. Durumla ilgili sosyal medya ağlarında yaşanan şey, İran halkına karşı bir vekalet savaşıdır” dedi.
Anadolu Ajansı da İsfahan vilayetinde 5 göstericinin öldüğünü duyurdu. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise önceki gün kabine toplantısında, şiddete başvurmadan protesto hakkı bulunduğunu dile getirirken, dün tutumunu sertleştirdi.
Ruhani: “Halk cevap verecek”
İran lideri, dün ise resmi internet sitesinden protestocularla güvenlik güçlerinin muhatap olması yerine doğrudan sivil halkın devreye girmesi çağrısında bulundu. Ruhani, “Eleştiri ve protesto tehdit değil fırsattır.
Halk, yağmacılara ve kanunları ihlal edenlere kendisi cevap verecek. Ulusumuz, kanuna ve insanların isteklerine aykırı sloganlar atan ve devrimin kutsallarını ve değerlerini aşağılayan bu azınlıkla ilgilenecektir” ifadelerini kullandı. Perşembe gününden beri süren olaylarda gözaltı sayısı 400’ün üzerine çıktı.
İran yönetimi, eylemcilerin organize olmasını engellemek için Telegram ve Instagram dahil çeşitli sosyal medya hesaplarını kapattı. Telegram’ın kurucusu ve CEO’su Pavel Durov, geçen cumartesi günü Twitter’dan yaptığı açıklamada “Bir Telegram kanalı (amadnews) takipçilerine polise karşı molotofkokteyli kullanmaları çağrısı yapmaya başladı ve bizim ‘şiddet çağrısına hayır’ kuralımıza bağlı olarak askıya alındı. Dikkatli olun. Geçmemeniz gereken çizgiler vardır” dedi. Ancak Durov, Tahran hükümetinin daha sonra Telegram uygulamasına erişimi tamamen kapatması üzerine, önceki gün “İranlı yetkililer, barışçıl protesto yapan kanalları kapatmayı reddettiğimiz için Telegram’a erişimi bloke ediyor” diye bir başka tweet attı.
Şah’a destek sloganları
İranlı İşçiler Ajansı (ILNA), göstericilerin ülkenin kuzeybatısındaki Takistan kentinde bir din adamları okulunu ve hükümet binalarını ateşe verdiğini bildirdi. Bazı eylemciler, ülkeyi 1925’ten 1941’e kadar yöneten Şah Rıza Pehlevi lehine sloganlar attı. 1979’da İslam Devrimi ile devrilen Muhammed Rıza Pehlevi’nin ABD’de yaşayan oğlu Rıza’nın ülkeye gelmesi ve monarşiye dönülmesi yönünde de sloganlar vardı. Pehlevi hanedanı devam etse, İran’ın başında olacak olan Rıza Pehlevi, gösterilere destek veren keskin açıklamalar yapmıştı.
Avrupa Birliği’nden İran açıklaması
Avrupa Birliği (AB) adına sosyal medya aracılığıyla yapılan bir açıklamada İran’ın barışçıl gösteri ve ifade özgürlüğünü garanti etmesinin umduğu belirtildi.
AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini’nin sözcüsü Catherine Ray tarafından sosyal medya üzerinden yapılan açıklamada, AB’nin İran’daki gelişmeleri izlediği ve İran makamlarıyla temas halinde olduğu belirtildi. Gelişmeleri gözlemlemeyi sürdüreceklerini ifade eden Ray, “İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin açıklamalarının ardından barışçıl gösteri ve ifade özgürlüğünün garanti edilmesini umuyoruz” ifadelerini kullandı.
2009’da yaşanan gösterilerin ardından İran rejimi açısından en büyük testlerden biri haline dönüşen eylemlere katılanlara yönelik olarak başlangıçta ‘ılımlı’ bir yaklaşım sergilemesiyle dikkat çeken Ruhani, son açıklamasında azınlık olarak nitelediği eylemcilere cevabı bizzat İran halkının vereceğini belirtmişti.